"Her şeyden rahatsız oluyorum."

409 40 190
                                    


Bebek arabasını restoranın içine doğru sürükledim ve siyah güneş gözlüklerimin arkasından etrafı dikkatlice taramaya başladım. İşte oradaydılar. Kiba'nın arkası bize dönüktü ama özenle topladığı, boynunun altına kadar inen kahverengi saçlarını görebiliyordum.

Sasuke durmadan kıkırdıyor ve önündeki şaraptan küçük yudumlar alıyordu. Şakağımdaki damarlar durmadan atmaya başlamışken derin bir nefes aldım. Kim bilir ne saçmalıklar anlatıyordu. Aptal Kiba.

Sakin olmam gerektiğini kendime bininci kez hatırlattım. Arkamdan yaklaşan garsonun konuşmasıyla yerimden sıçradım ve gözümü Sasuke'den ayırmamaya çalışarak kulak kesildim "Yardım edebilir miyim efendim?"

Arkamı yavaşça dönerken konuştum "Boş masa var mı acaba? Ama tercihen..."

Kiba ve Sasuke'nin oturduğu masanın hemen yanındaki akvaryumu işaret ederken konuştum "Akvaryumu gören masalardan biri olsun. Oğlum balıkları izlemeyi seviyor."

Yalana bak. Boruto'yu bu durum için kullanmak vicdanımı gıdıklıyordu ancak böyle yapmak zorunda kalmıştım bir kere.

Kafasını salladı ve köşesinde durduğumuz masayi işaret ederek konuştu "Buraya oturmanız küçük adam için çok harika olacaktır öyleyse. Ne yemek istersiniz efendim?"

Sandalyeme oturup Boruto'nun bebek arabasını yanıma çekerken mırıldandım "Bir bardak kırmızı şarap ve bebek için de vanilyalı puding alabilir miyiz?"

Garson elindeki cep bilgisayarına bir şeyler tuşlarken sordu "Özellikle istediğiniz bir marka var mı efendim?" Kafamı olumsuzca sallarken konuştum "Senin önerin neyse o olsun."

Kafasını salladı ve yanımızdan uzaklaştı. Bebek arabasına eğilirken fısıldadım "Plan çok ama çok basit Boruto. Gecelerini bir şekilde sabote ediyoruz. Anladın mı?"

Önündeki kemerle oynamaya başladığında içimi çekerek fısıldadım "Bir tane agu sesi çıkarmak ne kadar zor olabilir ki? Kendimi, bir duvarla konuşuyormuş gibi hissediyorum."

Kafamı yavaşça Sasuke'nin oturduğu masaya çevirdim. Kiba'ya gülerek bir şeyler söyleyip ayağa kalktığını görebilmiştim. Alev saçan bakışlarını sertçe üzerime diktiğinde hâlâ sahte bir şekilde gülümsüyordu. Yavaş ve sakin adımlarla yanıma doğru gelmeye başladığında gülümsemesi yavaşça silinmişti. Sinir saçan bakışlarını üzerimden ayırmadan elini masaya dayadı. "Neden buradasın Naruto?"

Boruto'yu parmağımla gösterirken hızlıca konuştum "Vanilyalı puding istedi, ben de onu buraya getirdim."

Sasuke gözlerini şaşkınlıkla açarken fısıldadı "Henüz konuşamıyor."

"O benim oğlum. Ne istediğini anlamam için konuşmasına ihtiyacım yok."

Kaşlarını çatıp sertçe sıktığı dişlerinin arasından fısıldadı "Daha düne kadar ona adıyla bile hitap etmiyordun, şimdi babalık içgüdülerinden mi bahsediyorsun?"

Ne diyebilirdim ki? Haklıydı. Gerçeği söylemeyi deli gibi istiyordum. Ama olmazdı. Yapamazdım.

"Seni kıskanıyorum. Bu sinir bozan duyguyu yok etmeye çalışıyorum ama olmuyor. Bir de şu vanilya kokusu, beni deli ediyor. Ve şimdi gidip Kiba'nın aptal esprilerine gülecek olman da beni deli ediyor."

Gözlerime anlamsız bir şekilde bakarken ağzının yavaşça aralandığını görebiliyordum. Ah, dur bir dakika. Ben az önce aklımdan geçirdiğim her şeyi sözlere mi aktarmıştım? Ah, hayır. Hayır. Binlerce kez hayır.

Gözlerimin içine şaşkınlıkla bakmaya devam ettiğini fark edince mırıldandım "Az önce söylediklerim..."

Sözümü yumuşak fısıldamasıyla keserken Boruto'nun yanağına küçük bir öpücük kondurmuştu "Şimdi onu eve götür. Yorulmuş olmalı. Hem Kiba'nın seni elinde bebek arabasıyla, vanilyalı puding beklerken görmesini istemeyiz. Ve şu söylediklerin... Eve döndüğümde uyumamış olsan iyi edersin. Çünkü konuşmalıyız."

Ben Baba Olamam / NaruSasuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin