Vadeli Mevduat | yarı texting

13. Bölüm- Haklı

Ya çok güzel bir mesaj aldım djdjsjsjs Texting'i daha önce yazıp kaldırdığımı düşünenler olmuş.. yok kankilerim yok, dümdüz aklıma ne gelirse yazıp paylaşıyorum ben 💃🏼

—

"Düüünnyaaaa dönüüüyooorrr, sennn ne derseeennn deee.. yılllaarrrr geçiiyooorrr.." diye şarkı söylerken, sanki kapı çalıyordu?

Etrafımda döndüm.
Offf, az yavaş dönseydim keşke.. midem de döndü..

Neredeyim lan ben?

Kaçırıldım mı?

Yiiiaaaa, fidye mi isteyecekler babaammdaaaann? Ay,  miras vermez ama bana bir şey olacak diye aklı çıkar..

"DAHA ÇOK İSTEYİN, BABAM VERİR!" diye bağırdımda daha çok gülesim geldi.. Zaten hep gülesim geliyordu..

Ne verdi bu Burak bana ya.. Güzel kafa yapıyormuş, tuttum ben bunu..

Ayrıca ben..

Ben mail atacaktım..

Nerede benim 13 bin liralık elma logolu laptobum? Seda'ya mail atacağım..

-merhaba şrfsz Seda,
Kovuldun.

Sevgiler
İmza: Başkan (yani ben)

"Nil? Benim güzelim. Açar mısın şu kapıyı?" diye seslenen..
Mailde seslenme özelliği mi geldi? Yanlış kişiye mi mail atıyorum ben?

Kapı tekrar çaldı.
Burak?

Fil hafızalı Burak?

"Burak?" diye seslensem de duymamıştır kesin.. kapıya kafamı kaldırıp baktığımda..

Of.. çok uzaktı be kapı..

Yerde oturup kapıya bakarken emeklesem kaç adımda giderim diye hesaplamaya çalışıyordum.

"Nil, bak içeri geliyorum tamam mı? Gelebilir miyim?" dedikten hemen sonra kapıdaki uzaylı gözlerine benzettiğim yeşil ışık yanıp söndü.

Hangi manyak uzaylı gözlerine benzeyen kapı üretir ya?

"Aaçççtııın!" Dedikten sonra ellerimle alkış yapmaya çalışsam da bileğime vuruyordum elimi. ELİM NEREDE?

"BURAK ELİM YOK!" diye bağırdığımda hemen içeri girmişti. Beni görünce bir iki saniye durdu ama koşarak yanıma geldi.

"Elim yok benim!" dediğimde bacaklarıma baktı.

Ay nereye bakıyorsun sen şapşik?

"Burada ya elin?" derken ellerimi tuttu.

Ellerime bakıyormuş ya, hemen fesat düşünmüşsün Nil.. Annem haklı mı ne? Evde kaldım canım fena şeyler mi.. SUS KIZ..

Ayrıca Nil, sarhoşsun falan ama.. Adam ellerini tutsun diye mi söyledin bunu şimdi?

"Aaa buradaymış, bulamayınca.. ne bileyim be canım?" dedikten sonra kafamı tutamamaya başladığımı hissedince Burak'ın omzuna yasladım. "Çok güzel kokuyorsun ya sen.. Sıkma bu parfümü." dediğimde kahkahası ile göğsü titredi.

Krdşm yavaş yavaş.

"Yatırayım mı seni yerine?" dediğinde sırtını bir yerlere yaslamış, belime elini atmıştı. Ama ben şimdi daha rahat bir pozisyondaydım.

"Rahatım ben." dedikten sonra gözlerimi kapatmıştım. Saçlarımda sıcaklık hissediyordum.

"Allah'ım hep Burak'ın suçu!" derken kafama düşen sıcak yağmur damlalarını silmeye çalışıyordum.

"Ne Burak'ın suçu?" diye kulağımın dibinde konuşan adama kafamı kaldırdım.

"Sıktın parfümleri, deldin ozon tabakasını. Saçıma sıcak yağmur yağıyor. Bende boyatacağım saçlarımı turuncuya!" dediğimde güldü.

Ya kardeşim, sarhoş olan sen misin ben miyim? Niye her şeye gülüyorsun sen?

"Ozon tabakasını delmedim." dediğinde suratımı buruşturdum.

"Deldin diyorsam deldin Burak." dediğimde yine güldü:

"Sen öyle diyorsan öyledir o zaman.." dediğinde gözlerim kapanmıştı.

Haklıydı.

Ben öyle diyorsam, öyleydi