Ama hanımefendi, biraz Burak beye yaklaşır mısınız? İnsanlar ne yapsın dümdüz durduğunuz hallerinizi?" dedikten sonra sinirle arkasına dönen fotoğrafçı ile dişlerimi sıktım. "İnsanlar, hot çekim görmek ister." diyerek yanımıza döndüğünde sinirle arkasını dönen bu sefer bendim.
"Hay hotunuza potunuza ya!" diye mırıldandığımda kıkırtısı kulaklarıma geldi. Ya canım yakışıklı CEO patronum sen burada upuzun bir tamlamanın parçasısın, kıkırdamak ne demek ya?
"Yani kötü konuşmak istemedim." Dediğimde bana alaycı bir şekilde bakan Burak ile gözümü yumdum. "Ama hot nedir ya?" Dediğimde cidden eğleniyor gibi gözüküyordu.
"Kötü konuşmak ne demek? Anlayamadım, açar mısın biraz?" derken adam resmen karşımda eğleniyordu.
"Öyle hay, may.. Kullanmam ben.. Küfür edecekmiş gibi oldum az önce.. Ayıp yani.." dediğim an kahkaha atmaya başladı.
"Konuşmaz mısın öyle?" diye sorarken resmen az önce pudraya bulanan suratı bozulacaktı.
Adamın gözleri yaşarmıştı gülmekten!
Bebeğim, ben eğlenmiyorum şu an."Zarif biriyim ben.." derken fotoğrafçının isyan ettiğine dair olan bağırmaları kulağıma gelmeye başlamıştı.
"Tamam, zarifliğine yakışarak hot olalım o zaman!" diyen Burak elini belime koyup beni kendisine çektiğinde kafam çenesine çarptı.
"Hiii, iyi mi çeneniz?" derken elimle çenesini tutacağım an kafasını bana doğru eğmişti.
Ay, şu an eğleniyor olabilirim..
"Aynen böyle!" diye heyecanla bağıran fotoğrafçı ile dikkatim dağılacakken Burak parmak uçlarını saçlarıma değdirmişti.
"Saçlarını turuncu yapsan yakışır sana.." dediğinde beynimde şimşek çakıyor gibi bir his oluşmuştu.
"bende boyatacağım saçlarımı turuncuya!" diye kafamın içinde çınlayan ses benim sesim gibiydi.
"Nil hanım, bana bakar mısınız lütfen?" diyen fotoğrafçı ile bakışlarımı yavaşça solumdan ağzıma girmek üzere olan fotoğrafçıya çevirdim.
Kardeşim, ben dönmesem de sen benim içime girmişsin zaten..
"Burak bey, kafanızı Nil hanıma yaslar mısınız?"
"Çok güzel kokuyorsun ya sen.. Sıkma bu parfümü."
Gözlerimi sımsıkı kapattım.
Ben ne haltlar yemiştim?
"Burak bey, bir şey sorabilir miyim?" diye mırıldandığımda, Burak hem poz veriyordu hem benimle konuşuyordu. Parmaklarını tekrar saçlarıma geçirip kafasını havaya kaldırdığında dudaklarından "H-hm" sesi döküldü.
"Dün gece ben sanırım sarhoş oldum." dediğimde yüzündeki gülümseme büyüdü.
Gülme kardeşim dergi çekimi bu, sürekli sırıtma, az ciddi ol.
Hassiktir, bu bir dergi çekimi.
Babam görecek?
"Bir saniye, bu dergiyi.." dedikten sonra Burak'tan uzaklaşmak istesem de hala eli belimdeydi, çok uzaklaşamamıştım. "Bu çok satan bir dergi mi?" Diye mırıldanarak sorduğumda omuzlarımdan beni tutup çeviren Burak, hemen arkama geçmiş çenesini kafama yaslamıştı.
Canım bu cidden çift duruşu, farkında mısın?
Hani başkanlık, hani ceoluk?
"Baya ünlü bir dergi. Çok satıyordur bence." Dediğinde gözlerimi yumdum.
"Çekimden sonra sizinle konuşabilir miyiz?" derken her ne kadar kameraya poz versem de, aklım bambaşka bir yerdeydi.
Dudaklarını saçıma mı yaslıyor o?
"Ne hakkında?" diye sorduğunda dudaklarımı ısırdım:
"Benim hakkımda."
"Pardon Nil hanım.." diyen genç kız yanıma geldiğinde elindeki telefonu gösteriyordu. "Bunu derginin İnstagram sayfasında paylaşabilir miyiz, yüzünüz gözükmüyor ama.." dedikten sonra bakışlarını Burak'a çevirdi.
"Dergide başkanın kim olduğunu patlatmak için.." diye eklediğinde Burak'a döndüm.
"Sen ne diyorsun?" dediğimde aramızdaki resmiyeti kaldırmamıza sevinmiş gibi bir hali vardı.
Sen CEO isen bende başkanım koçum şimdi..
"Bu hot çift kimmiş acaba yazıp paylaşın siz.." derken gözlerini gözlerimden çekmiyordu.
Hot çift.. bizdik..
❤️🔥
![](https://img.wattpad.com/cover/282338679-288-k251941.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vadeli Mevduat | yarı texting
ChickLit{TAMAMLANDI}+905436: Nil hanım, sanırım mail bulut sisteminde bir sıkıntımız var, mesai başladığından beri dört kez mail attım ancak size iletilmiyor, sabit telefonu da açmıyorsunuz. + 905436: Bugün kredi verdiğimiz şirketin yıllık bilançolu gelir t...