Canım güzel evim, iki kere ne güzel evin var dediler nazara geldin resmen..
YA NE ALAKA BABAM BENİM EVİMDE NE ALAKA?
Hayır, daha da fenası Burak babamı içeri geçirip, "Nil hazırlanıyordu, gelir şimdi.." diyerek cümleden çıkarılacak anlamı babamın hayal gücüne bırakınca bende inada bindirip ağırdan ağırdan hazırlanmıştım sanki düğüne gidecek gibi..
Ama güzel olmuştum..
Şimdi de salonda babamla karşılıklı oturmuş, babamın bize ters ters bakmasına karşılık veriyorduk.
En sonunda dayanamayıp, "Babam, canım babam.." diye söze girdiğimde yüzünü ekşitmesiyle benim bir gülesim geldi.. Yalandan yağ yakıyoruz bir dur be.. Gülme Nil, sakın gülme..
Ne yapacağız benim bu ciddi ortamlarda gülme işini?
"Boş konuşmayı geç Nil.." diye ciddiyetle konuşan babam, daha sonra Burak'a sanki küçük bir çocuk gibi parmağını uzatıp tık tık atan gözüne aldırmamaya çalışarak bana döndü. "Bu adamın senin evinde ne işi var?" dediğinde sinirle kafamı koltuğa yasladım.
Asıl senin ne işin var? Diye çığlık atasım vardı.
"Ayhan bey, sanırım ben size anlatamadım." diyen Burak'ın dizine elimi koyup Burak'ı susturdum.
Sen dur bakayım şimdi, ben cevabını veririm hayatım. Burak dönüp bana baktığında, elimi diz kapağının üstüne değil de biraz daha yukarı koyduğumu fark ettim.
It's the alert, biraz tehlikeli sulardayız..
Ayyy Semih.. keşke burada olsaydın.
Bu hareketi yaptığımda ne kadar seksi olduğum hakkında konuşurdun..
"Derdin ne baba?" diye buz gibi bir tonla konuşurken elimi hala Burak'ın bacağından çekmemiştim.
"Sana kiminle evleneceksin dediysem, onunla evleneceksin." Derken yüzüme ciddi ciddi bakıyordu. "Sana ne dersem onu yapacaksın." diye devam ettiğinde sinirden titremeye başlamıştım bile.
"Kabancıların oğlu İlker demiştiniz değil mi?" Diye konuşan Burak ile kafamı yanıma çevirmiştim.
Canım, ben hatırlamıyorum kim olduğunu.. Sen bunu aklında mı tuttun?
"Sende gidip işime burnunu sokmaya mı karar verdin?" Diye hiddetle konuşan babama bakakaldım.
"Kabancılara yaptığınız işleri ucundan.." derken işaret parmağının ucunu gösterirken sesini kısmıştı. "Anlatmış olabilirim tabii." dediğinde hayretle bakakalmıştım.
Canım biz 7/24 seninle takılmıyor muyuz, ne ara yaptın soruyorum sadece?
"Burak, bir daha yolumda izini görürsem seni harcarım." Diyen babamla artık delirmiştim.
"Sen kimi harcıyorsun ya? Sen daha hesabındaki parayı harcamayı bilmiyorsun be!" diye haykırdığımda sesim dönüp dolaşıp kendi kulaklarımda yankılandı. Biraz fazla bağırmış olabilirdim.. "Sana evleneceğiz dedik değil mi? Hala daha kabancı Allah kabancı, yemişim kabancısını!" Dediğimde bana gülerek baktı.
"Sizin karşınızda dünkü çocuk yok, Burak seninle evlenmeyi asla kabul etmez.." derken yüzüme acır gibi baktı. Nasıl da emin kızıyla evlenmeyeceğine.. "Bende sizin kendimizce yaptığınız oyunu yemem!" diye konuştuğunda hissettiğim özgüven saniyesinde uçup gitmişti.
"Oyun mu?" diye gülerek konuşan Burak'tı ancak benim tüm enerjim çoktan gitmişti bile. Elini uzatarak, elimi avucunun içine alan Burak'a kafamı kaldırdığımda, gözlerimin içine kısaca bakıp babama dönmüştü. "Yarın sabah manşetlerde kızınızın soyadı Ulutürk olacak, okumadan geçmeyin sakın!" Dedikten sonra beni ayağa kaldırmıştı.
Kendi evimden beni çıkarırken babamı arkada bırakmıştı.
Burak ile ikimiz evden çıktığımızda ben hala arkama dönüp bakıyordum.
"Burak, babam evde kaldı?" Diye fısıldadığımda sol elini havada sallarken bir yandan beni çekiştirmeye devam ediyordu. Binadan çıkıp beni arabasının yanına götürüp kapımı açtıktan sonra binmemi bekleyip, sabırsız bakışlarıyla son kez arkasına dönüp baktı.
Kendisi de arabaya bindiğinde, binanın dış kapısının açıldığını ve babamın çıktığını gördük.
Oh canım evim artık güvende.
"Nil?" diye seslenen Burak'a döndüğümde bana dikkatle baktığını gördüm.
Canım o kadar dikkatli bakmazsan yalnız, çünkü benim aşık olasım geliyor.
"Hı?" diye tepki verebildiğimde sol elimi avucuna alıp elimi dudaklarına götürdü.
Kalp ritmim an itibariyle 190, en yakın kardiyoloji birimine çek lütfen..
"Bana güveniyor musun?" diye sorarken ses tonu bunun aksini kabul edemez gibiydi.
Başımı sallayarak onayladığımda elimi tekrar dudaklarına götürdü.
Kız ben alışırım, dur!
"O zaman, seni kurtarmam için benimle evlenir misin?" dediğinde yüzüne bakakaldım.
Çok pardon ama...
NE?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vadeli Mevduat | yarı texting
ChickLit{TAMAMLANDI}+905436: Nil hanım, sanırım mail bulut sisteminde bir sıkıntımız var, mesai başladığından beri dört kez mail attım ancak size iletilmiyor, sabit telefonu da açmıyorsunuz. + 905436: Bugün kredi verdiğimiz şirketin yıllık bilançolu gelir t...