43. Bölüm - bekle

12.7K 975 98
                                    

"Seni o hapse, ne yaparsanız yapın.." dedikten sonra alnıma bir öpücük bıraktı. "Yollayacağım." dediğinde müzik bitmiş, biz pistin ortasında kalakalmıştık.

"Bey amcacığım.." diye duyduğum sesle babamın omzundan elimi çekmek sonunda aklıma gelmişti. Semih hemen arkamdan gelip, babamı karşısına aldığında, Burak solumdan gelip beni kollarının arasına almıştı.

Kulağımdaki uğuldayan şarkı, Burak'ın bana gözlerini büyüterek sorduğu soruların hepsi sanki çok uzaktan geliyormuş gibi hissediyordum.

İyi misin diyordu galiba..

İyiyim herhalde, bilmiyorum ki..

Sadece bana sarılmış olan kollar sanki tutunacağım tek dalmış gibi, kalan son gücümle kolları tuttuğumu biliyordum.

Bir süre sonra, Semih'in babama attığı yumruğu da, davetlilerin çığlıklarını da hayal meyal hatırlıyordum. Çünkü gözlerim, sanki çok tatlı bir uykuya dalıyormuş gibi kapanmıştı.

Başımın sızısını hissederek gözlerimi açmaya çalışırken, kulağıma Burak'ın sesi doluyordu.

Daha önce hiç duymadığım bir haldeydi sesi..

"O adamı bulacaksın Enes, o adam her neredeyse bulacaksın!" diye sinirle konuştuğunda kaşlarımı çatmak istediğimde sanki yüzüme hükmedemiyor gibiydim. "Yurt dışına kaçtıysa bulacaksın, yurt içindeyse değil şehir, semt değiştirmesine izin vermeyeceksin!" diye bağırdıktan sonra her ne kadar gözlerimi hala açamamış olsam da bana döndüğünü hissedebiliyordum.

Az öncekine oranla bağırmasa bile, hala nefret dolu çıkıyordu sesi.

"Benim bugün nikahımı berbat eden adamın hesabını ben keseceğim, siz değil! Bana bul diyorum sadece!" dedikten sonra bir süre sessiz kaldı. "Anlamıyor musun sen? Ben bugün evlendim, karım hastanede yatıyor! Bugün bizim mutlu olmamız gerekiyordu, ne yapıyorsan yap! Karşılığını alacaksın!" dedikten sonra bir şeyin kırılma sesi gelmişti.

Zar zor yutkunduğumda, sağ elimi tutup dudaklarını elimin üstüne bastırmıştı.

"Hadi güzelim, ne olursun uyan artık.." derken sesi titremişti.

Bebeğim, ben uyandım da gözüm açılmıyor ki..

"Aptallık bende, hiçbir şeyi doğru dürüst yapamadım ki.. Ne hak ettiğin gibi bir evlilik teklifi yaptım sana ne karşına çıkıp cesurca ben Burak diyebildim.. Benim yüzümden, her şey yarım, her şey eksik.." diye düşük bir tonla konuştuğunda reddetmek istedim, bağırmak istedim.

İyi ki böyle davrandın.. Utansam, rezil olsam bile yüzümde kocaman bir gülümsemenin sebebisin demek istedim.

Allah'ım acaba bu sefer gerçekten kör olmuş olabilir miydim?

Merdivenlerden inerken şükretmedim mi gören gözüme?

"Aç gözlerini ne olur, herkesle her şeyle savaşırım.. Yeter ki aç gözlerini." dediğinde tekrar yutkunmaya çalıştım ve tüm gücümü kullandım.

Gözlerim yavaşça açılırken elimi öyle bir güçle sıkıp, öyle güzel gülmüştü ki.. Gülüşü için on kere daha bayılıp ayılırdım..

"NİL!" diye heyecanla bağırdığında her ne kadar net göremesem de, üzerime eğildiğini görebiliyordum. Elini yüzüme getirip, burnumun üstündeki ağırlığı çektiğinde derin bir nefes aldım.

"Burak?" diye zar zor mırıldandığımda kısaca yüzüme bakmış, ardından üzerime eğdiği vücudunu düzeltmiş koşarak odadan çıkmıştı.

Vadeli Mevduat | yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin