10.Bölüm

35 0 0
                                        




Uyandığımda saat öğlene geliyordu, bu saatte uyanmamı gece geç yatmama veriyordum. Duşa kabinden çıkıp havluma sarındım, başımdaki zonklama bir nebze geçmişti. Havlumun kuşağını sıkıca bağladıktan sonra saçlarımı güzelce kuruttum.

Banyodan çıkmamla Boranın odasından çıkması bir oldu. Üzerini giyinmiş, dışarı çıkacak gibiydi. Bugün günlerden pazardı ve şirket kapalıydı, şirkete gidemeyeceğine göre nereye gidecekti?

Aramızdaki anlamsız bakışmayı kestim.

"Günaydın" dedim.

"Günaydın" dedi kolundaki saatine bakarak, acelesi mi vardı?

"Nereye gidiyorsun?" diye sorduğumda bu seer bakışları benim üzerimdeydi.

"İşlerim var" dedi ve merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başladı.

Hiçbir şey diyemeden öylece kalakalmıştım. Biraz sonra dış kapının sesi gelmişti ardından da arabasının sesi. Gitmişti.

Nereye gittiğini deli gibi merak ediyordum, merak etmemem gerekirken ediyordum işte. Daha fazla orda dikilmeden odama girdim ve üzerimi giyinmeye başladım. Kot pantolon ve sıfır kol yuvarlak yaka salaş inen beyaz göbek üstü buluzumu da giydikten sonra saçlarımı tepeden topuz yaptım. Ellerimle perçemlerimi düzeltirken telefonumu pantolonumun arka cebine sıkıştırdım ve odadan çıktım.

Mutfağa girdiğimde kendime pratik bir şeyler hazırladım ve kahvemi de alıp bahçeye çıktım. Bahçe masasına elimdekileri bırakıp sandalyeye oturdum ve yemeye başladım. Aynı esnada telefonumu çıkardım ve sosyal medyada gezindim.

Yiyeceklerimi bitirdiğimde telefonu da bırakıp arkama yaslandım. Canım sıkılmıştı. Borayı aklıma getirmemeye çalışıyordum ama işe yaramıyordu, birşeylerle meşgul olmam gerekiyordu fakat meşgul olabileceğim birşey yoktu şuan.

Telefonumu alıp Bercisi aradım.

"Efendim" yine o bitmek tükenmek bilmez enerjisiyle açtı telefonu.

"Napıyosun"

"Bizimkilerin yanındaydım eve geçiyorum şimdi, sen napıyosun bakalım"

"Evdeyim ve sıkıntıdan patlamak üzereyim, beni bu sıkıntıdan kurtarmaya ne dersin?" dediğimde gülmüştü.

"Bir saate sendeyim o zaman, gelirken bir şey istiyormusun?"

"Valla bir furambuazlı cheesecake hayır demezdim"

"Tamam tatlım"

"Görüşürüz"

"Öptüüm" dedi ve kapattık.


*

Bercis geldiğinde evin bahçesine oturmuştuk çünkü hava sıcaktı ve evin içinde durmak istememiştik. Şimdiyse cheesecakekimizin yanında filtre kahvelerimizi yudumluyorduk.

"Bora nerde göremedim onu?" dedi.

"İşi varmış çıktı" dediğimde tatlı tabağımı didikliyordum.

"hmm ne işi olduğunu söylememiş sanırım"

Bakışlarımı ona çevirdim,"söylemedi"
"Bu suratsızlığın sebebi anlaşıldı, ama neden?"

"Ney neden?"

"Neden Bora hayatının merkezindeymiş gibi davranıyorsun? Bora sana ne işi olduğunu söylemedi diye mi bu surat yani? sana ne oluyor Mahur?"

MahurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin