4. Bölüm

58 2 0
                                    

 Bazen planladıklarınız doğrultusunda gitmez hayat bu sizin kontrolünüzde de olmayabilir. Ama bir şekilde hayatta tutunacak bir şeyler buluyor insan. Son noktaya bile gelseniz hayat buna izin vermiyor. Bir şekilde devam etmek zorunda kalıyorsunuz. Bir nevi kaderine boyun eğiyorsun çünkü başka bir yolun olmuyor. Sevdiklerini korumak için hayatını feda ediyorsun. Üstelik onlar seni bile bile ateşe atmışken. Sen onların bencilliklerinin kurbanı olursun. Ama senin bencillik yapmaya bile hakkın yoktur. İşte hayatın adaletsizliği tam olarak burada başlıyor.

  Hayat bir şekilde devam ediyordu. Ve bende bir şekilde devam etmek zorundaydım. Ayakta kalmak zorundaydım. Başka bir seçeneğim yoktu.

  Derin bir nefes aldım ve üst kata çıkmak için adımlarımı merdivenlere yönlendirdim. Gelinliğin eteklerini tuttum ve yukarıya çıktım bu ev yukarı doğru üç katlıydı ben sadece ilk katını biliyordum daha önce diğer katlara hiç çıkmamıştım. evin zemin katıda vardı garaja ve kapalı havuza çıkıyordu.

Üst kata çıkmıştım bu katta iki oda ve bir banyo tuvalet vardı. Boranın odasını es geçip misafir odası olarak kullanılan diğer odaya doğru ilerlerken arkamda Boranın varlığını hissettim.

  "Oraya boşuna girme" demesiyle odaya girmem eşit zamanlı olmuştu. Oda bomboştu burada bir yatak dolap ve TV ünitesi vardı fakat şimdi hiçbiri yoktu. kaşlarımı çattım ve Boraya döndüm. "Bu oda neden boş?" diye sordum sorgulayıcı bir şekilde.

 " Şimdi tüm evi değiştirdiğimiz için bu odayı da kaldırdık."

"Ne zararı vardı sana bu odanın neden kaldırdın?"

"Bir zararı yoktu ama gereksiz olduğuna karar verdim hem orayı başka birşey için kullanıcaz ilerde zaten beraber dekorasyonunu yaparız diye boş bıraktım bilerek."

" Ne odası olacak burası?"

"Çocuk  odası diye düşündüm nasıl ama iyi düşünmüşüm değil mi "

Sinirle soludum. "Bora ne saçmalıyorsun"

"İlerde çocuğumuz olduğunda zorlanmamak için şimdiden hazırlık işte."

"Ya sen ne saçma sapan konuşuyorsun ne çocuğu ne bebek odası? Ben sana ne dedim bu evlilik asla gerçek bir evlilik olmıcak anlamıyormusun sen beni"

"Sende beni seviceksin Mahur sadece zaman alıcak o kadar." dedi sinir bozucu sesiyle.

" Bak ben seni hiçbir zaman sevmicem ne kadar zaman geçerse geçsin ister yüz yıl ister bin yıl geçsin ama ben seni hiçbir zaman sevmicem anladınmı ben senden nefret ediyorum ben senden tiksiniyorum ve bu hiçbir zaman değişmicek anladınmı beni" o kadar çok bağırmıştım ki boğazım acımıştı.

Bora sinirle üstüme doğru geldi ve hızla kolumu tuttu. "sen ister kabul et yada etme benim karımsın ve ona göre davranıcaksın benim yatağımda yatıcaksın beni seviceksin ben ne dersem onu yapıcaksın anladınmı beni? ben senin bu odada yatmayı düşündüğünü bilmiyomuyum ama bak boşuna hayal kurdun benim yatağıma giriceksin eğer benim soy adımı taşıyosan benim yatağıma giriceksin anladınmı" sonlara doğru bağırdığında ürkmüştüm ve o bunu anlamıştı.

MahurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin