13.Bölüm

29 0 0
                                    




Elimi ısısıyla yaktığı halde kupamı sarmalayamaya devam ederken tamamen siyaha boyanmış olmasına ramak kalan gökyüzünü izliyordum.

Son üç gündür yaptığım gibi.

Eve geleli bir saat olmuştu ve birazdan Bercisle dışarı çıkmak için hazırlanmam gerekiyordu.

Ama benim uzandığım şezlongdan kalkasım yoktu.

Kahvemden bir yudum daha aldığım sırada hitmetli kızın yanıma doğru geldiğini gösteren adım seslerini duymuştum.

"Mahur hanım Bora bey gelmedi ama masayı hazırlamamı istermisiniz?" diye sorduğundan bakışlarımı ona yönelttim.

Beyaz gömleğinin eteklerini siyah dizinde biten kalem eteğinin içine sokmuş beline de beyaz önlüğünü bağlamıştı. Her zamanki ense topuzuyla bende bir cevap bekliyordu.

"Ben çıkıcam birazdan yemeğe kalmıyacağım Bora için hazırlarsınız sofrayı." dedim.

Kafasını sallamakla yetinmiş ve arkasını dönüp gitmişti.

Kahvemin dibi bir türlü gelmek bilmezken artık sıkılmış ve kupamı şezlongun yanına yere bırakmıştım.

Bu kadar büyük bir kupada neden yapmıştım acaba?

Uzattığım ayaklarımı geri çekip ayağa kalktım ve içeriye girdim. Merdivenlerin önüne geldiğim sırada dış kapıdan içeriye Bora girmişti.

Anlamsız bakışmamızı kesip merdivenlerden çıkmaya başladım.

Odama girdiğimde kafamda ayarladığım kombinimi dolabımdan çıkardım ve üzerimi giyindim. Hafif bir makyajla ve maşa yardımıyla saçlarımın ucuna abartısız kıvrımlar vermiştim.

Saçlarım iyice uzamıştı.

Aynada son bir kez görüntüme baktım.

Bej deri pantolonum bacaklarımı sıkıca sarmalamıştı. Üzerime beyaz fitilli kare yaka bir badi giymiştim. Badim uzun kollu olsa da çokda kalın olmadığı için sıcaklıyacağımı düşünmüyordum. Bileğime gümüş ve altın kayışlı saatimi takmıştım. İnce topuklu nude topuklularım her zamanki yerindeydi.

Kombinime uygun olan küçük askılı çantamı aldıktan sonra odamdan çıktım. Merdivenlerde topuklumun çıkardığı sesleri dinleyerek iniyordum.

Telefonumdan Bercise çıktığıma dair kısa bir mesaj attıktan sonra son basamağı da inmiştim.

"Bir yere mi gidiyorsun?"

Boranın sorusuyla kafamı telefonumdan kaldırıp koltukta oturmuş benden cevap bekleyen Boraya döndüm.

"Evet." dedim ve arkamı dönüp kapıya yürüyordum ki yine durmuştum.

"Nereye gittiğini söylemiyecekmisin Mahur?"

Arkamı dönüp tekrar bakışlarımızı birleştirdim. Bu sefer ayağa kalkmıştı.

"Bercisle buluşmaya gidiyorum. Başka bir sorun yoksa gidiyorum." dedim bıkkın bir ses tonuyla.

Bana uzunca bakıp kafasını sallamakla yetinmiş ve az önce indiğim merdivenlere yönelmişti.

Bende kapıdan çıkıp arabama bindim.

İstanbul yine yoğun bir akşama kucak açıyordu.

Bir saatlik yolculuğun ardından mekana gelmiştim. Arabayı valeye verip mekanın büyük kapısından içeriye girdim.

Burası Bercisle arada sırada geldiğimiz bir mekandı. Denize sıfır iki katlı bir eğlence mekanıydı. Alt kattaki geniş teras daha çok eğlence mekanı gibi kullanılıp üst katı daha sakindi. Büyük camın önüne konumlanmış masalardan birine oturdum. Buradan hem boğaz manzarası gözüküyordu hem de alt kattaki terasın az bir kısmı.

MahurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin