Hepimiz dönüp Boraya bakıyorduk. Amam Bora tek bir kişiye bakıyordu.Çağana.
Dişlerini öyle bir sıktı ki tüm çene kaslarının seğirişini izledim.
"Ne işin var lan senin burada?!" diye aniden çağana doğru atıldığında neye uğradığımı şaşırmış bir vaziyette panikle geri çekildim.
Abim hızla Boranın önünde ona engel olmak için atıldığında onu durdurmak için türlü şeyler söylüyordu.
Bir şey yapmam gerektiğinin alarmını veren beynimin sesini dinledim ve durduğum yerden Çağana doğru ilerledim.
"Git çabuk." dedim kolundan çekiştirerek.
"Cenk bıraksana beni!" diye kükrediğinde Bora hızla ona döndüm. Göz göze geldiğimizde bakışları Çağanın kolundaki elime dokundu.
Abimi öyle bir hırsla kenara itti ki abim neredeyse düşecekti ki duvara son anda tutunmuştu.
"Oğlum sen akıllanmıcakmısın lan!" demesiyle Çağanın suratına yumruğunu indirdi.
"Bora!" diye bağırsam da beni dinlememiş yere serdiği Çağanın yüzüne yumruk atmaya başlamıştı.
"Bora yapma Dur!" onu kolundan tutmaya çalışsam da hiç etkilenmiyormuş gibi suratını yumruklamaya devam ediyordu.
"Abi güvenliği çağır" dedim bir anda abimse zaten kulağında olan telefonuyla çağırdığını belli edercesine kafasını salladı.
"Seni bir daha Mahurun etrafında görürsem yemin ederim öldürürüm seni!"
"Bora yeter!" abim Borayı arkasından sarılıp bir anda çektiğinde ikisi de geriye doğru düşmüşlerdi.
Çağan öksürüklerinin ardından yan dönmeye çalışarak ayağa kalktı. Kaşı çatlamış burnu ise hiç durmaksızın kanıyordu.
Bora tekrar ayaklanmıştı ki güvenlik görevlileri odadan içeri girdi. Derin bir nefes aldığımda Çağan bir anda Boranın yüzüne yumruğunu geçirdi. Panikle ufak bir çığlık kopardığımda güvenlik görevlileri çoktan Çağanı kolundan tutup odadan çıkarmaya çalışıyorlardı.
"Durdur bakalım durdurabiliyor musun Bora bey, hodri meydan!" dediğini duymuştum Çağanın.
Boranın yanına diz çöktüm hızla.
"İyi misin?" dedim panikle.
Eliyle burnunu tutmuş peşi sıra küfürler sayıyordu.
"Elini çek bakayım." dedim. Burnundaki elini çekmeden gözlerini bir anda bana dikti.
"İyiyim yok bir şey." dedi ve ayağa kalktı.
"Arkadaşlar dağılın hadi herkes işinin başına!" abim muhtemelen kolidor da toplaşan insanları dağıtıyordu.
Bora koltuğa oturduğunda abim de kapıyı kapatıp odaya girmişti. Bende oturduğum yerden kalktım ve çekmecemden hızla peçeteyi alıp Boraya doğru ilerledim.
Boranın yanın geldiğimde yanına oturup ona döndüm.
"Elini çek" dediğimde elini çekmiş akan kanın fazlalığını yavaşça sildim.
"Elinle baskı yap şuraya." dedim ve burun kanatlarının biraz üzerini gösterdim.
"Gerek yok Mahur geçer birazdan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahur
Novela JuvenilBu, imkansızlıktan doğan bir aşk hikâyesiydi. Mahur ona aşık olabileceğini hiç düşünmemişti. Ama artık ona tüm benliğini kaptırıcak kadar aşık olmuştu. Fakat bu hikayede neler kaybediceğinden habersizdi.