Ödüller ve cezalar sürekli çakışır.
Takdir edilmek ne kadar zorsa cezaya kucak açmak o kadar kolaydır.
Soobin bu dengesiz tartıda tartılıp duruyordu. Bir yandan övgülerle omuzlara alınırken, diğer yandan boynundaki iplerden çekiştirilip çıplak ellerle boğuluyordu.Bütün bu cezalarla kafese tıkılan bir çocuk var. Kafesten çıkmayı başarsada tamamen özgür değil.
Ne yapacağını bilmiyor. Kafesten kaçıp günahlar işliyor."Bu kadar işinizin arasında sizi buraya kadar çağırdığım için üzgünüm. Soobin hakkında her konuda sizi haberdar etmemi istemiştiniz. Küçük bir sorun bile olsa."
Kadın oturduğu koltukta çok rahatsızdı. Koltuğun hijyensiz ve pis olduğu fikrine kapılmıştı. Koltuğun kol kısımlarına baktıktan sonra kolunu yaslamaktan vazgeçti. Zaten koltuğun ucuna emanetçe oturmuş, sık sık kıpırdanıyordu.
"Soobin hakkında konuşmak istediğiniz şey nedir?"Bay Reigen odasındaki iki süs balığına gereğinden fazla yem döktüğü için sinirle kendine söylendi. Ve elini yemleri geri almak için cam fanusun içine soktu.
Kadın, adamı izledikçe onun aptal ve beceriksiz olduğunu düşünmeden edemiyordu.
"Aslında çok önemli bir konu değil, haftalık rapor için görüşmeye gelecektiniz zaten. Ben de sizi bir gün erken çağırdım."
"Bu günlerde işlerim çok yoğun, aslında bu hafta buraya gelmeyi planlamıyordum. Siz çağırınca endişelendim."
Adam koltuğuna oturup ıslak ellerini pantolonuna sildi daha sonra ellerini masanın üzerinde yumruk yaptı.
Bir türlü lafa giremiyor, boş laflarla kadını oyalıyordu. Beklerken sıkılan kadın tekrarladı.
"Soobin, onunla ilgili bir sorun mu var? O iyi değil mi?"Belli etmemek için elinden geleni yapsada, terlemeye başlamıştı. Oğluyla ilgili bir sorunun çıkma ihtimali bile onu germeye yetiyordu. Ve endişe onu kaşındırıyordu.
"Hayır, hayır endişelenmeyin lütfen. Soobin gayet iyi, dersleri mükemmel ve her şey yolunda. Sadece... geçen gün bir öğrencim bana geldi ve Soobin'i şikayet etti. Bu onun hakkında aldığım ilk şikayet."
Kadın dimdik oturuyordu. Çenesini kaldırıp bukleli saçlarının önüne gelen kısmını yavaşça geriye itti.
"Şikayet mi? Ne ile ilgili?""Evet, ama önemli bir konu değil. Hatta büyük ihtimalle şaka amaçlı yapılan bir oyun. Problemli bir öğrenci zaten, kim bilir ne derdi var ki Soobin hakkında garip hikayeler anlatıyor."
Kadın, "Ne söyledi?" dedi sert bir tavırla. "Soobin'i şikayet eden kişi."
Adam, kadının sert tavrı karşısında şaşırmıştı. Halbuki kadının fazla korumacı ve oğluna aşırı düşkün olduğunu çok iyi biliyordu. Ama bu tavrı her seferinde onu ürkütüyordu.
Karşısında tüm ciddiyetiyle oturan kadının bakışları çok sertti.
"Şey onu parkta görmüş, dediğine göre Soobin bir kuşu öldürüp gömmeye çalışıyormuş."
Kadının gözü seğirir gibi oldu. Saniyelik bir şeydi. Engel olamadığı bir huyu vardı. Gözü, ters giden bir şeyler olduğunda elinde olmadan seğiriyordu. Ailesinin hayatına giren bütün terslikler ilk önce bedenini etkiliyordu. Göz makyajı bozulmaması için gözlerine dokunmadı. Kafasını eğip gülümsedi.
İçi rahatlamıştı bu bir şakadan, çirkin bir iftiradan ibaretti.
"Soobin öyle bir şey yapmaz, asla.""Ben de aynısını söyledim zaten. Soobin okulumuzun en değerli öğrencisi. Madalyalarımızın çoğunu bize o kazandırdı. Onunla gurur duyuyoruz. Tabii ki de böyle saçma bir şikayeti kale almadık. Sadece ben, sizi özel olarak bilgilendirmek istedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sick Thoughts | Soobin
Fanfiction"Güneş her battığında öldürdüm gölgemi. Fakat o diğer sabahlarda yaptığı gibi tekrar tekrar ayağa dikildi. Ve bana, yine bir katil olduğumu söyledi."