Kötünün bahtsız iyisi ve kara koyun.
Bir korkak olmak Chuu'nun bütün berbat özelliklerinden sadece bir tanesiydi. Ayrıca en kötü ve en katlanılmaz olanıydı da.
Güneşli bir günde, piknik örtüsünü yere serdikten sonra bastıran bir yağmur gibiydi.
Ansızın en olmadık zamanda bastırıyordu.Kız çoğu zaman haksız olsada konuşur, cevap yetiştirir, kavga çıkarır, kendinden zayıf gördüklerini küçümser, vicdanını hiçe sayar ve Jooe gibi bir kızın yaptığı çoğu şeyi yapabilirdi. Görünürde hiçte korkak sayılmazdı.
Fakat akşam eve dönüp yalnız kaldığında, benliğindeki korkaklıkla yüzleşmek zorundaydı.
Çoğu şeyden kaçabilirdi. Geçmişteki eski sakin Chuu'dan, eski merhametli kalbinden, sağduyulu eski halinden kolayca kaçabilirdi.
Ama bütün bunların birikimi gibi, o geceden sonra üzerine çullanan korkudan istesede kaçamıyordu.
Korku bir fidan gibi içinde çıkmış ve büyümeye başlamıştı.
Tıpkı bir hastalık gibi.Zaten beş yaşından beri hayatını bir şeylerden korkarak geçirmişti.
Beş yaşında karanlıktan.
Altı yaşında kıvırcık saçlı oyuncak bebeğinden.
Yedi yaşında yatağının altından.
Sekiz yaşında kertenkelelerden.
On bir yaşında yüzü çirkin bir çizgi film karakterinden.
On iki yaşında kaçırılıp organlarının çalınmasından.
On dört yaşında boğulmaktan.
On altı yaşında yalnız kalmaktan.
Ve on sekizine geldiğinde ise Choi Soobin'den korkuyordu.
Bir çocuktan ve o gece kullanmaktan vazgeçtiği o bıçaktan.Bu yaşında çoğu korkusunu geride bırakmış ve bazı şeylerin üstesinden gelmiş olsada, sonuçta o da insandı. Ve korkusuz numarası yaparak kendini bir yere kadar kandırabilirdi.
O gece yaşananlardan sonra o çocuktan korktuğunu kendine itiraf edeli birkaç saat oluyordu.
Bunu hazmetmesi ve kabullenmesi oldukça uzun sürmüştü.Sosyal yaşantısı Jooe ve diğerleriyle tanıştıktan sonra epey değişmiş, Chuu doğduğunda onda olmayan özgüvene sahip olmuştu. Sahip olduğu tek şey sadece özgüven de değildi. Güç, üstünlük ve bir aidiyet duygusuda edinmişti kendine göre.
Bu sebeple bütün korkularıda tarih olmuştu.Ama o çocuk Jooe'nin arkasında yürüyüp üstünlük tasladığı, keyfine göre ezdiği hiç kimseye benzemiyordu.
Şimdiye kadar tüm bu korkularını yenmek için çabalamamış, hiçbiriyle savaşmamıştı. Üzerini bir örtüyle kapamak varken kim tüm bunlarla vakit öldürürdü ki?
Hâlâ yatağının altına bakmaktan kaçınıyordu, bütün bebeklerini çöpe atmış veya kardeşlerine vermişti, ayağı kayarda düşer diye havuzun yakınına bile yaklaşmıyordu.Kendini korkak olarak adlandırabilir miydi?
Belki de evet, belki de hayır.
Eski Chuu olsaydı korkağın teki olduğunu kabul ederdi. Ama artık öyle değildi.
Kızlarla tanıştıktan ve onların içine kabul edildikten sonra çoğu korkusunu gömmesi ve yapamam dediği her şeyi yapması gerekmişti.
Yapmıştı da.Geçen geceye kadar hiçbir şey onu tedirgin etmiyor, korkutmuyordu.
Şimdi o çocuk bunlardan biri haline gelirken yapması gereken tek şey mantıklı düşünmek ve bir şeyler yapmaktı.
Çünkü bu defa yanında kızlardan hiçbiri olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sick Thoughts | Soobin
Fanfiction"Güneş her battığında öldürdüm gölgemi. Fakat o diğer sabahlarda yaptığı gibi tekrar tekrar ayağa dikildi. Ve bana, yine bir katil olduğumu söyledi."