two

185 26 37
                                    

Soğuk, pürüzlü betonun üzerinde sağa sola kaçışan çöp parçaları vardı. Çikolata paketleri, sigara izmaritleri, yırtık poşetler, ezilmiş meyve suyu kutuları, çürümüş ve kokmuş yemek artıkları...
Bütün bunlar betonun kenarında oturan kıza adeta bir dans gösterisi sunuyorlardı.

Çöpler sirki diye düşündü kendi kendine. Burası çöplerin gösteri yaptığı bir sirkti.
Takla atan maymunlar, yüzü garip boyalarla boyanmış palyaçolar, ağzından alev çıkaran kaslı adamlar yoktu belki.
Ama evet, kız oturduğu yere çöpler sirki, kendisine de buranın müptelası olmuş bir seyirci diyebilirdi.

Bir gazete parçası Chuu'nun ayaklarına çarpıp geçti. Kız ayaklarına çarpıp uçmaya devam eden kağıt parçasının arkasından bir müddet baktı.

Nereden geldiğini ve nereye gittiğini düşündü.
Ve daha ne kadar sürükleneceğini.

Merak etsede, cevaplarını asla öğrenemeyeceğini biliyordu. Düşünmeye deymeyeceğini de.
O etraflarındaki çöplere dalıp gitmişken, içlerinden biri kızın gözlerinin önünde bir paket salladı.

"Chuu, istiyor musun?"

Kafasını yukarı kaldırıp arkadaşının uzattığı sigara paketine baktı. Paketin içinde son üç tane kalmıştı. Olivia, sigarasını paylaşmayı seven bir tip değildi. O yüzden Chuu, kız arkadaşının bu jestine belli etmesede biraz şaşırmıştı.

Konuşmadan kafasını iki tarafa sallayıp reddetti onu. Ve lolipopunu ağzına geri koymadan önce, "İçmeyeceğim," dedi.

Olivia ikinciye sormadı. Paketini geri çekip sessizce önüne döndü. Pek konuşmazdı zaten ve sert mizacına yakışır bir şekilde çokta gülmezdi. Chuu, sık sık onun havalı olduğunu düşünmeden edemiyordu. Onun gibi soğuk görünüşlü, sadece gerektiğinde gülen konuşan biri olmayı dilerdi.

"Neden içmiyorsun?" dedi varilin üzerinde bağdaş kurmuş Jooe. Ve üçüncü sigarasını yaktı.

Chuu saçlarını gözünün önünden iteledi.
"Canım içmek istemiyor."

Jooe göz devirdi ve bir ejderha gibi dumanını kıza doğru üfledi. Aralarındaki mesafeye rağmen duman kızın yüzüne ulaşmıştı sanki.

"Neden böyle yaptığını biliyorum." diyerek dumanını yine ona doğru üfledi.

Chuu, kucağında tuttuğu kağıtlarda parmaklarını usulca gezdirirken ona baktı.
"Ne yapıyorum?"

Duvarın kenarında nöbet tutan Aisha, Chuu hakkında konuştuklarını duymuştu. Ve anında konuya dahil oldu.
"Ne mi yapıyorsun? Bir haftadır yüzün asık geziyor, konuşmuyor, okula gelmiyor, bizimle takılmıyorsun. Sigara bile içmiyorsun."

Chuu cevap vermedi.

Olivia, kızın kucağındaki kağıtlardan birini çekip aldı. Chuu buna karşı koymakta geç kalmıştı. Mücadele edecek kadar iyi hissetmiyordu kendini. Ve pekte karşı gelmek gelmiyordu içinden. Kafası başka yerdeydi ve yanındaki kızların sesi kulağına kesik kesik geliyordu.

Kağıdın üzerinde Chuu'nun köpeğinin siyah beyaz, silik bir resmi vardı ve altında büyük harflerle kayıp aranıyor yazıyordu. Kartuş bittiği için kağıttaki resim ve yazılar silik görünüyordu.

Jooe güldü biten sigarasını yere atarken.
"Öğretmenler odasından mı çıkardın bunları?"

Chuu kağıdı kızın elinden çekerken göz devirdi. "İlan bastıracak param mı var?"

Jooe varilin üzerinde oturuşunu düzeltirken kıkırdadı.
"Hâlâ bulamadın mı o iti?"

Kızın yüzünde bıkkın bir ifade mevcuttu. Arkadaşlarının kabalıklarına ve patavatsızlıklarına alışık olsada, bundan sıkılmaya başlamıştı. Bazen onlara bir gram bile katlanamayacak gibi hissediyordu. Fakat dönüp dolaşıp geldiği yer onların yanı ve bu çöplüktü.

Sick Thoughts | SoobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin