Bir ölüm günü.
İlk randevular hakkında üst düzey bir bilgiye sahip değildi Chuu. Birileriyle ciddi anlamda daha önce hiç çıkmamıştı. Flört ettiği, bir defadan fazla görmediği erkekleri saymıyordu bile. Kızların anlattığı buluşma maceralarınıda sayamıyordu maalesef.
Çünkü onların anlattığı çoğu ilk buluşma, ister istemez uygunsuz, artı on sekizlik olaylar silsileleriyle sonlanıyordu.
Oysa onun tek istediği diğer bütün insanlar gibi düzgün, normal bir ilk buluşmaydı. Hatta Yeonjun'un sıkıcı karaoke ve kafe teklifini bile kabul etmişti.
Fakat şu an, bu saatte okulun kütüphanesinde ne aradığı hakkında hâlâ bir fikri yoktu. Bu akşam dışarı çıkmak için sözleşmiş olmalarına rağmen, Yeonjun yarın sınavı olduğunu ve çalışması gerektiğini söylemişti.
Chuu, delirecek kadar sinirlensede, Yeonjun defalarca özür dilediği ve en sonunda onuda kütüphaneye çalışmaya davet ettiğinde onu kabul etmekten başka çaresi kalmamıştı. Onunla birlikte olacaksa bunada razıydı.
Ama şimdi düşünüyordu da... hangi akılla ders çalışma teklifini kabul etmişti ki. Ders çalışmaktan bu kadar uzakken şimdi bir çocuk için bir yıldan beri adım atmadığı kütüphaneye giriyordu. Kitaplar ve Chuu, birbirine bön bön bakmaya başlayalı neredeyse bir saat olacaktı.
Yarın kızlar öpüşüp öpüşmedikleri gibi aptal sorular sorduklarında, Chuu onlara yalanlar sıralamak zorunda kalacaktı. Çünkü ilk buluşmaları bir kütüphane buluşmasından ibaret değildi.
Yeonjun içtiği yedinci kahveyi önüne bırakırken, tek eli çenesinde uyuklayan kıza baktı.
"Chuu, uyuyor musun?"İrkilerek dikildi ve kendini neşeli görünmeye zorladı.
"Hayır, sadece sıkıntıdan ölmek üzereyim."Yeonjun önüne dönmeden önce gülmekle yetindi.
"Buraya gelmişken biraz ders çalışabilirsin. Sınavlar yaklaşıyor. Düşük not almanı istemem."Kız gülümseyerek etrafına bakındıktan sonra sandalyesini onunkine yaklaştırıp, çocuğun koluna sarıldı. Ve çenesini onun koluna koydu.
"Benim notlarımı boşver. Ne yaparsam yapayım yükselmeyecekler zaten. Biraz ikimizden mi konuşsak?""Ne konuşmak istiyorsun mesela."
Chuu, çocuğun ilgisini çekmek için gözlüklerini gözünden alıp kendine taktı, ardından yüzünü onunkine yaklaştırdı. Soobin'in de gözlüklerini çıkarıp duruyordu. Gözlük kullanmasada, sanırım gözlüklere zaafı vardı.
"Çıkmaya başladığımızdan beri hiç yalnız kalmadığımız hakkında mesela ya da seni şu an deli gibi öpmek istememden."
Yeonjun yüzündeki sabit gülüşü bozmadan etrafa bakındı.
"Chuu, kütüphanedeyiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sick Thoughts | Soobin
Фанфик"Güneş her battığında öldürdüm gölgemi. Fakat o diğer sabahlarda yaptığı gibi tekrar tekrar ayağa dikildi. Ve bana, yine bir katil olduğumu söyledi."