5.Bölüm - YAĞMUR

29 12 5
                                    

      Dışarıya çıktım ve yürümeye başladım. Bir anda panikledim ve yürümeyi bıraktım. Seçil şaşkınlıkla bana bakmaya başladı, galiba onu korkutmuştum. " Ne oldu Açelya ?" dedi korkmuş sesiyle elimden tutarak beni kendisine çevirmişti. " Gitmemiz lazım Seçil, sakın soru sorma. Gitmek istiyorum!" Seçil'in yüzünde daha önce görmediğim garip bir ifade vardı. Koşarak okulun arka kapısına doğru ilerlediğim sırada Umut ile çarpıştık. Onu ittirdim ve koşmaya devam ettim. Konuşmak istemiyordum, böyle zamanlarda konuşursam neler olacağını çok iyi biliyordum. Arkamdan Seçil'in telaşlı sesini duydum. Umut'a bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Oldukça endişeli ve korkmuş ifadesiyle bağırmaya başladı. " Umut, y-yağmur yağacak, Açelya o yüzden böyle davranıyor. Koş yalnız bırakmamalıyız onu." İkisi de telaşla arkamdan geliyordu. Durmak istemiyordum. Eğer yürümeyi bırakırsam zihnimdeki düşünceler beni ele geçirecekti. Ve ben ya saatlerce ağlayarak ya da saatlerce yürüyerek bu düşünceleri uzaklaştırabilirdim. Ağlamak seçeneklerim arasında değildi şuan o yüzden sürekli ve durmaksızın yürüyordum. Peşimden geldiklerini bildiğim ve yüzleşmek istemediğim için bir anda koridorun ortasında durdum. Kafamı sol tarafa çevirdiğimde lavabo gördüm ve düşünmeden içeri girip kapımı kilitledim. Geçmişin izleri gölge gibi tepemde dolaşırken, sol yanağımda bir sıcaklık hissettim ; gözyaşı. Kendimi sakinleştirmenin bir yolu olmalıydı. Çantamdan telefonumu aldım ve kulaklıklarımı takarak sesi fulledim. Ağlamam geçer sanmıştım ama daha çok arttı.  Ayak sesleri duydum. Galiba Umut ve Seçil içeriye girmişti.  Bir yandan ağlarken öfkeyle bağırmaya başladım. " Seçil git, lütfen git konuşmak istemiyorum. Yağmur durunca dışarıya çıkar eve giderim ben. Git lütfen !"  Bana seslenen ve karşılık veren ses Seçil'e ait değildi. Konuşmaya başladı " Açelya, Seçil yanımda evet ama ben Toprak, ya şuan kapıyı açarsın ya da ben kapıyı kırmak zorunda kalırım. Lütfen çık ve ne olduğunu anlat." Sesinde endişe vardı. Amacım onları korkutmak değildi, bu korkuyu onlara daha fazla yaşatmanın amacı yoktu. Gözyaşlarımı sildim ve usulca kapıyı açtım. Karşımda duran Toprak sıkıca bana sarıldı fakat onu ittirdim. Neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum ama bana yakın olmasını istemiyordum. Bir anda beni kucağına aldı ve hızla okulun çıkış kapısına yürümeye başladı. Umut ve Seçil de arkamızdan geliyordu. Bağırmaya başladım ve bir yandan da Toprak'ı yumruklamakla meşguldüm. "YA ŞUAN BENİ BIRAKIRSIN YA DA BEN POLİSİ ARARIM BAK TELEFONUM ELİMDE BENİ SİNİR ETME!"  Benim ağladığımı gördüğü halde sırıtmaya devam ediyordu, komik olan neydi bilmiyorum. Elimin tersiyle göz yaşlarımı silerek konuşmaya başladım " Ne gülüyorsun be, ağlamam hoşuna gidiyor galiba?" Gözlerini gözlerime dikti, kulağıma eğildi ve fısıldayarak konuşmaya başladı. "Ağlarken hiç görmemiştim seni, ağlarken bile güzel olmayı başarıyorsun." Bir an kalbimin ritmi değişti. Nefesinin etkisinde kalmıştım. "Bırak beni çıkış kapısına geldik, ben yağmura çıkmak istemiyorum." Benimle inatlaşmak istediği çok belliydi.

      Çıkış kapısının önüne geldiğimizde kucağından yavaşça beni indirdi, elimden hızlıca tutup beni yağmurun altına getirdi. Gözleri gözlerime denk gelecek şekilde eğildikten sonra, tekrar kulağıma fısıldamaya başladı; "Açelya topraksız yaşayamaz sen toprağını buldun, bırak yağmur da bizim hayat suyumuz olsun." Ellerini ellerime uzattı ve konuşmama fırsat vermeden tekrar konuşmaya başladı "Sana hayat vermeme izin verir misin?" Ağlamaya başladım. Ağlamamın nedeni Toprak değildi. Yüzüme değen yağmur damlaları bana geçmişi hatırlatıyordu. Her yağmur yağdığında o güne geri dönüyordum. Arkadan Seçil'in sesi geldi. "Toprak sen ne yapıyorsun, onu neden yağmura çıkardın. Yapma Toprak yapma..." Sesler ittikçe bulanıklaşıyordu. Ayaklarımın yere deyip değmediğini bile hissetmiyordum Zihnim o karanlık güne geri dönmüştü. O günkü ambulans sesleri kulağımda çınlıyordu. Babamın çığlıkları, Ada'nın hıçkırıkları...  Şuan hissettiğim tek şey başımın altındaki ıslak zemindi ve duyduğum tek ses ambulans sirenleriydi. Göz kapaklarım iyice kapandı ve her yer karardı...

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin