1.Bölüm - 8 YIL ÖNCE

77 15 13
                                    

          8 yıl önce...

            Yanağımda hissettiğim ıslak öpücükle gözlerimi açtım güne. 17 yıldır, doğduğum günden beri beni öperek uyandıran babama gülümseyerek gözlerimi açtım. O öpmeden asla uyanamazmışım gibi hissediyorum. Hala değişmemişti babamın o alışık olduğum kokusu, hep aynıydı ve ben onu ve o kokuyu asla kaybetmek istemiyordum. Aceleyle elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim çünkü o leziz kahvaltıyı asla kaçıramazdım. Günaydınnn ufaklık dedim masaya çoktan oturmuş olan  Ada'nın beline kadar uzanan sarı saçlarını elimle okşarken. Ada "kaç kere söyleyeceğim, benden iki saniye önce doğdun diye ufak olmuyoorum!" diye söylenmeye başladı her zamanki gibi.  "Olsun sen benim hep miniğim olarak kalacaksın, kaç yaşında olursan ol" dedim ve sırıtarak ağzıma bir lokma peynir attım.  Tam o sırada gözüm duvardaki saate takıldı çüşş Açelya saat 12 olmuşş.  Hemen annemin yanağından öpüp odama çıktım ve aceleyle hazırlandım. Alarm kurmuştum ama çalmamıştı çünkü tüm gece müzik çalarken uyuyakaldın salak Açelya.   Hemen telefonumu şarja taktım çünkü Seçil'i aramam lazımdı. Telefonumu şarja taktığımda hemen açıldı. Ekranda 103 yeni bildirimi görünce yuhh diye bağırdım istemsizce. Tam o sırada annem çağırdı ve yanına gittiğimde Seçil'i tam karşımda gördüm. Her zamanki gibi siyah, bel hizasındaki saçları ve olağanüstü güzel çektiği ve asla vazgeçemediği eyelinerı ile bana bakıyordu. Sanki biraz kızgındı. "hoş geldin" dedim gülümseyerek. Beni baştan aşağı süzdü ve üzerimde geceliklerimin olmadığını anlayınca kolumdan sürükleyerek hızla dışarıya çıkardı. "kızım hadisene geç kaldık, hem zaten telefon çağrılarıma da cevap vermedin geniş bir zamanda pataklayacağım seni!" diye her zamanki azarlamasını da yaptı. Çünkü genel olarak bir yerlere geç kalma alışkanlığım vardı, asla dakik olamıyordum. Aceleyle ayakkabılarımı giyerken Ada ya seslendim. "Ufaklııkk odamdan telefonumu ve çantamı getiirir misin acelee".  "Açelya, biliyorsun ki yemek yerken rahatsız edilmek en nefret ettiğim şey ama senin için her şeyi yapıyorum işte kıyamıyorum. al hadi al" dedi Ada söylenerek. Ve ben zafer sırıtışımı da yaptıktan sonra Ada'nın saçlarına küçük bir öpücük bıraktım ve  kapıyı kapatıp çıktım. Keman kursumuz bizim evimize yürüme mesafesinde olduğu için otobüse binmemiştik. geç kalmak umurumda değildi zaten, çünkü Seçil ile beraber vakit geçirirken her şeyi yok sayabilirdim. Haziran ayının ortalarında olmamıza rağmen havada yoğun bir kasvet vardı. Sanki her an yağmur yağabilirmiş gibiydi. Yağmurlu havaları hep severdim ama bana travmalarımı hatırlattığı için yağmurda ıslanmaktan nefret ediyordum. Seçil kolumu dürttüğünde havanın soğuk olup olmamasını düşünmeyi bırakıp başımı ona çevirdim.  "Ne var?" dedim sitemle, dürttüğü kolumu ovuştururken. "Ay Açelya diyorum ki bugün şu klüplerden birine gidip ortam nasıl bir bakalım, çok merak ediyorum be." dedi heyecanla. Uzun zamandır beni ikna etmeye çalışıyordu ama reşit olmadığımız için asla onaylamıyordum. Başıma bela almaya hiç niyetli değildim çünkü. "Saçmalama Seçil, daha önce konuştuk bunu. Hem 1 sene daha sabret 18 yaşımızda rahat rahat gideriz." dedim ve yürümeye devam ettim. Hafif bağırır ses tonunda konuşmaya başladı Seçil ; " AAA Açelya 1 sene daha yaşayacağımız ne malum canım sen de. Hayır belki de seneye bir şekilde beraber olamayız nereden biliyorsun. Biraz relax ol da hayatımızı yaşayıp eğlenelim be!"  Seçil hayatta risk almayı çok seviyordu. sürekli hayattan zevk almak için risk alınması gerektiğini söyleyip dururdu. Aslında söylediklerinde haklıydı ve ben hayatın bekletmeye gelmediğini biliyordum. Tatmin olmuş şekilde başımı aşağı yukarı salladıktan sonra konuşmaya başladım. "Tamam diyelim ki gittik, oradaki güvenlikler bizim 18 yaşında olmadığımızı anlamayacak mı sanıyorsun seçil?, kimlik kontrolü yaptıklarında elbet anlarlar." Seçil derin bir nefes verdikten sonra konuşmaya başladı.  "Açelya orasını bana bırak sen, güzel dokunuşlarımla hepimizin yaşını büyütebilirim ,ayrıca cumartesi günleri çok kalabalık olduğu için kimlik kontrollerini es geçiyorlarmış Umut Öyle söyledi. Sen benimle misin değil misin onu söyle?" "Tamam Seçil akşam bakarız, simdi daha fazla çene çalmadan yürümeye devam edelim, yeterince geç kaldık kursa." Seçil gözlerini devirdi ve cevap vermeden yürümeye devam etti. Keman çalmayı seviyordum ama kursa gelip hocaya bağlı olarak bir şeyler yapmaktan nefret ediyordum.  neyse ki bugün cumartesi olduğu için kurs yarım saat sürmüştü. Kurstan çıkar çıkmaz telefonumu elime aldım, shit şarjım yoktu tabii. Seçil den telefonunu isteyip Ada'yı aradım. Seçil ve ben keman kursundan çıktıktan sonra adayı da alır bir kafede bir şeyler içerdik. Ada telefonu açar açmaz bir şey söylememe müsaade etmeden "her zamanki mekan mı? beş dakikaya yanınızdayım." dıt dıt dııt ve telefonu suratıma kapattı tabii ki. Ada ile ikiz olmamıza rağmen birçok özelliğimiz zıttı. mesela insanların onu yanlış anlamasını veya ona kırılmalarını umursamazdı. Sevdiği insanlar dışındaki hiçbir insana tahammülü yoktu Ada'nın, ve sevdiği insanlar çok nadirdi. Örneğin Seçil ve ben dışında başka arkadaşı yoktu. Resmen benim tam zıttımdı çoğu konuda. Seçil ile her zaman gittiğimiz o klasik kafeye gittik ve çoğu zaman yaptığımız gibi ortaya büyük boy  kestaneli ve çikolata aromalı bir pasta söyledik. 3 kişi o kocaman patayı yemeden kalkmıyorduk çünkü çok leziz bir tadı vardı, asla tarif edemem. Ada da geldiğinde kahvelerimizi de alıp biraz oturduk. Seçil bu gece için yaptığı çılgın planı heyecanla Ada'ya anlatıyordu. Ada da bu konularda aynı Seçil gibiydi, hayatın tadını çıkarmak için risk almayı seviyordu. Kafeden kalktığımız sırada Seçil telefonunu kulağına götürdü ve üç saniye sonra " Alo, Naz teyze Ada ve Açelya bu gece bizde kalacak. İzin bile almama gerek yok çünkü minnak ikizlerin bana emanet. İyi günler, öpüyorum."  heyecanla bize döndü ve "Umarım bu gece için hazır olursunuz çünkü aynadaki kendinizi tanıyamayacaksınız ahahahah çok heyecanlıyım" dedi ve küçük çocuk gibi etrafında dönmeye başladı. Seçillerin evine gittiğimizde evde kimse yoktu. Çünkü Seçil'in babası bu evde kalmıyordu ve annesi de bir mağazada kasiyer olarak çalışıp akşama kadar eve dönmüyordu. " Hadi inception filmini açalım akşama kadar vakit geçmiş olur" dedim pat diye. "Açelya kaç kez izledik o filmi, bir kez daha izlersem kusarım herhalde." diye söylendi Ada sitemle. "Kızlar bence bir an önce annemin dolabından güzel kadınsı kıyafetlerden seçip hazırlanalım. annemin gelmesine 2 saat var anca hazırlanıp çıkarız." Tabii yine son sözü Seçil söylemişti çünkü yaptığı birçok şey çılgınca olsa da mantıklıydı. Koşarak Hülya teyzenin odasına gittik. Gözüme ilk çarpan lacivert tüllü elbiseyi elime aldım ve üzerime tuttum. diz kapaklarımın biraz üzerindeydi, daha giymeden bile çok yakıştırmıştım kendime. Banyoya gittim ve hızlı bir şekilde üzerime geçirdim. İçerden Seçil'İn sesini duydum  "Oldu mu kuzum, hadi çık da biz de bakalım." Bir yandan kapıyı açarken bir yandan söyleniyordum  "ooff çok güzel oldu ama sırt kısmı biraz bol." Arkamı dönüp aynaya doğru baktığımda açık renkli tenime lacivertin ne kadar yakıştığını fark ettim. Kumral rengi olan saçlarım omuzlarımın biraz aşağısına doğru süzülmüştü. Kendime bakmayı bıraktım ve  Elinde bir kutu tel tokayla gelen Seçil'e döndüm. omuzlarımdan tutup sırtımı kendisine çevirdi ve birkaç dakika oyalandıktan sonra elimden tutup beni kendisi etrafında döndürdü. " üff be hatuna bakk!" dediler ikisi bir ağızdan. Cidden de eskisi kadar bol durmamıştı. Bir anda gözlerim Ada'nın elindeki uzun pembe elbiseye takıldı. fazla klişe duruyordu ama sarı saçlarıyla çok güzel bir bütünlük sağlayacağına emindim. Ada hala bana bakıyordu, bir anda bağırdım " hadisenee çok merak ediyorum git giy şunu."  Bana gözlerini devirerek banyoya girdi. Yaklaşık iki dakika sonra banyodan çıkmıştı. Tahmin ettiğim gibi... uzun saçları ve upuzun pembe elbise çok güzel bütünlük sağlamıştı. Ayrıca elbise fiziğine tam oturmuş ve kadınsı hatlarını daha çok ortaya çıkardığı için şuan kim görse Ada'ya 17 yaşında diyemezdi. Hemen yan odadan Seçil çıktı. onun da üzerinde çok kısa sayılmayan ama tam diz kapaklarının üzerine gelen dümdüz mor bir elbise vardı." Hadi kızlar oyalanmadan makyajlarımızı yapalım annem gelmek üzeredir. Eğer benim anneme yakalanırsak Naz teyzeye de ispiyonlar bizi, plan yatar." dedi Seçil ellerini birbirine çarparak acele etmemize dikkat çekmeye çalışıyordu galiba. Zaten Seçil'in yüzünden hiç eksik olmayan makyajı için sadece biraz ruj lazımdı. direkt beni oturttu karşısına ve makyaj çantasını karıştırmaya başladı. Lacivert tonlarında far a uzun süre baktı ve eline fırçayı alarak narince göz kapaklarıma sürdü. Ustalıkla o kadar güzel bir makyaj yaptı ki ben bile kendimi tanıyamadım. Hele dudaklarıma sürdüğü o bordo ruj... Ada ya da hızlıca makyaj yaptıktan sonra birer tane de ayakkabı seçtik ve hızlıca kapıya doğru yöneldik. Seçil'in annesi gelmeden çıkmamız lazımdı planın yatmaması için. Seçil acele bir şekilde kapıyı açtı ve anahtarı çantasına attı. Arkamızı döndüğümüz sırada yüzümüzde yaramazlık yaparken yakalanmış çocuklar gibi bir yüz ifadesi oluşmuştu. Galiba planınız çoktan yattı Açelya...





...

8 yıl öncesine gittik ve Açelya'nın gençlik dönemlerinde yaşadığı olumlu-olumsuz şeyleri onunla beraber yaşıyormuşçasına okuyacağız. Evett ilk bölümümü tamamlamış bulunmaktayım. Bu bölümlerde çok fazla olay yok henüz. Çünkü karakterlere yavaş yavaş alışmanızı ve kafanızın karışmamasını istiyorum. Biraz amatörce oldu ama hatalarım affola.  Karakterler hakkındaki ve bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. 2.bölümde ve ilerleyen zamanlarda sizi şaşırtacak güzel bölümler olduğunu söyleyebilirim. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın okur kalın :)

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin