"Ooo beraber yıldızları mı izliyorsunuz siz, Açelya ilk defa huysuzlanmadan konuşuyorsun Toprak ile, ben şok!" Dedi Seçil. İçeriden Ada'ya seslenerek yanımdaki boş yere oturdu. "İçerideki ebeveyn muhabbetleri çok sıktı da, sizin muhabbetinize dahil olalım dedik." diye tekrar konuştu ve kahkaha attı. Ortam hala sessizdi ve konuşan tek kişi Seçildi. Göz ucuyla masadaki şişeye baktı ve bana "Doğruluk, Cesaret?" dedi. Böyle oyunları sevmediğimi bildiği halde bu fikri öne sürmesine bile sinirlenmiştim. Tam oynamak istemediğimi söyleyecektim ki Toprak benden önce davrandı.
"Umut'u da arayım, o da gelsin bu akşam beraber vakit geçirelim." dedi. Ben hariç herkes bu fikri sevmişti. Ben de onlara ayak uydurdum mecburen. Böyle ortamlarda oyunbozan kişi olmak istemiyordum çünkü. Aradan 10 dakika geçti ve kapı çaldı. Umut da bizim mahallede oturduğu için gelmesi çok da uzun sürmedi.
"Ben dondurma koyayım hepimize, hava sıcak zaten iyi gider."dedi Seçil. Ev sahibi olarak ayağa kalktığı sırada Umut da ayaklandı, "Ben de yardım edeyim." dedi mütevazı bir ses tonuyla. Umut gerçekten onu çok seviyordu. Umut'un 1.90 civarındaki boyu ve kaslı vücuduna her kız ilgi duyuyordu, gözleri kapkara, sacları kıvırcık ve kestane rengindeydi.bu sene içinde birçok kızın onu sevdiğini söylemesine rağmen Seçil'den asla vazgeçmiyordu. Gerçek aşk diye ben buna diyordum. Ve bir erkeğin beni bu derece çok sevebileceğine asla inanmıyordum. Bu yüzden uzun süredir hiçbir erkekle konuşmuyordum. Seçil ile Umut içeriye kahkaha atarak girdiler. Normalde Umut çok güzel bir espri yapmış olsa bile Seçil asla gülmüyordu. Son zamanlarda Umut ile fazla vakit geçiriyordu. Umut Toprak'ın yakın arkadaşı olduğu için de artık daha fazla vakit geçireceklerdi. Bence Seçil ondan hoşlanmaya başlıyordu ama mümkün olduğunca gizliyordu. Çünkü hisleriniz gün yüzüne çıkarsa eğer, sizi savunmasız bırakırlar.
"Hadi o zaman ben şişeyi çeviriyorum." dedi Ada. Çevirdi ve şişenin kapağının olduğu taraf bana ,diğer taraf Umut'a geldi. Ben soruyordum ve mecburen o cevaplamak zorundaydı.
Açelya: 'Doğruluk mu cesaret mi Umut?'
Umut: 'Doğruluk.'
Açelya: 'Benim bilmem gereken bir şeyi benden sakladın mı hiç? ' ben bu soruyu sorar sormaz gözleri Toprak'a kaydı. İnsan psikolojisinden az çok anladığım için Toprak la alakalı bilmem gerektiği bir şeyi sakladığını anladım. Tekrar konuşmaya başladım. "Ne saklıyorsun?"
Umut: 'Bir soru sorma hakkın var küçük hanım. Evet senin bilmen gereken bir şey sakladım. Ama ne olduğunu soramazsın.'
Toprak: 'Hadi uzatmayın abi, ben çeviriyorum.'
Toprak şişeyi çevirince soru hakkı Toprak'a geldi. Karşısına gelen kişi de Umut oldu.
Toprak: 'Doğruluk mu cesaret mi Umut?'
Umut: 'Cesaret olsun bu sefer.'
Toprak: 'Seçil'i öp o zaman.'
Umut: 'Abi sen manyak mısın kız bunu asla istemez. Bunun cesaret ile alakası yok, onun istemediği hiçbir şeyi yapamam.' dedi ve gözleri Seçil'e kaydı. Seçil başını onaylar şekilde yukarı aşağı salladı ve konuşmaya başladı.
Seçil: 'Madem bir oyun oynuyoruz, söyleneni yapmak zorundayız. Senin beni öpmene izin vermek, benim de ne kadar cesaretli olduğunu gösterir.'
Oyun iyice saçma yerlere gidiyordu. Ada ile ikimiz aynı anda birbirimize baktık. Galiba aynı şeyleri düşünüyorduk. Daha fazla tahammül edemezdim. Itiraz eder bir şekilde ayağa kalktım, ve konuşmaya başladım. "Toprak sen ne saçmalıyorsun ya. O senin kız kardeşim ve bir erkeğin onu öpmesine izin mı vereceksin? İnanamıyorum sana pes yani." Toprak umursamaz şekilde sırıttı ve yüzünü bana çevirdi. Zaten hemen yanımda oturduğu için neredeyse dip dibe gelmiştik. Bu defa Toprak konuşmaya başladı. " Açelya ben Umut ile çok küçüklükten tanışıyorum. Neredeyse Seçil ile görüşmediğim kadar Umut ile görüştüm. Yani Umut da benim kardeşim. Sadece mutlu olmalarını istiyorum. Seçil de ona karşı boş değil bunu belli etmek istemese de anlaşılıyor." dedi. Basını tekrar önüne çevirdi ve Umut'a bir şey söylemeden şişeyi tekrar çevirdi. Seçil eliyle şişeyi durdurdu. "Öp beni Umut." diye bağırdı. Ada ile şaşkın bir şekilde Seçil 'e baktık. Ne yapıyor bu kız? Umut da en az bizim kadar şaşırmıştı. Seçil'in saçlarını kulağının arkasına getirip yavaşça yanağına bir öpücük kondurdu. Fısıltılı bir şekilde konuşuyordu ama ortamda ses olmadığı için hepimiz Umutun ne dediğini duyabiliyorduk. "Çok güzelsin Seçil, seni çok seviyorum. Hep seveceğim."dedi. Heyecanla ayağa kalktı ve mutfağa şu içmeye gitti. Az önce yaşadıkları şey hem çok romantik hem de çok heyecan verici olmalıydı. Seçil sırıttığını farkında değildi ama resmen sırıtıyordu. Toprak yavaşça bana eğildi ve " Büyütülecek bir şey değilmiş değil mi? dedi. Sonra ellerini saçlarımda hissettim. Daha sonra da yumuşak dudaklarını yanağımda hissettim. Bir anda irkildim ve kendimi geri çektim. Yavaşça kolunu cimcikledim. O sırada Ada ve Seçil'in bize bakarak güldünü görünce daha cok utandım ve hızla Umut'un peşinden ben de mutfağa girdim. Masadaki boş sandalyeyi alıp oturdum. Ortamın sessizliğini bozmak için konuşmaya başladım.
-"Bu Toprak cidden ruh hastası ya!" dedim Umut'a bakarak. Heyecandan hâlâ bacaklarını sallıyordu ve bardağına doldurduğu suyu hala içmemişti.
"Bazen dengesiz falan ama cidde iyi çocuktur. Temiz kalplidir, vicdanlıdır. İyi tanırım, uzun zamandır." dedi. Yakın arkadaşını nasıl öveceğini çok iyi biliyordu. İstemsizce tebessüm ettim ve bir soru yönelttim.
-" O da senin gibi midir, yani aşık olduğu zaman sabit kalacak birisi mi, yoksa diğer erkekler gibi her gün başka bir kıza mı aşık olur?" diye sordum. Neden onun hakkında böyle bir soru sordum hiç bilmiyorum ama çok merak ettiğim için sormaktan çekinmedim. Merak duygusunu her zaman sarmaşıklara benzetirim. Yakaladığı zaman baştan uca sarıyor ve seni asla bırakmıyor çünkü. Umut biraz düşündü, bir yudum suyundan aldıktan sonra konuşmaya başladı.
"Valla sana açık konuşacağım Açelya. Toprak ile yıllardır tanışırız ama, 1 senedir seni bana anlattığı kadar kimseyi anlatmamıştı." dedi.
-" 1 senedir mi ?" diye sordum. Çünkü henüz tanışalı 1 hafta olmuştu, beni nasıl 1 yıldır tanıyabilirdi ki.
"Babanla tanıştıkları gün, babanın vüzdanından fotoğrafın düşmüş işte. Görmüş vurulmuş mu denir bilmiyorum da işte baya etkilenmiş senden. Bana da anlattı baya. Toprak 6 aydır Ankara'da aslında. Uzaktan sürekli seni izledi, nasıl konuşur nasıl tanışırım diye. Ben ona dedim git konuş diye ama anlamış demekki senin nasıl bir inat olduğunu, bir türlü konuşamadı seninle. Senin hakkında benim bildiğim herşeyi, hatta daha fazlasını biliyor. Yani sen onu henüz tanımasan da, o seni çok iyi tanıyor." dedi. Baya uzun konuşmuştu. Söylediği şeylere inanamıyordum. Beni bu kadar uzun süre tanıyor olmasına mı, 6 aydır uzaktan beni izlediğine mi, yoksa aklına koyduğu şeylerin peşinden bu kadar istekli gitmesine mi şaşırmalıyım bilmiyorum.
-"Teşekkür ederim Umut." dedim ve tekrar balkona çıktım. Seçil ve Ada'ya gözümle içeri girmelerini işaret ettim. Seçil güldü dalga geçti ama sonra içeriye girdi. Toprak'ın yanına oturdum.
-" Toprak, konusbailir miyiz?" dedim.
"Seninle her zaman konuşabilirim Açelya." dedi.
-"Yarın okulda tadilat var, okul yok yani. Yarın beraber bir şeyler yapabilir miyiz? Seni yakından tanımak istiyorum." dedim. Pat diye konuştum vallahi. Baya açık sözlü oldum, ben bile kendimden korktum. Toprak çok şaşırmış hatta belki sevinmişti bile. Kekeleyerek konuşmaya başladı.
"T-tabii, ne istersen yapabiliriz."dedi.
-"Tamam o zaman, yarın bendesin." dedim ve hafifçe omuzuna vurarak göz kırptım ve içeriye girdim....................
Ağağğağa acaba buluşunca neler yapacaklarrr
Keyifli okumalar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇELYA
Teen Fiction17 yaşında hayatının en güzel yıllarını yaşayacağını zanneden Açelya, hem güzel hem de kötü zamanlar geçirir. Bir anda hayatına giren Toprak onun hayatının aşkı olur. İyi kötü tüm zamanlarını birlikte geçirmeye başlarlar...