Sarhoş Bir Adrienette Aşk Hikayesi

Sarhoş / Bir Adrienette Hikayesi / 15. Bölüm

《Marinette》

Her şey mükemmeldi hatta sanki fazla mükemmedi. Su işe bak bir şeyler yolunda gidince sanki bir tuhaflık var gibi hissediyorum ama artık böyle hissetmemem gerekiyor. Artık bende normal insanlar gibi mutluyum. Tabii hâlâ mutlu olmayanlar da var ama eminim ki bende olduğu gibi onlarda mutluluğu bulacaklar. Biliyor musunuz Adrien korku filmlerinden çok korkuyor. Biliyorum. Bu normal ama Adrien'in korkusu öyle böyle değildi. Yanımızdaki gençler bile korkmadı. Film bittiğinde Adrien bara gitmek istedi. Aslında ben ona yandaki kafeyi önerdim ama o bara gitmek istedi. Bende onu kırmak istemedim.Ne acayip değil mi? Eskiden her gece içen Marinette şimdi bara bile gitmek istemedi. Ama Adrien ile iyi bir gece geçirmek istiyordu. Bu yüzden daha fazla uzatmadan onunla bara gittim. Boş masalardan birine oturduk. Adrien garsona işaret etti ve "Herzamankinden olsun ama bu sefer iki tane." Dedi. Nasıl Herzamankinden yani Adrien böyle bir şey dediyse sık sık buraya geliyor olmalı. Garson içecekleri getirdiğinde Adrien'e Manita yapmışsın bakışı attı. Adrien de ona Tabi oğlum bakışı atıp gururlandı. Ne yani erkekler sevgili olmayı gurur verici bir şey mi sanıyor? Gerci sadece erkekler değil. Her neyse. Oturduğumuz masada Adrien'in sırtı kapıya dönüktü ama ben kapıdan giren çıkanı rahatlıkla görüyordum. Kapıya bakarken birden öfkelendim. O an kapıdan giren Carla'yı görünce onun ağzını burnunu yırtmak istedim. Göz göze geldiğimizde ise götünü her zamanki gibi kıvırtarak yanımıza geldi. Daha da sinirlendim. Ellerini masaya sertçe koydu ve bana bakmadan başını Adrien'e çevirerek yüzünü ona iyice yaklaştırdı ve "Merhaba Adrien tesadüfe bak yeniden karşılaştık." Adrien onun bu hareketine karşı geri çekildi ve sustu. Neden susuyor? Adrien'in susmasına o kadar sinirlendim ki Carla'ya kızmam gerekirken Adrien'e kızdım.

- Neden susuyorsun?!

- ...

- Ooo Marinette hanım da cırlamaya başladı.

Sinirle ayağa kalktım ve Carla'nın yakasına yapıştım.

- Laflarına dikkat et orospu!

- Etmezsem ne olur?

- Belanı görürsün.

Saçını tuttum ve onu saçını çeke çeke sürükledim. Hemen görevli geldi ve bizi ayırdı.

- Ne yapıyorsunuz hanımefendi?!

- Ben ne yaptığımı biliyorum ama ne yaptığı bilmeyen birileri varsa o da bu yerdeki sürtüktür.

Carla dediklerime sinirlenmiş olacak ki hemen ayağa kalktı ve bana saldırmaya çalıştı.

- Çok yakında sana gününü göstereceğim!

- Hadi git işine be!

Carla kapıdan Sinirle çıktıktan sonra hala masada oturan Adrien'in yanına gittim.

- Neden hiç bir şey yapmıyorsun?!

- ...

- NEDEN SUSUYORSUN!?

- Neden kavga çıkartıyorsun?

- Ne?! Şimdi suçlu ben mi oluyorum? Bize gelip bulaşan oydu!

- Bulaşmak?  Sadece selam verdi.

- Şimdide onu savunuyorsun ha! Anlaşıldı sana ikinci bir şansı vermemeliydim.

- Asıl sana şans veren benim. Ben olmasam hiç bir zaman bu şekilde yaşayamazdın!

- Merak etme bundan sonra sensiz daha iyi yaşayacağım.

- ...

Masanın üzerine duran içimi bir yudumda içip çantamı koluma aldım ve kapıdan çıktım ama kapıdan çıkar çıkmaz başım dönmeye başladı. Barın arka tarafına doğru giderken etraf bulanıklaştı. Yere yığılmadan önce son sözlerim ise şunlardı.

- Aman tanrım. İçkiye bir şey katmışlar zehirlendim.

Sonrasında  tek duyduğum şey  topuklu ayakkabı sesleri oldu.