Sarhoş / Bir Adrienette Hikayesi / 11. Bölüm:

358 34 18
                                    

__________Sarhoş________
________11. Bölüm_______

_Marinette'in anlatımı İle_

Ellerini ellerim ile sardım. Buz gibi olmuşlardı. Sen gördüğüm en mükemmel insansın Adrien. Ama benim yüzümden şimdi öldün. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Ellerini ellerime biraz daha sardım. Adrien'in ellerini halen tutuyorken onun üstüne çöktüm. Yavaşça fisıldadım.

- Özür dilerim...

Bugün durduramdığım göz yaşlarım yine akmaya başladı. Gözlerimden akamadan düşen yaşlar Adrien'in yüzüne damlıyordu. Bedenine sarıldım ve tüm kokusunu içime çektim.

- Gitme...

Prensimi o yaşıyorken hiç öpemedim. Sana aşığım prensim. Seni seviyorum. Sen de beni seviyor musun? Sanki cevap gelmesini bekler gibi bir süre bekledim. Kafamı kaldırdım ve onu izledim. Parmaklarımı dudağına koydum. Dudağını parmağım ile hafifçe okşadıktan sonra parmaklarımı dudaklarından çekip bu sefer dudaklarımı yerleştirdim. Onu öptüğümde akan gözyaşı Adrien'in yüzünde süzülerek dudaklarımızda buluştu.
Hiçbirşeyin anlamı yoktu ki? Ellerinin içindeki ellerini öptüm.

- Uyan..........Uyan!

Sanki beni duymuş gibi serçe parmağı oynadı. İşte o an kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissettim. Aynı zamanda çok korktum. Ölü birisinin parmağı nasıl olur da hareket edebilir? Belkide ben yanlış gördüm. Adrien'in ellerini bıraktım ve geri çekilerek parmağının oynamasını bekledim. Hayır. Oynamadı. Zaten ölü birinin bunu yapması imkansız.

- Bayan! Artık çıkanız iyi olur. Birileri görecek.

- T- tamam.

Çıkmadan önce Adrien'e yaklaşıp alnından öptüm. İçimde hâlâ bir umut vardı sanki. Sanki parmağı gerçekten de oynadı. Eğer Adrien'in parmağı gerçekten oynadıysa o zaman onu burada bırakıp gidemem.

- Adrien parmağını oynat!...lütfen.

Sesim ağlamaklı geliyordu. Bir umut bütün odağımı parmağına verdim.

- Aman Tanrım! O - o yaşıyor!

- Bir şey mi dediniz hanımefendi?

- O yaşıyor!

- Ne!? Ama bu nasıl olur?

- Onu burdan çıkaralım!

- Emin misiniz?

- Evet gördüm parmağı oynuyor.

- Belkide hayal gördünüz. Anlıyorum bu duruma çok üzüldünüz ve kendinizi iyi hissetmiyorsunuz.

- Hayır doğru söylüyorum. Hayal değildi!

- Hmmm. Bir de ben bakayım.

Görevli sanki söylediğim tek bir kelimeye bile inanamıyordu. Bu çok sinirime gitmişti. Aklından hiç doğru söylediğim geçmiyor muydu yani? Aslında ben de olsam ölü insanın dirildiğine inanmazdım. Ama bence Adrien başından beri yaşıyordu. En azından ben buna inanmak istiyordum.

Görevli Adrien'in ölü olduğundan o kadar emin di ki sanki bana inandırmaya çalışıyormuş gibi Adrien'in parmağında dikkatlice baktı. ve

"Bakın oynama yok. Üzgünüm ama o ölmüş." Dedi.

- Gözlerim ile gördüm hemde iki kez hareket etti.

- Bu imkansız! Lütfen morgu boşaltın!

- Eğer o gerçekten de yaşıyorsa o zaman onu burada bırakacak mısın?

- O ölü!

- Kanıtla!

- Kanıtlanmış zaten! Doktorlar öldü dedi.

- Ya şimdi yaşıyor ise?

- Size bir şey anlatmak çok zor. O öldü diyor-... Aman Tanrım! Az önce onun parmağı hareket mi etti?

- Evet. Sanada kapak oldu. Şimdi onu buradan çabuk çıkaralım.

- P - peki.

="="="="="="="="="="="="=

_Adrien'in  Analtımı İle_

Bu sefer klasik şeylerden bahsetmeyeceğim. Alışmış olduğum hastane kokusunu çoktan almıştım. Garip. Bu sefer her yerim sızlamıyor. Ama biraz bacaklarım ağrıyordu. Marinette neredeydi? Tam da bu soruyu sormuşken içeri doktor ile Marinette girdi. Bir anda Marinette'in elindeki su şişesi yere düştü ve bana bakakaldı.

- Ne o niye öyle bakıyorsun? Sarılmayacak mısın?

- Adrien...Senin için ne kadar endişelendim biliyor musun şapşal?!

Hemen yanıma geldi ve bana sarıldı. Tam o mükemmel saçlarını kokluyordum ki araya doktor girdi.

- Öhm fazla sarılmayalım. Biraz dinlenmeniz gerekiyor ne de olsa yani artık 44 gündür yatıyorsunuz.

- 44 gün?

- 43 gündür komadaydınız bay Agreste. Bugün de tüm gün hastanede kaldığınıza göre. Artık 44 oldu.

- Ne?! Ciddi misiniz!?

- Biliyorum. Biraz değişik bir duygu.

- Kesinlikle.

- Aslında çok iyi görünüyorsunuz bay Agreste ama yine de bu gece önlem olarak burada kalın. En iyisi ben sizi biraz yanlız bırakayım da siz güzelce hasret giderin çifte kumrular.

- Her şey için teşekkürler doktor.

- Ne demek. Bu benim görevim.

Doktor çıktıktan sonra Marinette'in yüzü sirke satıyordu.

- Ne oldu Marinette? Sorun nedir?

- Şey...sen ölüyken dirilince ne bilim.

- Ölüyken d - dirilince mi?

- Evet eğer seni morgdan kurtaramasaydım o zaman ne olacaktı tahmin bile etmek istemiyorum.

-  Kafana takma güzelim nasıl olsa artık yaşıyorum ve senin yanındayım.

- Ne kadar da rahatsın? Sana ölüyken dirildin 43 gündür komadaydın diyoruz

- Yani ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum. Sonuçta hiç bir şey hatırlamıyorum.

- Haklısın.

- Eee sen nasılsın?

- Sen benim sana söylediğim şeyleri duydun mu?

- Hayır. Neden ki?  Ne demiştin?

- Boşver. Önemsiz.

Devam Edecek...❤️

Sarhoş Bir Adrienette Aşk HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin