Changbin sevgilisinin elinden tutmuş onu evin yakınlarındaki parka sürüklüyordu. Plana göre birkaç saat orada takılmalıydılar.
Chan sevgilisinin elinde duran eline bakıp sırıtırken, sesli kıkırtısıyla "Birde bir." dedi.
Changbin yanındaki bedenin ne dediğini anlamıştı gülümseyip "Kesinlikle, kaldı 99 aktivite." dedi kahkaha atıp.
Chan gülümsemesi sürerken "Sonrasında beni rahat bırakacak mısın?" dedi. Changbin düşen yüzüyle "Seni asla bırakmıycam." dedi, duygusallaşmıştı. Aralarındaki anlaşmayı bir kenara atmak üzereydi oysa öylesine emindi sadık kalacağına.
Chan alaycı ifadesiyle "Ne yani yıllarca sana katlanmak zorunda mıyım?" dedi.
Changbin acı bir gülüşle "Bana yıllarca katlanmak zorundasın." dedi ve uzanıp yanağına bir öpücük bıraktı.
İkiside etraflarındaki garip bakışları umursamadılar. Chan'ı tanıyan insanların telefonlarına sarılmaları bile rahatsız etmedi onları. Onlar sadece aşkını yaşamaya çalışan iki insandı, ne bekliyorlardı ki son nefeslerinde birbirlerini sevdiklerini söylemelerini mi? Acınası.
Chan Changbin'e dönüp sevimli tonuyla "Seni sevmenin en iyi yanı ne biliyor musun Changbin?" dedi bir anda.
Changbin sevgilisinin sözüne karşılık kafasını iki yana sallayıp merakla "Bilmiyorum ki." dedi.
Chan alaycı bir ifadeyle "Çok iyi yemek yapıyorsun." dedi. Changbin sevimli gülümsemesiyle "Yaa cidden mi?" derken Chan'ın sevgilisini kızdırma planı suya düşmüştü bile.
Chan Changbin'in ifadesine gülümseyip "Cidden en çokta yaptığın çorbaları beğeniyorum ve o salatalar ah tanrım ağzım sulandı." dedi sevgilisine bakarken istemsizce bakışları Changbin'in dudaklarına kaydı.
Tam o anda Changbin'in dudaklarını yalaması Chan'a hiç yardımcı olmadı. Sevgilisinin dudaklarına yaklaşıp "Ama tadını en çok sevdiğim şey dudakların." diyip kapandı sevgilisinin dudaklarına.
Changbin şaşkınlığını üzerinden atıp öptü sevgilisini. Diledikleri gibi yaşıyorlardı sonunda, ikisininde içinde büyük bir huzur hakimdi. Etraflarındaki iğrenç bakışlar midelerini bulandırmıyordu bile çünkü herkesi her şeyi boşvermişlerdi tek istedikleri sevgilerini gönüllerince yaşayabilmekti.
Öpücüklerini sonlandırdıklarında yanyana uzun bir süre yürümeye ve konuşmaya devam ettiler. İkiside kendilerini inanılmaz derecede mutlu ve huzurlu hissediyordu ancak bu duygu gitgide Chan'ı rahatsız etti.
Onu asıl rahatsız edense bunca zaman sevdiği adamla olamamaktı. Her şeyi boşverip şu anı düşünmek istiyordu fakat daha önce Changbin'e yaptığı haksızlıklar kalbinin ağrımasını sağlıyordu.
Hafif yorgun ve kırgın çıkan sesiyle "Changbin." dedi yanındakinin "Hmm." dediğini duyduğunda duraksayarak "Özür dilerim." dedi.
Changbin kafa karışıklığı ve endişeyle Chan'ın karşısına geçip "Özür dileme Chan, ikimizinde hiçbir pişmanlığı keşkesi kalmasın. Bu hayatı artık gönlümüzce yaşayıp 'iyi ki yaptık' diyelim. Olmaz mı?" dedi kocaman gülümsemesiyle.
"Ben senin beni sevdiğini biliyordum." dedi Chan ve devam etti "Benden vazgeç istedim, uzaklaş istedim. Özür dilerim." dedi yüzündeki bariz pişmanlıkla.
Changbin gülümsemesi konumunu bir saniye bile kaybetmezken "İyi ki yanımdasın, iyi ki şu an benimlesin bu bana yeter. Şimdi senden tek ricam ömrümüzün sonuna kadar mutlu yaşayalım." dedi elini sevgilisinin yanağına çıkartıp.
Chan sevgilisinin diğer elini iki elinin arasına alıp dudaklarına yaklaştırdı ve derin bir öpücük bırakıp "İyi ki varsın." dedi ve ekledi "Ömrümün sonuna kadar seni sevicem Seo Changbin."
•••
Hellooooooœ🌼
Nasılsınız umarım çok iyisinizdir🤍
Kendini iyi hissetmeyenlere kocamaaaaaan sarılıyorum💜💙
Vote veren ve yorum yapanlara çok teşekkür ederim🍀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEBRIS 'binchan'
Fanfiction"Neden gitmiyorsun." dedi Chan sorgulayıcı bir sesle. "Gidemiyorum." dedi Changbin sesinde ve yüzünde bariz bir hüzün vardı. [angst] [12.07.21]