13.

346 33 13
                                    

"Kolay gelsin." dedi Chan mutfağa girerken, sevgilisi herzamanki gibi yine onlar için akşam yemeği hazırlıyordu. Changbin parlak gülümsemesini sunup "Çok acıktın mı?" dedi.

Chan yoğun bakışlarıyla Changbin'e bakarken "Aslında pek aç değilim, sadece seni izlesem olmaz mı?" derken Changbin ona her şeyiymiş gibi bakan adamın yanına ilerleyip yanaklarını elleri arasına aldı ve "İyi misin Chan?" dedi.

Chan yanaklarındaki elleri ellerinin arasına alıp dudaklarını bastırdı. Ardından kollarını Changbin'e sardı bu sırada aralarında tek nefeslik mesafe yoktu. Changbin kendini huzursuz hissediyordu, Chan normalde de duygusaldı fakat bu sefer daha farklı gibiydi.

Chan sarılmalarını sonlandırmazken "İyiyim, sadece seni çok seviyorum." dedi. Changbin kollarındaki bedenin saçlarını okşarken "Ben de seni çok seviyorum." dedi.

İkiside hissediyordu havada anlamsız bir hüzün ve huzursuzluk hakimdi, sanki kötü bir şeyin habercisi gibiydi. Changbin sarılmalarını sonlandıracakken Chan "Gitme, bırak yemeği sadece bana sarıl, bırakma beni." dedi.

Changbin sevgilisinin saçlarındaki elini durdurmazken kafasını boynuna gömüp kokusunu derince içine çekti ve "Bebeğim iyi misin?" dedi.

Chan gözlerindeki yaşlardan habersiz "Huzursuzum Changbin, bir şey olacak ve çok yakın. Hissedebiliyorum sanırım zaman daralıyor..." dedi ve kollarını sıkılaştırdı.

Changbin sevgilisinin sözleriyle dolan gözlerine ve titreyen bedenine lanet okudu, şu an güçlü kalması gerekiyordu, Chan'a destek olmalıydı. Titreyen sesiyle "Sen iyisin, zaman falan dolmadı hem daha yapacağımız çok şey var Chan unuttun mu?" dedi ve sevgilisinin saçlarına yeniden bir öpücük bıraktı.

Chan daha önce kendini hiç bu kadar güvende hissetmemişti. Saçlarındaki el ve ara ara Changbin'in bıraktığı öpücükler ona huzurlu geliyordu. Dakikalardır ayakta durmak ikisininde umrunda değildi, ikiside ana odaklanmıştı sadece.

Chan kısık ve ürkmüş çıkan sesiyle "Unutmadım. Bir şeyler yiyip parka gidelim mi? Ben salıncakta sallanmak istiyorum." dedi ve Changbin'in boynunda derin bir nefes aldı, sanki o kokuyu asla unutmak istemiyormuş gibi...

•••

İkili yanyana duran salıncaklarda iki küçük çocuk gibi eğlenirken etraftaki anlamsız bakışlardan haberdar bile değildiler. İkiside sadece birbirine bakıyor ve ara ara nefessiz kaldıklarını hissedip bakışlarını birbirlerinden çekiyorlardı.

Chan Changbin'in gözlerine bakmaya devam ederken sakin ve durgun ifadesiyle "Biraz çimenlerde oturalım mı? Çok yoruldum." dedi ve Changbin'in yanına gelip elini tutmasını izledi.

Changbin yaşanacakları hisseder gibiydi, bu durum onu içten içe mahvediyordu fakat belli etmemeye çabalıyordu. Chan'ın sözüyle ayağa kalkıp yanına gitti ve elini tutup biraz ilerideki çimenlere ilerlemeye başladı.

Bu andan itibaren ikisininde pek fazla söze ihtiyacı kalmamıştı, sadece kuş sesleri ve biraz uzaktaki gölden gelen kurbağa sesleri vardı. İkiside seslerin arasında sessizliği hissediyordu, biri sessizliğin en soğuk haliyle karşı karşıyaydı biriyse kucağında uzanan sevgilisinin yüzündeki huzurda kaybolmuştu.

Changbin elini kaldırıp kucağında uzanan adamın saçlarına koydu ve sessizce okşamaya başladı. Bir süre sonra sessizliğini bozup konuşmaya karar verdi.

Yumuşak bir ses tonuyla eli hala sevgilisinin saçlarındayken "Chan ben seni çok seviyorum. Her ne olursa olsun çok fazla, ömrüm belki bu dakikalarda son bulur bilemem ama şunu bilki ben seni ömrümün sonuna kadar seveceğim. Belki yarım kalırız seninle, bilemiyorum ama yinede şunu bil ben seni tüm kalbimle sevdim." dedi ve Chan'ın tepkisini bekledi.

Uzun süren sessizliğin ardından sevgilisinin saçlarındaki elini çekti ve kapalı gözlerinin hemen altında duran yanaklarına değdirdi parmak uçlarını. Çaresizce parmaklarını burnunun biraz altına indirdi, nefes alıp almadığını bilmek istiyordu.

Bunu birkaç kez yapmıştı fakat diğerlerinde sevgilisinin nefes alışverişlerini hissedebiliyordu...

Duyanın ona acıyacağı bir ses tonuyla "Chan..." dedi fakat bildiği üzere cevap gelmeyecekti...

Ellerini son kez sevgilisinin saçlarına çıkarttı ve başını eğip son kez koklayıp öptü bahar kokan tutamları. Başı hala sevgilisinin saçlarındayken "Chan yalvarırım kalk, yalvarırım uyan." dedi gözlerindeki yaşlar görüş alanını sıfırlamıştı.

Son kez dokundu sevdiğine, son kez öptü, son kez kokladı en sevdiği kokuyu ve son kez gördü aşık olduğu adamı sonrada aldılar ondan. Çok uzaklara götürdüler, uzak diyarlara...




•••













Hoşgeldiniz🌸
Uzun bir süredir bölüm atamıyorum üzgünüm : (
Umarım hepiniz çok iyisinizdir kendini iyi hissetmeyenlere ❣️ gönderiyorum🎈
Vote veren ve yorum yapanlara teşekkür ederim 🍀

DEBRIS 'binchan'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin