🔥8. BÖLÜM🔥

384 23 4
                                    

Not:Arkadaşlar ne sizi ne de kendimi zor durumda bırakmak istemiyorum ama yetmedi mi karşılığını alamadığım emeklerim. Sizin için sık sık bölüm atmaya çalışıyorum. Okunma sayısı yeni bir kitaba göre güzel. Hakkınızı bunda yiyemem. Bunun için hepinize içten bir şekilde teşekkür ederim. Ama neden oy vermiyorsunuz. Oy sayısı okunma sayısının çeyreği bile değil. Sınır bile koymuyorum size. 2 gün sonra okul açılacak ama ben yine de size bölüm atmaya devam edeceğim. Ücretli bir şey bile değil. Ama neden benim yazma hevesimi kırıyorsunuz. Bir cümle yorum atmak bu kadar mı zor. Ya da bir yıldıza dokunmak. Belki bu yazdıklarımı bile okumayıp hemen bölüme geçeceksiniz. Canınız sağolsun.

YAZARDAN:

Acı da.. Mutluluk da.. Sonsuz değildir bu dünyada. Tıpkı sevgi gibi..

Bazen öyle seçimler yapmak zorunda bırakır ki hayat seni..

Bir şeyi kazanmak için bir şeyleri kaybetmen gerekir bazen..

Önemli olan yaptığın tercihin değecek olup olmaması değil mi ki zaten (?)

Hayat koca bir macera.. Koca bir oyundan ibaret..

Şimdi size soruyorum.
Gitmek mi daha zordur yoksa arkada kalmak mı?

Ya da söyle sorabilirim size.
Siz, sizi terk eden abiniz için sizin bunca zamanınız da iyi ya da kötü tüm zamanlarda yanınızda olan ikizinizi, diğer yarınızı, kalbinizin diğer yarısını kaybetmeyi göze alır mıydınız?

Hayat bir vazgeçiştir çoğu zaman.
Size iki seçenek sunar ama sadece birini seçmek zorunda kalırsınız. Diğerinden vazgeçmekten başka çareniz yok.

Ceren de yaptı bu seçimi. İkizinin 'bende gitmek istedim' , 'size bir daha terkedilme duygusu yaşatmak istemedim' cümleleri ile kararını vermişti o zaman.

Pişman olur mu seçiminden olmaz mı bilinmez ama ikizini kaybetmeyi göze alamazdı.

Hayat ona da bir oyun oynadı. Geri dönüşü olmayan bir oyun..

Ceren'in cümleleri ile ortamda ölümcül bir sessizlik ortaya çıktı.

Bülent Bey kızının dediği ile kaskatı kesilmiş, beyninde haklı haksız çatışması yapıyordu.

Evet terketmişlerdi onları. Biri başkasını sevdiği için. Diğeri öfkesine yenik düşerek. Hadi karısı neyse de oğlu haketmiş miydi bu cümleleri.
Baba yüreği işte dayanamıyordu.

Ama baştan beri kendisinin de suçlu olmuş olmasını kızının ağzından duymak yaralamıştı onu. Daha doğrusu gerçekler acı bir tokat gibi yüzüne çarpmıştı. Ne demişti kızı!?

~SENİN İLE KAVGA ETTİ. ONUN KADAR SENDE SUÇLUSUN. AMA BEN BUNU HİÇBİR ZAMAN YÜZÜNE VURMADIM.

~SIRF SİZ ÜZÜLMEYİN DİYE KÜÇÜCÜK YAŞIMIZDA KIRGINLIKLARIMIZI SAKLAMAYI ZORLA ÖĞRETTİLER BİZE. KAFAMIZA VURA! VURA!

~SONRA BENİM 'ABİM' İLE 'BABAM' KAVGA ETTİ VE O DA GİTTİ BU EVDEN.

~SEN! ZATEN DOĞRU DÜRÜST YÜZÜNÜ GÖRMÜYORUZ SENİN.

Pişmanlık bedenini sinsi bir yılan gibi sardığında derin bir iç çekti.

O gün aklına geldi. Oğluna 'defol git' demesi.. Cemre ve Ceren'in ağlayararak yalvarıp abisini kollarından geri çekmeye çalışması.. Cemre'nin verdiği söz.. Ceren'in değişen davranışları.. Kızlarının yanında olması gerektiği zamanda kendini işe kapatması.. Kızlarının kendisine ihtiyacı varken sadece kendini düşünmesi..

HATANIN AĞIR BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin