YAZARDAN:
Yine uyuyamayan Cemre, balkonundan bakınırken korumalara yaklaşan Ceren'i ardından da korumaların Ceren'i görmesiyle hızla kendini toparladıklarını ve birinin hızla bir adım attığını gördü.
Korumalar yakın olduğu için sesi duyuluyordu.
Koruma: Ceren Hanım, Buyrun bir şey mi istediniz?
Koruma yine azarlanmayı beklerken Ceren'in kibar çıkan sesini duydu.
Ceren:Sizin adınız ne?
Koruma:Ben Kutay Ceren Hanım, o da -eli ile yanındakini gösteriyor- Caner.
Ceren:Kutay kahvaltı için fırından poğaça falan alır mısın? Kendinize de alın.Ceren'in dediği cümleyi duymasıyla şoka giren korumalar, tam bir şey diyecekken balkondan onlara bakan Cemre'yi gördü. Cemre ise korumaların bu şaşkınlığını gülerek izliyordu. Sanki dün hıçkırarak ağlayan o değilmişçesine.
Korumaların ona bakmasıyla gülümseyerek başını aşağı yukarı sallamasıyla Kutay konuştu.
Kutay:Tabi Ceren Hanım hemen. Neli istersiniz?
Ceren:Farketmez Kutay. Peynirli olursa mutlu olurum ama yoksa başka da olur.
Kutay, Ceren'in konuşmasına daha da şaşırırken Ceren'in sesi ile kendine geldi.
Ceren:Kutay ne oldu? İyi misin?
Kutay:Affedersiniz Ceren Hanım. Hemen gidip alıyorum.Giden korumanın ardından ona şaşkın bakışlar ile bakan insanların arasından eve girdi. Kahvaltı masasını hazırlayan kadınlara bakıp, ikizinin yanına gitti.
Cemre ise o sırada odasında yatağına oturmuş, kitap okumaya başlamıştı. İkizinin kitap okuduğunu gören Ceren, hemen Cemre'nin yanına oturup ona sarılmış ve o da okumaya başlamıştı.
Küçükken de yaptıkları çok sevdiği bir aktiviteydi. Birbirlerine sarılarak aynı kitabı okumak.
Cemre, Ceren'in ona sarılması ile başından öpmüş ve devam etmişti.
Bunlar böyle okuyakoysun diğer tarafta ise Emre, elinde içki bardağı ile hiç uyumadan dışarıyı izliyordu.
Bir insan yaptığı hatanın bedelini her türlü öderdi. Ödemesine de.. Bu şekilde mi ödemeliydi. Kardeşlerini kaybederek, kardeşini koruyamadığını öğrenerek.
Söylenmemiş daha çok sözler vardı. Kalp kırıcı, yakıcı, parçalayıcı bir ton söz.
Ama söyler misiniz bana?
Kim dayanırdı bu cümleleri duymaya!?Böyle 5 saat oturmanın ardından saat öğlen vakti olmuş, Emre daha fazla daynamayarak gözlerini uykuya kapatmıştı. Açtığında ne olacağını bilmeden..
🔥🔥🔥
Emre gözlerini açtığında saat gece 11 olmuştu. Gözlerini birkaç defa açıp kapatarak ortamın netleşmesini sağladıktan sonra yan taraftaki koltukta bir karartı farketmiş, hızlıca toparlanıp ayağa kalkmıştı.
Uyku sersemi ile hala kim olduğunu anlayamadığı kişinin sesini duyması ile şaşkına dönmüş ve özlediği kardeşinin yüzünü görmek için heyecanlanmıştı.
Ceren:Balkona çıkıyorum gel.
Ceren'in balkona çıkması ile hızla oraya giden Emre, kardeşinin bir koltukta oturduğunu görmüştü.İlk 10 dakika hiçbir şey konuşulmamış, Ceren dışarıyı, Emre ise hasret kaldığı kardeşinin yüzünü incelemişti. Bu sessizliğe dayamayıp ilk konuşan Emre oldu.
Emre:Ceren'im. Çok özledim seni.
Ceren abisinin sesini duyması ile dolan gözlerini sıkıca kapatmış ve yüzünü ifadesizleştirerek ona dönmüştü. Ama konuşmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATANIN AĞIR BEDELİ
Novela JuvenilSen ne yüzle buraya geliyorsun? ne hakla! ne sıfatla! Hayatımızı cehenneme çevirdiğin yetmedi mi!? Daha ne kadar yakacaksın canımızı!? Defol git buradan! 5 yıl önce nasıl arkana bakmadan gittiysen yine öyle git! Ne beni, ne de ikizimi üzemezsin artı...