9

640 22 6
                                    


Siz like atana kadar yb yok. Tşk ederim, saygılarrr :*

Elimdeki yeni kimlik kartıma dikkatle baktım. Sönmez... Bu soyadı hayatımın sonuna kadar unutmayacaktım. Hala bunun rüya olmasını bekliyordum. Bir umut gözlerimi sıkıca yumup her şeyin sonlanmasını bekledim. Lakin hiçbir şey hayal değildi hatta olduğundan daha gerçekti.

Üzerimde eski olduğu her halinden belli olan beyaz bir elbise vardı. Elbisenin bir kaç yeri büyük ihtimal dolapta çürüdüğü gerekçesi ile tadilat görmüştü, yinede fena sayılmazdı. Kabarık omuzları, belinde açık pudra kuşağı olan midi boy tüllü bir elbiseydi. Kendi kendime güldüm , bir elbiseye para veremeyecek kadar mı pintiydiler.

Bir yeminim vardı ve mutlaka bugün tutacaktım bunu. Krem rengi kadife yastığın altına zar zor sakladığım bıçağı çıkarttım. Nikah için Samet Bey'in evine gelmiştik ve hazırlanmam için bana Harun'un odasını vermişlerdi. Harun'un odasında jilet veya kesici bir şey ararken bulmuştum aradığım şeyi, büyük bir bıçak koleksiyonu vardı delinin. Harika kendimi öldüreceğim bıçağı seçme şansım olmuştu en azından!

Yavaş adımlarla aynanın karşısına geçtim. Kendimi baştan aşağı dikkatle süzdüm. Üstümdeki paçavrayla aşırı perişan görünüyordum. Ağlayasım vardı ama gözümden yaş gelmiyordu. Tereddütle bıçağı karnıma hizaladım. Bugün her şey bitmeliydi. 

Ne kadar süre aynanın karşısında kendimi izledim hiç bilmiyorum ama artık ayakta durmaktan bacaklarım ağrımıştı. Bir türlü cesaret edemiyordum.

"Bunu yapamayacağını ikimizde biliyoruz" 

İrkilerek panikle arkamı döndüm.Ne zamandır oradan beni izliyordu? Geldiğini hissetmemiştim bile.

"İzninle sana nasıl yapacağını göstereyim" diyerek bana doğru adım atmaya yeltendi. Ne demek istediğini anlayamamıştım.

"Bakma bana öyle. Bir yemin ettin tutacak kadar onurlu bir insan olmalısın" dedi. Umrunda değildi. Nasıl bu kadar zalim oluyordu, ben onun yüzünden bu haldeydim.

Yavaşça arkama gelip yönümü aynaya çevirdi. Ona dur diyecek halim yoktu, hareketlerimin kontrolünü ona bıraktım. O ise bir elini belime sarıp bedenimi bedenine yasladı, ardından aynadan gözlerimizi birleştirdi. Daha sonra uzun parmakları ile bıçağı sıkmaktan ağrıyan elime yerleştirdi. Ve son olarak benimle birlikte karnımın üstüne bıçağı hizaladı.

Gözlerini gözümden ayırmadan ince dudaklarını kulak mememe sürttü. "Elime bulaşan ilk kan olmayacak Alin Sönmez bu sebepten ötürü sana yardımcı olacağım"

Yutkunarak gözümü kapattım. Çok korkuyordum, deli gibi korkuyordum. Gerçekten ölmek bayılmaya benzemiyordu. Gelecek darbeyi, acıyı sessizce bekliyordum. Artık bıçağın sivri kısmını hissedebiliyordum ama saplamıyordu , sadece küçük bir sızı hissediyordum.

"Bunu yapmamı istiyor musun?" diye kısık sesi ile konuştu. Adeta kulağıma fısıldıyordu.

Gözlerimi açıp aynadan Harun'a baktım. Hala bana bakıyordu. İstemiyordum bunu yapmak ama sözümdende dönmek istemiyordum.

Evet anlamında çaresizce başımı salladım.

Tamda o an bir mucize oldu, garip bir mucize.

"Harun, bırak Asudemi" 

"Napıyorsun ona , buna nasıl cürret edersin" diyerek Samet Bey hızla Harun'u benden uzaklaştırdı. Aslında Harun istese çekilmezdi lakin en az o da benim kadar şaşkındı ne diyeceğini bilememişti.

Piyon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin