"Alin"
"Alin"
Birisi ismimi sayıklıyordu. Ses çok derinlerden geliyordu.
Yavaşça gözlerimi araladığımda tavandaki lamba gözlerimi aldı. Ani refkleks ile geri kapadım.
"Cem kapat oğlum şu ışığı" diye seslendi Harun.
Harun
Harun
Nerede olduğumu anlamam ile tekrar gözlerimi açtım. Hay ben böyle şansıma sıçayım kurtulamadım bu oruspu evladından.
"Ölmedim mi ben?" Diye bir umut sordum.
Karşımda sırıtan psikopat "henüz değil" dedi. Bir insan nasıl çektiğim acıdan zevk alırdı? Duyarsız piç.
Giderek ağzım bozuluyordu.
"Neredeyiz?"
"Hastanede" dedi.
Beni hastaneye mi getirmişti sahiden? İnanmaz bir şekide çevreme baktım. Küçük bir televizyon vardı yatağımın karşısında. Refakatçi için bir koltuk, koltuğun üstünde oturan o genç oğlan. Lavabo ve büyük bir dolap vardı. Büyük ihtimal odanın girişindede banyo vardır.
Böyle basit bir hataya düşeceğini beklemezdim. Burada mutlaka beni tedavi eden doktor yaralarımı görüp polise haber vermiştir. İstemsizce gülümsedim. Cezasını çekecekti.
"Ne oldu sende mi deliriyorsun"
Duyduğum sesiyle omuz silktim. Delirecegim kesindi buradan kurtulduğumda. Yanımdaki sandalyede oturuyordu. Yüzüne bakmam ile mor gözünü ve elmacık kemiğini farkettim. Benim çektiğim acının yanında basit bir şey fakat içimi azıcıkta olsa rahatlatmıştı.
Yakışıklıydı ama yüzünün güzelliğine ters düşen bir kalbi vardı. Belirgin elmacık kemikleri, pembemsi hafif etli dudakları, hala rengini çözemediğim mavi ya da açık yeşil gözleri ve suratına göre küçük bir burnu vardı. O bu güzelliğe sahip olmayı haketmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piyon
Teen FictionHarun Sönmez, belki hikayedeki asıl canavar belki de asıl kurban o. Alin Dinan belki asıl kurban o belkide o da bu gaddar insanların arasındaki melek yüzlü şeytan. "Eğer seninle evlenirsem, yemin ederimki o gece kendimi öldürürüm" Büyük konuşmuştum...