Sonunda geldim, hadi bakalim napmis su sarisin bey bi okuyalim
*
Eren, zamanla dizginleyebildiği hıçkırıklarını kontrol altında tutmayı başardığı esnada hala aynı yerinde, Barış'ın kucağındaydı.
Yaşadığı zevki tarif edebilecek kelimeleri yoktu. Bacaklarının titrediğini, göz bebeklerin kaydığını ve müthiş bir sızıyla kasıldığını hissetmiş, sonrasında gelen rahatlıkla esmerin kolları arasına yığılıvermişti.
Barış, kucağındaki sarışından deli gibi etkileniyordu. Deneyimsiz biri olmamasına rağmen en ufak temasları, hatta küçük bir öpücüğü bile heyecanla kasılmasına neden oluyordu ancak kesinlikle Eren kadar hassas değildi. Sarışının nasıl bu hale geldiğine hala şaşırıyor ve zevkten ağladığını bilmek içinde tuhaf duyguların kabarmasına sebep oluyordu.
Yavaşça burnunu çekerek avucu içerisindeki hırkayı çekiştirdi Eren. Az da olsa kendine gelmiş gibiydi. Hala gözlerinden süzülen damlalar vardı ancak az önce hıçkırarak ağlayan halinin yanına bu hiçbir şeydi. Kıpkırmızı olmuş dudaklarını Barış'ın keskin çenesine bastırıp "Hadi." dedi. "Sana-sana yardım edeceğim."
"Banyoya gidelim, duş al. Sonra da-"
"Ben ciddiyim." kucağında biraz toparlanmak için hareketlendiğinde altındaki sertliği net bir şekilde hissetti Eren. Az önceki dokunuş nedeniyle hassaslaşmış kalçası sızlarken dudaklarını birbirine bastırdı. "Sadece ne yapmam gerektiğini söyle."
Barış, sarışının ciddi olduğunu fark ettiğinde serseri bir edayla sırıttı ve nasıl bir şey olduğunu bilmeden gösterdiği şefkatini geri planda bıraktı. Eren'in zarif parmaklarıyla kendisini kavradığını defalarca kez hayal etmişti. Karşı koyacak gücü yoktu.
Dudaklarını Eren'in sıcacık olmuş boynuna değdirdi. Kondurduğu birkaç kokulu ve derin öpücüğün ardından ince bacaklarını kavrayarak kucağına aldığı sarışınla beraber banyoya adımladı.
Küçük bir otel odasıydı. Dolayısıyla banyonun pek de geniş olduğu söylenemezdi. Eren'i daha iyi yerlere götürebilmeyi bırak, buranın parasını dahi karşılayamadığı gerçeğini bir kez daha anımsayan Barış sinirli bir şeyler mırıldanırken kucağındaki sarışının belini okşuyor, sakinleşmek adına omzuna öpücükler bırakıyordu.
Eren'i yere bıraktı yavaşça. Küçük deliğinde ağırladığı parmaklarla bile hassaslaşmış olan Eren hafifçe yüzünü buruşturduğunda, esmer olan sırıtıyordu. Daha şimdiden sızlanıyorsa gerçekten ilişkiye girdiklerinde ne yapacaktı?
"Yaklaş." az önce, Eren'in sadece ne yapacağımı söyle demesi üzerine komut verme gereği duyarak duşakabinin içerisindeki mermer çıkıntıya yaslandı Barış. Oturduğu küçük alan rahatsızdı ancak bir önemi yoktu.
Karşısında, ayağa kalkmaya üşenip dizleri üzerinde hareket ederek bacaklarının arasına giren gözleri yaşlı bir sarışın varken geri kalan hiçbir şeyin önemi olamazdı.
Önce, parmaklarını incecik tutamlar arasına daldırıp hassaslığıyla kendisini çıldırtan Eren'in yumuşacık saçlarını okşadı. Barış'ın hareketiyle beraber başı geriye yatan sarışın gözlerini kapatıp titreyen ellerini esmerin kaslı bacakları üzerine yerleştirdi.
Birkaç hafta önce serseri diyerek aşağıladığı çocuğun bacakları arasındaydı.
"Düğmeyi aç." denileni yapmak için harekete geçti Eren. Heyecandan kasılan midesine aldırmamaya çalışarak Barış'ın tok bir sesle söylediği cümleyi küçük mırıltılarla onayladı ve pantolonun düğmesini açtı. Çamaşırın üzerinden bile belli olan erkekliğin büyüklüğünü hesap etmeye çalışmak için yeterince dikkatli değildi. Sadece hafifçe yutkunmuş, ürkek bakışlarını Barış'ın yemyeşil gözleriyle birleştirmişti.