&7.Bölüm

450 40 33
                                    

17.09.2021
İyi okumalar...

Ağzıma attığım zeytini keyifsizce çiğneyip çekirdeğini masaya bıraktım. Hoşnutsuz şekilde kaşımak için boğazıma gitti elim fakat örtüm yüzümden kaşıyamadım.

"Bugün gidelim hekime. Yarana baksın bir sorun varmı diye." Dediğinde boynumu açıcak olmak beni rahatsız ederken kafamı sallayarak onayladım onu. Sait'i sabahtan beri görmemiştim ve Kinyas'a dönüpte soramıyordum. Bir yanım köyü alamayacağını anlayıp gitti derken bir yanım ise artık benden o kadar nefret ediyorki aynı yerde yemek yemek istemiyor diyordu.

Kahvaltı sonunda bittiğinde güler yüzlü teyzeme yardım ettim. Kinyas namazını kıl gel dediğinde hazırlanmaya gitmiştim. Hazır olduğumda da çıkmıştık. İkimizde başı önde yan yana yürürken hasar almış evlere bakınıyordum ara sıra. Onun yönlendirmeleriyle hepsi tek katlı müstakil evler olan evlerden olan bir yerin önünde durduk. Tepemizdeki güneş ve onu ara sıra kapatan bulutlar eşliğinde bahçenin kırılmış kapısından girdim. Bahçede etrafa saçılmı eşyalara evin kırık camlarına baktım. Canım yandı bu manzaraya.

Tahta kapıya ulaştığımızda usul usul tıkladı Kinyas.

"Süleyman abi. Benim Kinyas müsaitsen değerli hastamı getirdim." Diye sesini yükselttiğinde kapı aralandı ve ilk kez gördüğüm belkide geçen gün hayatımı kurtarmış adam göründü.

"Selamün aleyküm." Dedi Kinyas. Kırklarına varmış saçlarına erken aklar düşmüş adam gözündeki gözlüğü düzeltti eğik duruşunu bir nebzede olsa düzelterek.

"Aleyküm selam Kinyas. Buyur hanım kızım. Seni ayakta görmek nasıl bir lütuf. İyisin inşallah." Dediğinde içeri girmiş onun yönlendirmesiyle yürüyorduk.

"İyiyim. Halimize hamd olsun. Boğazım içinde bazen nefes almakta zorlanıyorum, kafamı çevirirken biraz sızlıyor o kadar." Diye anlattığımda uzun bir koridordan geçip sonunda koridorun karanlık hali aksine aydınlık salona ulaştık. Bana yanan sobanın önündeki minderleri gösterdi. Ona uyarak oturdum. Yanıma çöküp eşyaları karıştırıp poşetlerden bir kaç şey alıp elinde ufalarak bir tabağa koydu. Onun üzerine biraz su dökerken bana bakmadan konuştu.

"Yaranı açar mısın?" Dediğinde sözünü dinleyerek açtığımda Kinyas bakışlarını benden çekeli çok olmuştu. Hazırladığı şeyi yarama sürdüğünde canım çok kötü yandı. Gözlerimi yumdum. İşini hızlıca yapıp geri çekildi.

"Pislik kapmasına izin verme. Yaranı hemen sar. Bir haftaya yaran kapanmış olacak. İzi büyük ihtimalle kalacaktır. Ölmediğin için şükür etmelisin." Dedikten sonra ayaklanıp köşede bir yere giderken beyaz bezlerden biraz yırtıp bana verdi. Dikkatli bir şekilde sardıktan sonra bağlayıp başörtümü düzelttim. Ayaklanıp teşekkür ettim. Kinyas'ın yanına ulaştığımda bir süre anlamadığım şeyler konuştular ardından oradan çıktık. Adımlarımız kaldığımız eve gitmesede sorgulamadan takip ettim onu.

Adımlarımızın sonu yanmış evlerin arasında defterine eğilmiş büyük bir dikkatle bir şeyler karalayan adamı buldu. Kalbim yerinde durmazken elindeki defterin geçen gün gördüğüm günlük olduğunu anlamamak için saf olmam gerekirdi. İfadeden yoksun yüzü, kısık gözleri, anlına dökülmüş hafif bukleleri. Kahverengi bukleleri sanki dünyama renk katıyor gibiydi ama ben dünyama renk katmasına müsaade edemezdim.

Yanına vardığımızda irkilerek hızla doğruldu. Defteri kapattığı gibi çantasına yollarken oturduğu çimenlikte doğrulup bize baktı.

"Kahvaltı bile etmedin değil mi? Kalk hadi Sait. Yemek ye sonrada halkı toplantı için toplarız." Dediğinde Sait kafasını iki yana sallayıp kendini yer bırakıp gözlerini yumdu.

Uğruna Asker (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin