&2.Bölüm

677 50 22
                                    

27.07.2021
İyi okumalar

Yıllar önce köyden kadın beğenen bir grup askerin içinde bir adam gördüm. Gözleri kahve, saçları bukle. Her kızın gözü üstünde genç bir yiğit. Önünden geçtiğini titreten sert bir ordu başkanı. Normalde öyle umrumda olmaz askerler. Hatta aman gönlü kalırda beni rızasız alır diye kaçarım hep onlardan. Ama herkesin gözünü üzerine toplayan yiğit bir bana dikmiş o güzel gözlerini. Fark ettiğimde askerlerin kaldığı bir hafta bitmek üzereydi. Kaçamak bakışmalar yaşadık bir süre onunla. Deli gönül ya! Gideceği güne kadar fark edememişti gönlüm bu diyarlı olmadığını.

Gözler anlaşmış gönülleri alıştırmış. Bir gün pazarda satıcılık yaparken gelmişti önüme. Al al bir elmayı işaret etmişti.

"Onu alabilir miyim?" Demişti elmayı elime alıp kalbimi hızlandıran adam olmasının bilincinde olmama rağmen kaldırmamıştım başımı.

"Tek bu mu efendim?" Dediğimde kafasını sallayıp tezgaha doğru eğilmişti. O gün buklelerinin arasından bana attığı aşık bakışlarını adımdan iyi hatırlardım. Anlık göz göze gelişlerde ne çok duygumuz birleşirdi.

"Bu beyfendi sizin gibi dünyada eşi benzeri bulunmayan bu elmanızdan bir tane istiyor. Siz güzel ellerinizle o elmayı bana satarsanız anlarım ki bende gönlünüz yoktur ama diyelimki hediye edersiniz o zaman anlarım güzel gönlünüz benimkiyle bir çarpıyor. Gönlüm bu elmayı para vermeden alıp yiyebilmektedir. Bana bu güzel elmayı bedelsiz verirseniz hem kendimi hemde sizi bu elmanın kaderinden misiliyle mesut edeceğim." O elmayı ona utana sıkıla parasız uzattığımda elmayı elimden neşeyle almıştı. O sert adam ilk kez karşımda şen kahkalar attı. Ona verdiğim elmayı öptü iç çekerek. Ve demişti ki o gün.

"Bana verdiğin gönlündür güzel kız. Artık benim olan kalbin bu güzel elmadır. Gönlün bana emanet." Deyip omzundaki çantaya atmıştı kızıl elmamı. Ertesi gün evime imamla gelmişti. Dini nikah istediğinde her düşündüğüm şey beni ona iterken hevesle kabul etmiştim onu. İmam gittiğinde elimi nazikçe tutup öperek anlına bastırmıştı sevgiyle. Benim etrafımda bir kaç kez dönüp güzelliğimi tonlarca söz sıralamıştı. En sonunda bana sıkı sıkı sarılmıştı. Ondan sonraki günlerde hep pazarda tezgahıma uğrayıp birer birer cepleyerek elmalarımı bitirme uğraşına girmişti. Beni o kısacık anlarda mutluluktan havalara uçururdu. Askerlerin başı olduğu için meşgul olduğunu söyler fakat her fırsatta yanıma kaçardı. Spontane gelişen bu aşktan bahtsız çıkan, günde üç beş giden elmalarımdı. Her geldiğinde bir tane alırken her seferinde de çantasındaki sakladığı ve gönlüm olduğunu söylediği elmayı gösterirdi.

Aldığı bütün elmaları yerken her yanımdan ayrılışında gönlümü çıkartıp öpmekten başka bir şey yapmazdı. Çok usta sözleriyle hep kalbimi çalardı. En güzelide benden başka kimseye ne gözünü ne sözünü sürüyor oluşuydu. Ben niye hiç düşünmemiştim bilmiyordum. Sanki beni büyülemişti. Asker olduğunu biliyordum fakat asker olduğunu hiç fark etmemiştim.

Bir gün demişti ya bana "Seni alacağım bu pis köyden." O an bütün dünya üzerime devrilmiş her şey tepes taklak olmuştu. Ona hiçbir şey demeyişimi garip bulmuştu. Belkide bir sevinç nidası beklemişti benden ama ne yazıkki o günden sonra ona bakarken gülümsememiştim bile. Bir peri masalından uyanmış gibi ondan olabildiğince çekmiştim kendimi. Tezgahıma gelen adamın konuşma uğraşını itip elma için bir fiyat biçtiğim anda kendini geri çekmişti. O gün bir kadın seçecek diye çıkarttıkları adam gözlerime gözlerini kırpmadan bakmıştı. Ama ben ne her şeyden habersiz sokak çocuğundan nede köyümden vazgeçememiştim.

Kafamı durmaksızın iki yana salladığımda gözleri hayal kırıklığıyla dolarken benden kaçmıştı. Öbür kadınlarda dolandı gözleri. O an gönlüm yanmıştı. Benim gidecek olması nasıl aklıma gelmemişti, hiçbir şekilde bilmiyordum. Köy meydanına toplanan halk dağılırken askerlerde gitmek için toplanmaya başlamıştı. Onu görebildiğim yere kadar seyretmiştim. İri bedeni sanki o gün güçlü değildi.

Uğruna Asker (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin