&10.Bölüm

377 31 9
                                    

11.11.21

İyi okumalar...

"Siz gitmiştiniz?" Dedim güzel kokulu göğsünden uzaklaşabildiğimde. Adamdan kurtulduğumuzu çoktan anlamıştım. 

On yıldır hiçbir şekilde bu adama böyle sarılabileceğimi düşünmemiştim. Ben onun acısıyla yaşamış onun özlemiyle pişmiştim. Sevgimin azalmadığını adım kadar biliyordum. Belkide artmıştı bile. 

Ben onu başka bir kadının yanında olduğunu düşünüp nefret etsemde ondan çok suçum olduğunun bilinciyle seviyordumda. O beni unutmuş olsada seviyordum. Ki bu adam başka bir adama bakma bile bakmadığını söylüyordu. O çok masumdu. Bütün suç benimdi buna rağmen koca yüreğiyle beni affedip dibimde bitebiliyordu.

"Gitmedik Didem. Hiçbir yere gitmedik ama bizden başka herkes gittik biliyordu. Köye baskın yapılacağına emindik. Belli bir yere kadar gidip geri döndük. İyisin değil mi? Çok korktum sana bir şey olacak diye." Şaşkınlıkla kalkmış kaşlarım sorusuyla indi. Durgunlaştım. Kahverengi gözlerine, hafif omzuna eğdiği başına, anlına saçılmış bukleli koyu kahverengi saçlarına baktım. Geniş omuzlarına koca gövdesini saran kabana en sonda kot pantolonuna ve koca botlarına. Güçlü kolları uzanmış ve belime sıkıca dolanmıştı. Bana sevgi ve ilgiyle bakan güzel gözlerine baktım tekrar.

"Bende korktum." Diye fısıldadım güçsüz çıkan sesimle. İnsanlar çok korkutucu varlıklardı. Anlamıyordum bir insanın kalbi neden bir başkasına zarar verecek kadar pislenirdi. Birine sesini yükselttiğinde utanmalıydı insan. Nasıl olurda bu kadar ileri raddede bir nefrete sahip olabilirdi. Öfke şeytandı. Neden onun oyununa ön ayak olurdu ki bilinçli bir insan.

Dediğimle gözleri şefkatle parladı. Bir elini yanağıma koyup sevgiyle gezdirdi parmaklarını. Eğilip yanağımı öptü iç çekerek. Uzaklaşmadan yakınımdan baktı gözlerimi.

"Korkma." Dedi fısıldadı kaşlarını kaldırırken. Kalbim bu halimiz için isyan ederken. Utangaçca güldüm. Kafamı salladım yanağımı tutan eline uzanıp tutarken.

"Gönlümü besliyorsun Sait. Sen gidince aç kalacak. İşte o zaman onu açlıktan öldürmekten korkuyorum." Dedim aklımı sürekli kurcalayan şeyi gizli saklı onun önüne atarak. Dudağında buruk bir tebessüm oluştu. Dudağımın yanını öptü nazikçe. 

"Sana kalbimi bile bırakırım üzülme diye. Lütfen böyle şeyleri düşünüp üzülme. Ben gittiğimde yalnızca bir yerlerde seni sevdiğimi bil. Seni özlediğimi. Ama bunlarla yetineceğim." Gülüşü genişlerken gözlerini yumdu. Huzurlu bir yüz ifadesiyle burnunu burnuma yasladı.

"Benimle güldüğün, konuştuğun, öptüğüm her anla yetineceğim. Belki bunları özleyeceğim ama bu güzel şeyleri hatırladıkça anlarımla yetineceğim. Ömrüm ne kadar sürer ki. Belki on yıl sonra bir savaşta Allah'ın izniyle şehit düşeceğim ve toprağın altına gireceğim. Ömrüme yeter senin güzel anıların bana. Hem belki rabbim izin verirse cennette karşılaşırız ha Didem. Bu dünyada olmadın o dünyada olur musun yoldaşım?" Sözlerinin sonlarına doğru gözlerini açıp umutla baktı bana. Düşünceleri benim kalbimi sarsarken gözlerim yaşlandı. Bu adam seviyordu ama çok garip seviyordu. Normalde aşıklar sensiz ben ölürüm demez miydi? Bu adam niye anılarla yetinmeyi tercih ediyordu. Yoksa benden çoktan vaz mı geçmişti? Umutsuzluğundan mıydı bu anılarıyla yetinme olayı. Asla onunla gitmeyeceğimi kabullenmişti. Peki iyi bir şey miydi?

Hızla kafamı salladım. Bu dünyada olmasada sonsuzlukta isterdim yanında olmak. Sonsuz yarim olsundu. Dünya kaygısı bizi birleştirmemişti ama belki orada düşerdi yolumuz bir.

Kafamı sallamamla gülerek kafasını omzuna eğdi.

"Teşekkürler güzel kadın." Dedikten sonra beni sevgiyle göğsüne çekti. 

Uğruna Asker (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin