BÖLÜM 18: Sırlar

1.3K 90 10
                                    

Evin dört bir köşesinde annemi arıyor lakin onu bir türlü bulamıyordum. Şaka gibi değil mi? İstediği kadar geniş ve büyük olsun, neticede burası bir evdi. Yani, nereye kaybolmuş olabilirdi ki?

Çatı katının altını üstüne getirdikten sonra, adımlarımı asansöre çevirdim. Kontrol etmediğim tek bir yer kalmıştı; müştemilat! Asansörle zemin kata indikten sonra alel acele dar kutudan çıktım. Bu asansörü çok gerekmediği taktirde kullanmaktan kaçınıyordum, nefesim daralmaya başlıyordu içeride. Kapalı alanlar bana göre değildi.

"Anne?" diye seslendim belli belirsiz. Sesimin bir yönü yoktu, çaresizce hedefine ulaşmaya çalışıyordu.

Bu katta çalışanlarımız kalıyordu, genel olarak onların kendi odaları olduğu için öyle pat diye içeriye dalamazdım. Önüme çıkan ilk kapıyı çaldım, ses gelmeyince tekrar çaldım ve bekledim. Bekleyişim bir sessizlikle sonlandığında yavaşça kapıyı açtım. Harika, içerisi boştu. Kapıyı kendime doğru çektiğimde saniyenin binde biri kadar bir süre kapıda sessizce dikildim ve bir çeşit vızıltı kulağıma ilişti. Sese doğru ilerlediğimde çamaşır odasına rastladım. Bu yaptığımdan her ne kadar utansam da kulağımı kapıya yasladım. Korkudan kalbim güm güm atıyordu. Yakalanırsam verecek bir cevabım yoktu. Yine de içim içimi yiyordu; içerideki annem mi, diye. İlk anda algılayamasam da sesler daha belirginleşmeye başladı. Evet, içerideki annemdi. Çok şükür onu bulmuştum. Tam kapıyı açacağım sırada duyduğum cümle beni bunu yapmaktan alıkoydu.

"Ya Sahra ne olacak?"

Benden söz ediyordu. Bir an kendimi deja vu yaşıyormuş gibi hissettim. Sanki bu anı daha önce de yaşamıştım. Yine bir kapının ardındaydım...sanırım şey, ah okul tuvaletindeydim! Kızların benim hakkımda konuştuğunu duyunca içeride kalıp dinlemeye devam etmiştim. Ensar ve benim aramda bir şeylerin olduğundan, söz ediyorlardı. Ne komedi ama? O kadar saçma ki zihnimde buna bir değer biçmediğim için unutup, Ensar'la konuşmaya bile gerek duymamışım.

Aslında belki de konuşmam gerekirdi, söylentiler Venüs'ün kulağına giderse çok kötü olurdu. Onu hayal kırıklığına uğratmayı asla istemezdim ya da onu incitip, kırmayı...

"Asla olmaz! Daha çok küçük, ona bunu yapamam!" Annemin sesini tekrar duyduğumda iç dünyamdan gerçekliğe döndüm.

Hala benden mi bahsediyordu?

Bıkkın bir nefes verdiğini duydum. Dikkatimi çeken şuydu ki yalnızca annemin sesi geliyordu. İçeride başka biri yok gibiydi, varsa bile fısıltıyla konuşuyor olsa gerekti ama bu çok saçma olurdu çünkü annem gayet rahatça sesini yükseltiyordu. O halde...telefonla konuşuyor olmalıydı.

"Bir çaresini bulacağım."

Konu Sarp olabilir miydi? Muhtemelen. Az evvel evde yaşanan kaosu unutmak için üstünden hiç zaman geçmemişti. Yeni bir kriz için fazla erkendi, yani sıkıntısı yüksek ihtimalle Sarp'ın yarattığı harbede yüzündendi.

"Sen çıldırdın mı?" İçeriden haykırdığını duydum. Onu bu kadar kızdıranın ne olduğunu merak etmeye başlamıştım. Bir yandan da kalbim gümbürdüyordu, yakalanma korkusu sarmıştı bedenimi.

"Engin'in kırkı daha yeni çıktı."

Ah, ne?

Babamın ismini duyunca gözlerimin alev almışçasına yanmasına engel olamadım. Üstelik sözleri hançer gibi yüreğime saplanmıştı. Bilmiyorum, bu şekilde itham etmesinden rahatsız olmuştum. Babamı kaybedeli bir buçuk ay olmuştu ama ben bunu asla o şekilde dile getirmezdim. Ayrıca annem bunları kime söylüyordu? Neden bir başkasına dertlerini anlatıyordu ki?

FARAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin