0.6

689 102 23
                                    

↳💜↰

15 dakika sonra Yeji büyük futbol sahasının tribünlerine gelmiş ve Hyunjin'i beklemeye başlamıştı. Kim olduğu hakkında bir fikri yoktu. Yüzyüze tanıdığı çok az insan vardı. Hyunjin'i ise tanımıyordu. Hatta yeni okulundan çoğu kişiyi tanımıyordu. Çok arkadaşı yoktu. Çok arkadaşı olan ve arkadaş gruplarıyla takılan kişilere özenmiyor değildi.

Ama kendisini öyle yalnızlığa alıştırmıştı ki tek tük arkadaşları olsa bile yalnızdı. Öyle hissediyordu.

Yüzüne düşen güneş ışığından gözleri kamaşırken bir el tarafından yüzüne gölge yapılmasıyla oraya baktı.

"Yeji?"

Hyunjin kızı görür görmez tanımıştı, o kadar fotoğrafına bakmıştı. Tanımasa ayıp olurdu zaten.

Ona seslenen erkek sesini duymasıyla başını çevirdi. "Evet, Hyunjin?"

Hyunjin hafifçe başını salladı. Cebine koyduğu zarfı çıkardı ve kıza uzattı. Kız alacakken zarfı tutmaya devam etti.

"Ne o,çok mu sevdin zarfımı?İstersen senin için bir tane boş getir-"

"Neden bir ölüm mektubu?"

Yeji'nin ağzından şaşkınlıkla hah? nidası çıkarken Hyunjin zarftan elini çekmişti. Yeji'den bir cevap bekliyordu.

"Ah."Kız önüne gelen saç tutamını kulağının arkasına aldı ve gözlerini kaçırdı. Biraz sonra diyeceklerinin yalan olacağından emindi Hyunjin. "Sadece öylesine yazdım."

"Neden öylesine bir ölüm mektubu yazarsın ki?"

Yeji gözlerini Hyunjin'e çevirdi. "Neden bu kadar meraklısın ki?"diye mırıldandıktan sonra tribünlerin merdivenlerinden koşarcasına indi ve sahadan ayrıldı.

Hyunjin'i orada cevapsız sorularla bıraktı.

Hyunjin'i orada cevapsız sorularla bıraktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lavender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin