"Saçmalama, çok riskli!" dedi Elen. Bellya "hadi Eloo bişey olmazz" diyerek omuz silkti ve arkasına yaslandı. "İkna oldum" dedi ve ayağa kalktı Elen.
***
"Off kesin felaket derecede azar işitcez" gözlerimi devirip Elen'e döndüm "görende çok hanım hanımcık ilk defa azar işitcek biri sanar" dedim ve bu sefer de önüme döndüm. Anneannem bahçede çiçekler ile ilgileniyordu bizde mutfakta oturuyorduk. çocuklarının aksine ananem ve büyükbabam konakta yaşamıyordu. Onlar kendilerine 6 dönümlük bir araziye 2 katlı 4 odalı şirin bir ev yapmıştı. Ne yalan söyleyeyim bende bu eve çok özeniyordum. Her yer eski stilde dekor edilmişti bir sürü kitaplık ve kitap vardı. Ama en çokta bahçesi güzeldi. Çeşit çeşit meyve ağaçları dikiliydi arazinin 4 dönümüne ve 1 dönümde sadece sebzeler falan ekiliydi. Tamamen cenneti andırıyordu.
Ben full cam olan mutfak duvarından çiçek açmış meyve ağaçlarına bakarken büyüsüne kapılmıştım. O sırada Elis önüme icetea dolu bardağı koymuştu. Bellya kola Elen abla kahve içerken kendine de muzlu süt hazırlamıştı.
Buz almak için dondurucuya adımlarken Elis konuşmaya başladı "eee şimdi plan ne? Daha kitabın nerde olduğunu bile bilmiyoruz." Dedi ve cevap beklercesine gözlerini tek tek üstümüzde gezdirdi. Bende elimde buz kabıyla masaya oturmuş iki üç buzu bardağıma atarken onlara baktım. " Bence şimdi değil de gece bakalım, sonuçta şuan ararsak şüpheleniler yada basılırız. En iyisi gece burda kalmak ve gece işe koyulmak?" Diye fikrini ortaya attı Elen sorar edayla. Yanımda oturan Elen'in yanaklarını yoğurup "olurr" "hele istemem diyen korkarım diyen mızmızlanan bebeye bak hele" Elen kaşlarını çatarak yüzündeki ellerimi elleriyle tutarak indirdi ve konuşan Beliya'ya döndü " ben senden büyüğüm lan bebe ne? " Konuştuktan sonra ellerimi yeniden yanaklarına koyup "devam edebilirsin bebi" dedi
***
ELEN
"Elis hadi!" Diye fısıldadım uyanması için bir yandanda dürtüyordum. Ama kalkmamakta ısrarcıydı. Sabrım taşarken bir yandan daha fazla dürtmeye başladım. SİNİR KRİZİ GEÇİRİCEM BİRAZ DAHA UYANMAZSA! Sinirle solurken saçlarımı geriye atıp sakinleşmek için gözlerimi tavana diktim. "Kızım?"
Anneannemin sesini duymamla gözlerim irileşmiş hemen kapıya dönmüştüm.
"Aaa ananey!?" Salak Elis gözünü yarım yamalak açıp uyku sersemi konuştuktan sonra daha fazla dayanamayıp kafasını yastığa geri bırakıp uyuya kaldı. Bende anneanneme geri dönüp sitem ederce tavırla " Ya annanne niye uyanıyosun ya!?" Dedim ve ayağımı çocukça yere vurdum
***
"Of işte sonra bir baktım anneannem. Bu salakta 'o ononoy' dedi ve geri uyuya kaldı sonra bende ananeme döndüm mızmızlandım Birşey mi oldu falan filan dedi bende 'Uyku tutmadı sıkıldım Melih'i aradım sonra şarjım azaldı bende şarj aletimi konakta unutmuşum Elis'in şarj aletini almaya geldim' diyip geçiştirdim sonra ben yatağıma o yatağına işte" diye açıklama yapınca derin bir nefes aldım ve önümde az kalmış kahvemi bitirdim ve ayağa kalkarak masadaki boş bardakları aldıp yıkamaya başladım.
"Ee o zaman yapacak bişey yok. Biri anneanneyi biri büyükbabayı oyalamakla görevli diğer ikisi kitabı aramakla" Ales planı ortaya atarken Bellya karşı çıktı "aynen sonrada yakalanıp bok yoluna gidelim" Ales göz devirip "sanki gece bir şey yapabildik. Hiçbirimiz uyanamadı bir tek Elen uyandı o da bizi uyandıracak diye yakalandı. Yazık yalanın destanını dökmüş mübarek." Diye savundu kendini ve ayağa kalktı. "Hadi aksiyon, macera yaşamak falan filan" dedi Elis ve oda ayağa kalktı
"O zaman. Ben anneanneyi alayım, Bellya büyükbabayı alsın, siz ikinizde kitapı arayın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
FantasyHoş geldiniz hikayemize! bazen insanlar bazı şeyler yapar bencilce ve onun bedelini ödemelidir. Hiçbir kan yerde kalmaz, Hiçbir intikam yemini unutulmaz, Hiçbir iç soğumaz karşılığını almadan! Sadece zamanı beklenir bazı şeylerin. Bir yemin edildi...