KARAKTER TANITIMI:
ALES: 17 yaşındadır. Tuba Arslan'ın yani 6 kardeşin üçüncüsünün kızıdır. Kızların yanında fazla hiperaktif, eğlenceli olsa da dışarda ki herkes tarafından soğuk ve umursamaz olarak tanımlanır. Çok çabuk ağzına geleni söyleyen bir yapısı vardır. Hiçbir şeyi kafasına takmaz ve anı yaşamayı sever. Dans ve müzik onun vazgeçilmezidir. Fitness ile ilgilenir
1.72 boyundadır. Genellikle bal köpüğü ama sık sık renk değiştiren gözleri vardır. Çok açık kahve saçları vardır ve boyu omuzlarını bir karış geçer. Dudakları çok dolgundur. Buğday tenlidir. İnce belli hafif kalın bacaklıdır
***
BELLYAArabamı sağ taraftaki boş alana park edip indikten sonra karşı taraftaki kitapçıya doğru ilerlemeye başladım. Kapısını açınca sallanan iplerle birlikte birlikte birkaç adımlık ilerdeki masada oturan adam bana döndü. "Buyur kızım hoşgeldin, nasıl bir kitap arıyorsun?" Söyledikleri üzerine içeriyi bir kaç saniyeliğine gözlemledim ve adama geri döndüm "mitoloji ve eski inançlar dikkattimi çekiyor şu sıralar" adam bana eliyle 3. Koridoru işaret etti ve " bak kızım şuradaki raflarda istediğin kitaplardan bulabilirsin, bulamazsanda bana seslen ben gösteririm." Kafamı sallayıp onayladıktan sonra gösterdiği tarafa doğru ilerledim.
Çoğu kitapı biliyordum geri kalanları ise çocuk masalı gibi saçma sapan kitaplardı. Ben kitaplara bakmaya devam ederken yanıma 50-55 yaşlarında şık giyimli beyaz sakallı bir adam geldi. Oda biraz rafları inceledikten sonra bana döndü ve "sende mi inanıyorsun?" Dedi. Anlamaz biçimde kaşlarımı çattım ve konuşmaya başladım "neye?" Yarım agaz güldü ve " Otenya ile Sinlena'ya, eski dengeye." Şaşkınlıkla gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. "N-nasıl yani sende mi bi-" "shhhhh" sessiz ol!" Kafamı salladım ve konuşmasını bekledim "gel benle"
Kütüphanenin arkasındaki çay bahçesine gelmiştik ve adam eskiden iki krallık olduğunu bu iki krallığın barış içerisinde iyi ve kötüyü temsil ettiğini o zamanlarda şeytanın da sadece yeraltını yönettiğini ve tanrıyla uyum içerisinde yaşadığını sonra ise bir insan şövalyenin prensesin sebep olması sonucu şeytanın 2 kızı ve 2 kız kardeşini öldürdüğünü hatta şeytanıda öldürdüğünü ama o gece şeytan tanrının huzurunda olduğu için sadece bedeni oldugunu bu yüzden şeytanın tanrıya karşı gelip intikam almak için bütün insanlığa kin beslediğini. Zamanı geldiğinde ise bütün dünyayı yok etmek için şövalye ve prensin soyunu lanetliyip kız kardeşleri ve evlatlarını onların soyunun bedenlerine yerleştirdiğini bu bedenlerdeki ruhları kullanıp bir bedene sahip olup o ruhları öldürdükten sonra ise kardeslerinin ruhunu yaşatıp insan ırkını yok etmeyi planladığını anlattı.
Gerçekten tüylerim diken diken olmuştu. Bana çantasından çıkarıp bir kitap uzattı uzattığı kitap anneannem ve büyükbabamın evindeki kitabın aynısıydı. "Bu kitaptan sadece dünya üzerinde 6 tane var. Benim ölümüm yakın kızım. Benden başkada inanan yok tanıdığım. Al senin olsun içinde çeşit çeşit büyüler, sırlar, iksirler, güç kontrolü formülleri var. Ama gözün gibi sakın. Sadece inanlara göster başkalarına verme" dedi. Tam konuşacakken birden ayağa kalktı ve hızla gözden kayboldu. Hiçbir şey anlamamıştım. Demin ne yaşadım? Neler oldu? Bu kitap nasıl bu kadar önemli ve güçlü?
Vakit kaybetmeden hemen kitabı elime aldım ve arabaya doğru ilerlerken çantamdan anahtarı çıkarıp bindim. Telefonu elime aldım ve rehbere girdim
ARANIYOR: ELO
"Alo Elen beni dinle. Bu kitap vardı ya anneannenin evindeki Hah o şuan bende. Ama anneanneninki değil. Başka bir adam verdi bana. Bu kitap çok gizli ve güçlü! Bileti en erkene al eve gidip kitabı incelememiz lazım hemen. Güç kontrolü, büyü, iksir falan filan dedi adam! Bide şu Cesur'un hep anlattığı hikaye varya adam bana aynısını anlattı. Söyle kızlara eve geliyorum en erken zamanda yola çıkıyoruz
YAZAR : FATMA C. A.
Selam!
Bölümü nasıl buldunuz?
İlk defa sohbet edelim dedim.
Sizce bu Cesur'un olayı ne?
Yada anneanne ve büyükbabanın tavırları?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
FantasyHoş geldiniz hikayemize! bazen insanlar bazı şeyler yapar bencilce ve onun bedelini ödemelidir. Hiçbir kan yerde kalmaz, Hiçbir intikam yemini unutulmaz, Hiçbir iç soğumaz karşılığını almadan! Sadece zamanı beklenir bazı şeylerin. Bir yemin edildi...