Her felakette bir hayır vardır ve hayat, siz başka planlar yaparken başınıza gelenlerdir.
***
Eleanor Kirby, İsveçli bir avukat ile tanışana kadar sıradan bir okul öncesi öğretmeni ve bekar bir anneydi; bir adamın yaralarını saracağını ve ona umut ı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Temmuz 2021
Londra, İngiltere
... ve sonsuza dek mutlu yaşadılar.
Masalların sonu böyledir, değil mi? Peki, ya sonrası? Prens ve prenses evlendiklerinde ne olur?
Bill Skarsgård ve Eleanor Kirby, nişanlanmalarının üzerinden iki ay geçtikten sonra Temmuz 2021'de bir kır düğününde sade bir törenle evlenmişti. En yakın arkadaşları ve ailelerinin katıldığı bu düğün, Eleanor'un yıllardır hayal ettiğinden çok daha güzeldi. Kabarık olmayan, kuyruğu uzun, sade ama şık bir gelinlik ile Yakışıklı Prens'inin kolları arasında dans ederken ve onun koluna girerek yürürken kendisini gerçekten de bir prenses gibi hissetmişti. Öyle de görünüyordu, tıpkı koluna girdiği uzun boylu adamın da tam bir Prens olması gibi...
İşte, bahsi geçen prens ve prenses evlendiklerinde bu gerçek hayattan alınmış masal olmayan aşk hikayesinde şunlar olmuştu...
Kimilerine göre Aşk Şehri olan, kimilerine göre ise en az Londra ve benzeri büyük şehirler kadar, efsanelerde bahsedilmeyen epeyce olumsuz tarafı olan Paris'te kendilerine göre büyülü bir balayı geçirmişlerdi. Görülebilecek tüm turistik yerleri gezerek eğlenmişlerdi. Louvre Müzesi'nde, Eyfel Kulesi'nde ve hatta Versay Sarayı'nda bile mutlu anılar biriktirmişlerdi. Suit otel odalarının ışıklı Eyfel manzarasına karşı şarap içmişler, neredeyse her gece aşk sarhoşu olana kadar sevişmişler, sabahları birbirlerinin kolları arasında uyanıp birlikte Fransız usülü kahvaltı etmişler, yeni tatlar denemişlerdi. Fransızca öğrenme çabasına bile girmişlerdi, sonuç başarısız olsa bile eğlenmişlerdi. Eleanor, Bill'in yapmaya çalıştığı Fransız aksanına bayılmıştı ve Bill de Eleanor'un kelimeleri söyleme çabasını çok tatlı bulmuştu. Londra'ya döndüklerinde birlikte Fransızca kursuna gitme fikri de böyle ortaya çıkmıştı.
Ağustos ayında ise onların çocuklar olmadan yaptıkları tatilin çocuklar tarafından üzüntüyle karşılanmasının üzerine çocuklarla birlikte bir tatile çıkma planlarında rota Fransız Riverası olmuştu. Fransa'nın Akdeniz kıyısındaki bu tatil yerinde ailecek yaptıkları bir hafta tatil, okula ve işe dönmeden önce son bir kaçamaktı. Paris'ten daha büyüleyici bir yer olan bu kıyı, adeta masallardan fırlamış gibiydi. Skarsgård ailesinin dört ferdi için de zihinlerinde harika bir anı olarak yerini etmişti bu tatil. Gündüzleri denizde bol bol vakit geçirip güneşlenmişler ve yüzmüşler, akşamları sahilde yürüyüş yapıp yeni yerler keşfetmişlerdi.
Doğasıyla, deniziyle ve manzarasıyla cennet gibi görünen bu kıyı elbette fotoğraflarına da konuk olmuştu. Başka fotoğraflar da çekilmişti tabii. Bill'in çocuklara yüzme öğretirken ve onları ya sahilde ya da denizde yakalayıp onları eğlendirirken habersiz yakalandığı fotoğraflar, dördü birlikte neredeyse her yerde çekildikleri fotoğraflar, Eleanor'un da sahilde kitap okurken ya da bir manzaraya bakarken Bill'in kamerasına haberli habersiz yakalandığı fotoğraflar, çocukların telefonları alıp kaçarak kendilerini çektikleri onlarca fotoğraf derken telefonların galerileri tatil fotoğraflarıyla dolup taşmıştı. Paris'ten beri o kadar çok fotoğraf vardı ki telefonlarında, telefonlarının hafıza problemi yaşama ihtimali yakın olmalıydı.
