2. HEVES

299 22 45
                                    

Bu bölüm sürprizli :)

****

İsmini hala öğrenmediğim yeni keşfim son sözüme gülüp bekleme dahi yapmadan içeri girdiğinde açık kalan kapıdan istemeden de olsa evin içini görmüştüm. Karşıda bir kapı vardı, kapı kapalıydı. Onun çaprazında bir kapı daha vardı ve o hafif aralıktı, dağınık yatağın üstündeki kahverengi gitarın bir kısmı gözüküyordu. Daha fazla dikizlemeyi bırakıp bakışlarımı yere indirdim, o sırada geldiğini fark edip kafamı kaldırdım ve elinde tuttuğu soğuk olduğu bardağın buğusundan belli olan büyük bardaktaki suyu alıp bekleme yapmadan kana kana içtim. Suyun serinletici etkisiyle rahatlayıp bitirdiğimde derin bir nefes aldım. Bardağı beni öylece bekleyen karşımdaki adama uzattım. Onu adam diye tanımlamak zordu çünkü oldukça gençti. Çocuk diye tanımlamak da zordu çünkü o kadar da küçük değildi.

"Teşekkür ederim..." deyip duraksadım. Ona ismini söylemesi için zaman tanımıştım. Tebessüm edip elimdeki bardağa uzandı. Bardağı elimden alırken parmaklarımız kısa süreliğine birbirine değmişti. Elektrik yemiş gibi kendimi çektim. "Kaya." dedi kısaca. Demek ismi Kaya'ydı...

Kaya gibi çocuk maşallah!

İsmiyle uyumu iç sesimi delirttiğinde kendime göz devirmemek için zor durdum. "Ve önemli değil." dedi bardağı hafifçe kaldırırken. Kafamı hafifçe eğdim. Son hamlemden sonra ikimiz de kısa süre ne yapacağımızı bilemeyip aval aval birbirimize baktığımızda aklıma çektiğim çile geldi ve yine ağzımı açtım.

"Buradan merkeze nasıl giderim? Yanlış geldim de...Karşıdaki durakta otobüs beklerken eriyip kalıyordum az kalsın."

Kaya sözümle birlikte şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı ve eliyle ilerisini işaret etti. "Karşıdakinden mi?" Şaşkınlık sesine de yansımıştı. Başta çekici gelen yüzü şu an birden tatlı bir ifadeye bürünmüştü. "Evet." dedim sorarcasına.

Sesli bir şekilde gülüp ensesini kaşıdı. "Orada beklersen bırak erimeyi kömür bile olabilirsin. Orası yenisini yapmalarına rağmen hala kaldırmadıkları eski durak. Otobüsler oradan geliyor ama bu binaların arka tarafındaki yoldan geçiyor. Baksan görürsün zaten."

Verdiği bilgi sayesinde günlük rezillik dozumu almış bozguna uğramıştım. Sesli bir şekilde nefes verip elimi belime koydum. "Boşu boşuna mı bekledim yani..?" Sesimde bir hayal kırıklığı ve bezginlik vardı. Kaya acımasızca kafasını salladı. "Öyle olmuş."

Evin çıkışına doğru hafifçe yan dönüp oraya bir bakış attım. Önüme dönerken "İyi madem...ben gideyim." dedim durgun sesimle. Kaya kafasını eğdiğinde "Tekrar teşekkür ederim." dedim elindeki bardağı göstererek. "Lafı bile olmaz."

Umursamazca elini salladığında ben de gülerek cevap vermiştim. "Neyse, umarım görüşürüz o zaman. Seni kayıt şirketimizde görmekten mutluluk duyarız. Umarım teklifi düşünürsün."

"Düşüneceğim." dedi şortunun cebinden çıkardığı karta bakarken. "Sevindim." dedim ve son bir kez tebessüm edip binanın çıkışına doğru yürüdüm. Ben binadan çıkana kadar kapının kapanmaması arkamdan uzun süre baktığını düşünmeme sebep olsa da bu düşünceme alayla güldüm. Evet Beste! Hatta şimdi sana şarkı yazacak içeri gidip(!)

Bahsettiği durağı zorlanmadan bulup bir de fazla beklemeden oradan giden sevgili otobüse kavuştuğumda ansızın yaptığım keşif sebebiyle içim kıpır kıpırdı. Birine kariyer döşemek oldukça eğlenceli oluyordu, kayıt şirketimizin bünyesinde çok fazla ünlü şarkıcı vardı ama Kaya'da daha farklı bir şeyler olduğunu sezmiştim. O sesiyle hisleri o kadar güzel yoğuruyordu ki beste yapma yeteneğiyle ortaya çıkan ahenk kulaklara bir bayram niteliğindeydi. Bunu kısa süre duyduğum şarkısına dayanarak söylüyorsam Kaya gerçekten şirkettekileri büyükseyecekti.

MELODİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin