"Hoş buldum." dedi bakışlarını üstümde gezdirirken. Çok parlak mavi olan gözleri üstümde dolaşırken gerilmiştim sebepsizce.
"Neden çalmadın kapıyı?" dedim ona doğru bir adım atarken. Topuklu botlarımın tok sesi sessizliğin içine dağılmıştı. Kendimi ele mi vermiştim? Onu izlediğimi belli etmiştim ama nedense bundan rahatsızlık duymuyordum.
"Beni mi izliyordun?" dedi Kaya sahte bir imayla. Güldüm, tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu.
"Evet, kapının önünde iki saat dikilen yarım akıllının kim olduğunu merak etmiştim."
İçimdeki Beste bu sözüme katıla katıla gülmeye başlamıştı. Ona rağmen dışarıya gülüşümü yansıtmamıştım. Zaten Kaya'ya dün yeterince rezil olmuştum, aramızda profesyonel bir iş ilişkisi olmayacağı aşikârdı.
"Doğru söylüyormuşsun." dedi dudaklarını birbirine bastırıp kaşlarını havaya kaldırırken. "Bir an dalga geçtiğini düşünmüştüm ama gerçekten Şahin Solpan'ın kızıymışsın."
Dürüsttü, bu ihtiyacım olan bir özellikti. Bu günden sonra iş arkadaşıydık sonuçta. Umarım şirketin ona ayarlayacağı menajerle iyi anlaşırdım.
"O kadar imkansız mı geliyordu keşfedilmen?"
"Ondan değil, Türkiye'nin en ünlü kayıt şirketinin sahibinin kızının gün ortasında kapımda bitip bana teklif yapması imkansız geldi."
Hah'ladım. Kafa bir insana benziyordu. Kafamda tuttuğum çeteleye bir tik daha attım. Her şey çok eğlenceli olacaktı.
Beklemediği bir anda yanından geçip az önce önünde dikildiği kapıyı hızla açtım ve emrivaki yapar gibi içeride masalarında oturan, tanıdığım çalışanlara gülümseyip "Merhaba, Kaya Bey gelmiş. Odayı bulamamış sanırım." dedim ve sırıtarak Kaya'ya döndüm. Bakışlarımız kesiştiğinde yüzünde bir dehşet ifadesi vardı. Onu aniden ortama atmış olmam muhtemelen ileride fena şekilde başımı ağrıtacaktı ama çekiniyordu. Sebebini anlamamıştım, sonuçta iyiydi. Kendisi öyle düşünmemiş miydi?
İçerideki çalışanlar karar merceği olduklarından sözümle birlikte gülümseyip Kaya'yı içeriye çağırdılar. Kaya gerginlik kokan bakışlarını üstümden çekmeden yanımdan geçti. Bu sanırsam bedelini ödeyeceğim anlamına geliyordu...
Kaya içeriye girince kapıyı kapatıp dışarı çıktım. Bu görüşmeye ben katılamazdım, Kaya'yı dinleyeceklerdi. Aslında bu işler normalde daha uzun sürerdi ama bizzat ben teklif ettiğimden sonuca da direkt kavuşacaktık. Kapının dibinde dikilirken içimden bir ses kulağımı kapıya koymamı söyledi. Ben de onu dinlemeye dünden razı olduğumdan kulağımı kapıya yasladım.
İçerisi ses yalıtımlıydı ama kapıdan az da olsa duyuluyordu. Başta Kaya'yı tanımak için sohbet edeceklerdi. Sohbet ettiklerini kısık gelen seslerden anlayabilsem de ne söylendiğini kestiremiyordum. Sabırsız bir tavırla beklerken bir yandan da etrafı kesiyordum. Birisi beni görürse çok fena rezil olurdum, bu sebeple dikkatli olmam gerekiyordu.
Nihayet Kaya'nın yeteneğini sergileyeceği kısım geldiğinde baygın baygın yaslandığım kapıda dik pozisyona geldim. Kısa süreli sessizlik oldu, sonra gitar sesini duymaya başlamıştım. Duyduğumdan daha farklı bir şarkıydı, daha sert ve hızlıydı. Kızgın bir adam gibiydi, sözleri de duyabiliyordum. Kalbim iş ve müzik aşkıyla hızlanmıştı. Diğer şarkıdaki kalbi kırık adamdan çok daha farklıydı bu adam. Sözler karşısındakini pişman edecek türdendi.
"Görsen halimi deli derdin eminim
Göz yaşlarımın izleri yanaklarımda mı kalmış?
Mutluluğu saklamakta zorlanmışım sevgilim
Çünkü kalbin hiç benim olmamış
![](https://img.wattpad.com/cover/282721320-288-k481703.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODİ
Teen FictionBabası bir kayıt şirketi sahibi olan ve babasının izinden giderek şarkı yazarlığı ve yapımcılığı yapan Beste tesadüfen gizli bir yeteneği keşfeder. Bu kişi sesi ve müzik besteleme açısından onu oldukça etkileyen Kaya'dır. İkisini bir araya getiren b...