Çizimlerini sonunda tamamladığında dosyalayıp Jeongin'i beklemeye başladı. Felaket gözleri ağrıyordu. Sevdiği işi zehire çevirmişlerdi resmen.
Telefonunda oyalanırken kapının çalması ile telefonunu kitleyip kapıya doğru ilerlemişti. Aklında Jeongin'in yavaşlığı hakkında azarlayacağı bir kaç cümle vardı ama kapıyı açar açmaz hepsini geri yutmuştu. İki gün önce kapısına dayanan çocuk şimdi karşısında mahçup bir şekilde ona bakıyordu. Ayrıca sadece o yoktu. Diğer 3racha üyeleri olan SpearB, CB97 ve onlara ek olarak Hyunjin vardı.
"Vay canına!" Diye mırıldandı istemsizce Seungmin. Hiç beklemediği bir manzaraydı bu.
Jisung bir anda yere kadar eğildiğinde şaşkınlıkla gözlerini büyütmekten kendini alamadı. "Çok özür dilerim! Gerçekten hangi kafayla bunları yaptığımı bilmiyorum! Sarhoş olmam çok yanlıştı! Lütfen beni mazur gör!"
Gözleri Hyunjin'e kaydı Seungmin'in. Eğilmiş Jisung'a bakıp kıkırdamamak için kendini tutuyordu Hyunjin. Daha bir kaç gündür tanımasına rağmen biliyordu. Seungmin asla onları küçümsemezdi.
Seungmin'in gözleri geri Jisung'a çevirilirken "Karşımda eğilmeni istediğimi sanmıyorum." Dedi gülümseyerek. Fakat Jisung bunu yanlış anlayıp hemen kafasını kaldırmış ve bunun için de özürlerini sıralamaya başlamıştı.
Seungmin daha fazla bu drama dayanamayıp "Jisung, dur lütfen!" Dedi yalvararak.
Fakat Jisung bu sefer başka bir noktaya takılmıştı. "İsmimi biliyor musun? Tabi sana bunu yapanın kim olduğunu merak etmiştirsin." Dedi ağlamaklı bir sesle.
Hyunjin kıkırdamasını durdurup elini Jisung'un omzuna yerleştirdi. "O bir Stay Jisung." Dedi sırıtarak.
Bu cümle Jisung'un başından aşağıya kaynar sular akmasına sebep olmuştu. "Ne? Tanrım, daha çok boka battık! Bitti kariyerimiz! Racha diye bir grup kalmadı! İlk grubu ikiye böldüm, şimdi de grubu yok ettim, inamıyorum!"
Son cümle Seungmin'in kaşlarını çatmasına sebep olmuştu. O gün Jisung'un söyledikleriyle grubun ikiye bölünmesinin bir alakası olabilir miydi ki? Bunu düşünmeyi sonraya bırakıp Jisung'u sakinleştirmek için konuştu. "Jisung, lütfen sakinleş biraz. Kariyerinin bittiği falan yok. Hatta ben çoktan o günü unuttum bile."
Bu sefer Jisung'un kaşları çatılmıştı. "Ne?" Diye mırıldandı. Bir insan hayranı olduğu grubun ona böyle davranmasına göz yumabilir miydi ki?
Seungmin onun bu tepkisine gülümseyip biraz geriye çekildi ve içeriyi işaret etti. "İsterseniz içeriye gelin öyle konuşalım. Binada sesimiz yankılanıyor."
Jisung tam itiraz etmeye başlayacak iken Hyunjin'in onu içeriye ittirmesiyle susmuş ve yön verilemesine izin vermişti. Eskiden bu evde yaşıyordu Jisung. Şimdiki hali ne kadar farklı olsa da duygulanmıştı. İç çekip oturma odasındaki koltuklardan birine oturdu. Kesinlikle buraya geri gelmeyi istiyordu.
Seungmin de bir koltuğa yerleştikten sonra Jisung konuşmaya başlamadan önce hemen konuşmaya atladı. "Öncelikle şunu söylemek isterim ki o günü açıklamak istersen seni can kulağı ile dinlerim fakat açıklamak zorunda değilsin. Sen de insansın, ben de. Belki bir gün sarhoş olurum ve Hyunjin'lerin kapısına abanırım, kim bilir?"
Yüzünü buruşturdu Jisung. "Hatırlatma şunu."
Bu sırada Chan'ın ilgisini masanın üstündeki dosyada olan Kim işareti çekmişti. "Kim şirketinde mi çalışıyorsun?" Diye sordu konuyu değiştirerek.
Bakışları yine Hyunjin'e kaymıştı Seungmin'in. Demek ki onlara söylememişti. "Öyle denebilir." Diye mırıldandı. Sonra aklına gelen şeyle "Ya da dur." Dedi ve bakışlarını Jisung'a döndürdü. "Bana güvenmen için sırlara ihtiyacımız var değil mi? Ben Kim şirketinin varisiyim. Ayrıca Kim şirketi şu an ayaktaysa benim sayemde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wish You Back °Hyunmin°✓
FanficModa tasarımcısı Seungmin aylardır görmediği idolünü merak ediyordu.