Gece herkes Danceracha'nın evinde toplandıktan sonra kısa bir konuşma yapılmış ve Jeongin'in şirkete gidip usbyi almasına karar verilmişti. Bakılmamış olduğunu umuyorlardı. Zira Seungmin'in babası uyuşuğun tekiydi. Bunun yüzünden şanslı sayılabileceğini hiç düşünmemişti.
Jeongin arabasıyla gidecekken Chan onun tek başına gitmesine gönül verememişti pek. O yüzden onunla birlikte arabaya yerleşip sürmeye başlamıştı.
Araba ilerlerken Jeongin yumuşak saçlarını karıştırıp duruyor, kirlenmesini umursamıyordu. "Mahvolduk, bittik!" Diye söyleniyordu sürekli. Chan gergin olmasa bile artık Jeongin sayesinde gergindi.
Gideceği yön için sinyal verirken anlık gözleri Jeongin'e doğru kaydı. "Keşke biraz sakin olsan." Dedi yalvarırcasına. Pek de dert etmemişti aslında bu durumu. Eski Chan ile şimdiki Chan'ın arasındaki farkı götmesini sağlıyordu bunlar. Eski Chan kontrolcüydü. Her şeyin mükemmel olmasını isterdi. Tıpkı Minho gibiydi. Şimdiki Chan ise sadece üyelerine daha doğrusu ailesine önem veriyordu. Onlar nasıl mutluysa öyle olmalarını istiyordu.
Dolu gözlerini saklamaya çalışırcasına camdan tarafa doğru dönerken kollarını da önünde bağladı Jeongin. "Nasıl sakin olabilirim? Bizim yüzümüzden sizin başınıza iş açılacak. Ya bu sefer tamamen ayrılırsanız?" Diye sordu endişeyle.
Gerginliği gülümseyerek engellemeye çalıştı Chan. "Saçmalama, tabiki öyle bir şey olmayacak. Hem senin işin de tehlikede şu an."
Omuzlarını silkti Jeongin. "Olsun. Böyle çalışmaktansa kovulurum daha iyi." Diye mırıldandı fakat ortamda sadece ikisinin olduğunu unutmuş gibiydi. Ne kadar kısık sesle söylemiş olursa olsun Chan onu duyabilirdi.
Tahmin edilebileceği gibi de duyulmuştu. "Neden?" Diye sordu büyük olan şaşkınca. Jeongin işinden gayet memnun gibi duruyordu çünkü.
Dışarıyı seyreden bakışları Chan'a doğru kaydı ve öylece onun yan profilini izlemeye başladı Jeongin. Bir yandan da üzgünce konuşuyordu. "Seungmin'in gölgesiyim şirkette. Tek amacım Seungmin'e denilenleri iletmek falan filan... Seungmin'in de bunu çok taktığını zannetmiyorum zaten."
İkisi de elinde olan işleri umursamıyordu anlaşılan. Seungmin'in nedeni açıkca belliydi. O kadar çalışmasına rağmen hakkı olan parayı alamıyordu. Jeongin de anlaşılan o ki kendi becerilerini görmek istiyordu.
Chan Jeongin'e yeteneklerini göstermek istiyordu ama nasıl yapardı bir fikri yoktu. Bu yüzden diyebildiği tek şey "Bence Seungmin'in gölgesinden fazlasısın." Oldu.
Büzülmüş dudaklarını serbest bırakıp derin bir nefes verdi Jeongin."Olmak isterdim ama bu kadar sakar ve beceriksizken bu imkansız. Benden ancak sürekli hata yapan bir asistan olur."
Chan'a göre Jeongin sakar değil heyecanı bol olan biriydi. Küçük bir çocuk gibi hata yaparak ilerlemesine rağmen ilerlediği net bir şekilde görülüyordu. "Bunun doğru olduğunu zannetmiyorum." Dedi gülümseyerek.
Hayretle gözlerini Chan'a dikti Jeongin. Yaşananlara rağmen hala onlara anlayışlı davranması elbette şaşırtıcıydı. "Sence bu yaşadığımız olay örnek değil mi?" Diye sordu ikna etmek istercesine. "Seungmin dalgınlıkla yanlış usbyi vermiş olabilir ama benim o usbyi kontrol etme gibi bir görevim var. Ben bunu yapmadığım için şu an bunun acısını çekiyoruz."
Hemen kafasını iki yana salladı Chan. "Yanılıyorsun. Herkes hata yapabilir. Ben bile bazen yaptığım şarkıları küçük bir hata nedeniyle silebiliyorum. Bu yüzden sandığın o sakar çocuktan daha fazlasısın. Seungmin için bir asistandan çok bir sırdaş, şirket için de çok önemli bir çalışansın. Sen orada olmasan inan bana işler istedikleri gibi gitmez. Ayrıca sen Kingdom'a da çıkıyorsun farkındasın değil mi? Bunun farkında ol ve lütfen surat asma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wish You Back °Hyunmin°✓
FanfictionModa tasarımcısı Seungmin aylardır görmediği idolünü merak ediyordu.