Kapısının açılıp kapanma sesini duyduktan sonra sinirli bir nefes verip yatağında dönerken konuşmaya başladı Minho. "Sana yüz kere git başımdan dedim neden zorluyorsun fel-"
Gördüğü kişinin sandığı kişi çıkamaması ile duraksarken düşünmesini engellemek için hemen konuşmaya başladı Seungmin. "Ne düşündüğünün farkındayım. Belki de şu an bu gerizekalı yine boş boş konuşup kafamı ütüleyecek diyorsundur ama bunun tam tersi için buradayım." Odada gördüğü dönen sandalyeyi alıp üstüne otururken "Tam buraya oturacağım ve sabırla içinde ne varsa dökmeni bekleyeceğim. İstersen söv, istersen de bağır hepsini dinlemeye hazırım." Diye ekledi.
Gözlerini devirdi Minho. "Kendini psikolog mu sanıyorsun?"
Seungmin kendinden emin bir şekilde dikleşirken "Hayır ama başka bir evrende iyi bir psikolog olduğuma eminim." Dedi gülümseyerek.
(Psycho Seungmin xd)
Minho Seungmin'e kısa bir bakış atıp "Sana bir şey anlatmayacağım." Dedikten sonra geri arkasını döndüğünde derin bir nefes verdi Seungmin.
Sandalyeyi yatağa yaklaştırıp tam dibinde durduktan sonra onu rahatsız edecek şekilde Minho'nun saçlarını karıştırdı. "Güzel. Benim de bir Stay olarak Lee Know ile geçirecek bol bol zamanım vardı." Dedi sırıtarak.
Minho hemen kaşlarını çatıp yatağında kalktı ve dikleşip duvar tarafına doğru yaslandı. Bu temastan kesinlikle hoşlanmamıştı.
Minho'nun yüzündeki ifade Seungmin'in kıkırdamasına sebep olurken son anda kendini tutup ciddileşti ve asıl konusuna geri döndü. "Seni zorlamak istemiyorum ama zorlamazsam da asla konuşmayıp içine kapanmaya devam edeceğini biliyorum. Seni bu kadar etkileyen şeyi de merak ediyorum açıkcası."
Yorganını etrafına sararken derin bir nefes verdi Minho. Direnmeye devam edecekti ama kurtulamayacağını biliyordu sanki. Onu kıracağını düşünerek "Benim için bir Stay bile değilsin Seungmin. Sana güvenip neyimi anlatayım ben?" Diye söylendi.
Fakat Seungmin'de gram mimik değişmesi yoktu. Onun yerine gülümsemesi büyümüştü sanki. "Aslına bakarsan sana tamamen yabancı olmam bir bakıma iyi bir şey. Bir daha karşılaşmayacakmışız ve bu konu bir daha açılmayacakmış gibi düşünebilirsin."
Histerik bir şekilde güldü Minho. "Fakat öyle bir şey olmayacak. Eninde sonunda beni rahatsız edeceksin." Dedi kaşlarını havalandırırken.
Sanki bir şeyi kanıtlamış gibi dikleşti Seungmin. "Bak işte, tanımıyorsun beni. Ben de seni doğru düzgün tanımıyorum. Sadece ekranda görmemi istediğin kadar biliyorum ki ben o kişiye açıkçası bayılıyorum. Merhametli, üyelerini seven, hayvan düşkünü, samimi... Bu kişi nasıl çok sevdiği üyelerini sürekli üzen birine dönüştü çok merak ediyorum."
Omzunu silkti Minho. "Ben onları üzmüyorum. Sadece gerçekleri söylüyorum."
Buna karşın Seungmin'in kaşları havalanmıştı. "Gerçeklerden kastın... Hyunjin'in zorba olması, Felix'in sevgili peşinde gezmesi, Chan hyungun üyeleriyle ilgilenmemesi, Changbin hyungun sürekli Felix'i rahatsız etmesi ve Jisung'un takıntılı aşkı mı?" Diye sordu imayla.
"Hayır..." Diye mırıldandı Minho ama söylediklerinin bu anlama çıktığını gayet iyi biliyordu. Sinirli bir nefes verdi. "Çok inatçısın."
Kafasını sallayıp onayladı onu Seungmin. "Senin gibi."
Bir kaç saniye öylece yüzüne baktı Minho. Seungmin'le her ne kadar anlaşamasa da bazı ortak yönleri olduğunu hissedebiliyordu. Ne dese anlayacak gibiydi Seungmin. Bu yüzden pes etti. "Madem anlatmamı istiyorsun, baştan başlayalım o zaman." Dediğinde çatırdayan buzdan duvarları artık yıkılmaya başlamıştı. "Çıkış yapmadan önce survival showda Jisung'la olan yakınlığımız çok ilgi çekmişti." Diye başladı söze. "Özellikle benim veda videom herkesi çok düşündürdü. Minho ve Jisung kesinlikle sevgili gibi bir çok twit atıldı. Biz çok takmadık aslında. Ama şirket takmıştı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wish You Back °Hyunmin°✓
FanficModa tasarımcısı Seungmin aylardır görmediği idolünü merak ediyordu.