Terden sırılsıklam olmuş saçlarını arkaya doğru iterken telefona dikkatlice çektiği ikinci bölüm performansını izlemeye başladı Hyunjin. Her ne kadar programda yer almasa da yardımcı olmak istiyordu. İşte bu yüzden de şu an buradaydı.
Videoyu ikinci kez başa sarıp takıldığı yerleri tekrar izlemeye başladı. Jisung'un bir hareketi yanlış yaptığını fark ettiğinde videoyu durdurdu ve Jisung'u çağırdı. Jisung ise ismini duyduğunda elindeki su şişesini kenara bırakıp merakla Hyunjin'in yanına ilerledi.
"Şu hareketi yanlış yapıyorsun bebiş." Dedi Hyunjin telefonundan hareketi gösterirken.
Sahte bir şekilde kaşlarını çatıp ellerini boks konumuna getirdi Jisung. "Come on! Yine rapine odaklan diyaloğu yaşamak mı istiyorsun?"
Güldü Hyunjin. "Sadece Minho'dan azar yemeni önlüyorum."
İsmini duyar duymaz yüzü düşerken derin bir enfes verdi Jisung. "Yüzüme baksaydı azarlardı..."
Hyunjin destek olmak istercesine elini Jisung'un omzuna koyduktan sonra umutla konuştu. "Farkında mısın bilmiyorum ama ilk bölümdeki el uzatma detayı ve ikinci bölümde yapacağınız bu dans Minsung için bir umut."
Jisung, Hyunjin'i taklit edip elini onun omzuna koyarken gözlerini onunkilere dikip "Benim gibi kendini kandırmayı kes." Dedi dalgaya alarak. Aslında gülünmeyecek bir şey olduğunu bile bile güldü ikisi de. Sorunları şu anlık işten bile değildi onlara göre.
Pratik odasının kapısı aniden açılınca bütün gözler o tarafa döndü. Menajerleri olan Bay Jung içeriye girdikten sonra ellerini birbirine vurdu. "Gençler, toplanın! Önemli bir konu hakkında konuşmamız gerekiyor."
Herkes pratik odasında yer alan kırmızı koltuklara yerleşirken menajerleri tam önlerinde durmuş ve sıkıntılı bir iç çekmişti. Chan menajerinin yüz ifadesini inceledikten sonra "Bir sorun mu var?" Diye sordu. Böyle çat kapı gelmesinden bir şeylerin olduğunu anlamıştı zaten.
Kafasını salladı hemen Bay Jung. "Maalesef ki var. Böyle durumlarda da sinirlenmeden edemiyorum açıkcası çünkü elimden size açıklamak dışına bir şey gelmiyor."
Minho'nun kaşları hafif bir şekilde çatıldı. "Yani?"
Sıkıntılı bir nefes verdi Bay Jung. "Stilistimiz aramızdan ayrıldı. Ne kıyafetleriniz var ne de ona uygun makyajınız."
Yavaşça herkesin kaşları çatılırken Felix "Kıyafetler yapılmıştı hani?" Diye sordu bir umut.
Üzgünce kafasını iki yana salladı menajer. "Her şeyi toplayıp götürmüş. Büyük ihtimalle yetkililer ile anlaşamadı."
Jisung sıkıntılı bir nefes verip arkasına yaslanırken kollarını önünde bağladı ve "Grup değil bela makinesiyiz resmen." Diye söylendi.
Changbin Jisung'u takmayıp "Ne olacak şimdi?" Diye sordu menajerinin gözlerinin içine bakarak.
"Şirketteki herkes stilist aramak için seferber oldu fakat şu ana kadar anlaşmayı kabul eden olmadı çünkü yeni bölüm için az bir zaman var." Dedi umutsuzca Bay Jung. Sonra ekledi. "Eğer tanıdığınız biri varsa söyleyin. Emin olun çok büyük bir katkınız olur."
Ortama bir sessizlik hükmetmeye başladığında Hyunjin'in aklına gelen isimle kafasında yeşil ışıklar yanmaya başladı. Yerinde doğrulup çekingence konuştu. "Aslında... Seungmin..."
"Hayır." Diyerek kestirip attı Minho.
Tekrar söze atıldı Hyunjin. "Ama hyung-"
Minho'nun sert bakışları bu sefer Hyunjin'e dikilirken "O bir Stay Hyunjin!" Diye bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wish You Back °Hyunmin°✓
FanficModa tasarımcısı Seungmin aylardır görmediği idolünü merak ediyordu.