17. Bölüm

2K 152 26
                                    

Geldiği evin kapısının önünde dikilmiş ne diyeceğini kafasında topluyordu Jungkook. Ya da çalışıyordu çünkü geçerli bir açıklama bulamamıştı. Tek bildiği şey o an kafasının yerinde olmadığıydı.Ne zamandır kapının önündeydi onu bile bilmiyordu şuan.

Bara gittiği günün ertesi akşamıydı. Namjoon ona adresi atmış ve Jimin'in burada,bardan çıktığı çocukla, kaldığını söylemişti. Jungkook ise adresi öğrenir öğrenmez soluğu burada almıştı.

Elini yumruk yaptı ve kapıyı sakin bir şekilde art arda çaldı. İçeriden gelen "Geldim!"sesiyle Jungkook duruşunu dikleştirdi çünkü bu Jimin'in sesi değildi. Taemin kapıyı açtığında karşısında gördüğü adamla kaldı ve kapıyı kapatmaya çalıştı. Sadece çalıştı çünkü Jungkook kapının arasına ayağını koymuştu. Kaşlarını hafif kaldırdı ve kendinden emin bir şekilde konuştu.

"Jimin'i çağır." "Pardon? Emir verebileceğin biri değilim. Çağırmıyorum Jimin'i falan. Siktir git!"

Jungkook kendine edilen küfürle karşısındaki çocuğun yakasına yapışmamak için zor durdu. Kendini kastı ve bu boynundaki damarları daha çok açığa çıkardı. Dilini yanağının içinde döndürdü etrafa baktı ve derin bir nefes aldı. Yeniden karşısındakine baktığında onun da kapının açık olduğu kısmından gözlerini kısmış şekilde onu izlediğini gördü.Yavaş yavaş sakin tavrı ortadan kalkıyordu. "Bak amacım seninle kavga etmek değil. Jimin'i çağırırsan o zaten benimle gelecektir." "Bu kadar eminsin yani? Tamam... " Minho Jimin'in onunla gitmeyeceğinden emindi çünkü konuştukları süre içerisinde Jimin'i Jungkook'a karşı fazla sinirli görmüştü.Minho içeri doğru baktı ve seslendi.

"Jimin!" "Efendim?" Jimin sesin geldiği tarafa geldiğinde kapıda gördüğü bedenle duraksadı. "Jungkook?" "Siz konuşun ben içerideyim." Minho giderken Jimin'in kulağına fısıldadı. "İhtiyacın olursa hemen seslen." Jimin tamam anlamında kafasını salladı ve gülümsedi. Kapıya onu bekleyen bedene gitti.

Derin bir nefes aldı. "Ne işin var burada?" "Bebeğim." Jungkook Jimin'i tepeden tırnağa süzdü ve iyi olup olmadığına kanaat getirdi. Gördüğü kadarıyla sağlıklıydı. Bu içine biraz bile olsa soğuk su serpmişti. Çünkü Jimin kendine çok dikkat eden biri değildi.

"Jimin hadi gel. Evimize gidelim." Jimin kaşlarını çattı. "Ben gelmiyorum Jeon. Sen de kapının önünden gidiyorsun." "Jimin lütfen dinle bak o an-" "Jungkook git! Ben her zaman seni dinledim ya! Sen niye aynı şeyi yapmadın? Şimdi git!" Jungkook Jimin'in hala sakinleşmediğini anladı. Bu zaten Jimin'in bakışlarından bile belliydi.

"Sakinleştiğinde beni ara tamam mı? Geleceğim." "Gelme Jungkook." Ve Jimin kapıyı kapattı. Kapıyı kapattığı gibi yaslandı ve yere çöktü. Ağzından bir hıçkırık çıktı ve sonrasında başlayan ağlama. Jungkook her şeyi kapının arkasından duydu. Ama elinden bir şey gelmedi. Minho Jimin'e sarılıp sakinleştirirken o sadece kapının arkasında Jimin'e sakinleştirici sözler fısıldayan Minho yu dinledi.
---------
1 hafta olmuş ikili konuşmamıştı. Jungkook artık Jiminden uzak kalamıyor her okul çıkışı bir umut onunla gelir diye onu bekleyip şansını deniyordu ama Jimin sadece yanından geçiyor gözüne bile bakımıyordu. Tabi bu okuldakilerin diline düşmelerini sağlamıştı ama o an için Jungkook bunu önemsemiyordu. Daha önemli meseleleri vardı sonuçta.

Yine bir perşembe günü Jungkook arabasını park etmiş arabaya yaslanmış şekilde Jimin'i bekliyordu. Jimin görüş açısına girdiğinde Jungkook inanamayarak ona baktı. Jimin'in saçları siyahtı? Jimin'i uzun zamandır koyu renkli saçlarla görmemişti.

"Artık siktiğimin tribi yeter ama!"diyip siyah saçlı bedeni tutmak için hamle yaptı Jungkook. Jimin yine Jungkook'un yanından geçecekken Jungkook onun kolunu tutmuş ve kendine çekmişti. "Bırak!" Jungkook tuttuğu kolu canını acımayacak şekilde sıkmış ve tek kolunu beline sarmıştı. "Arabaya bin. Yeter bu tribin."

"Pardon? Sen yapınca sorun olmuyor da ben trip atınca mı sorun oluyor?" "Jimin uzatma. Gel konuşalım. Açıklamama izin bile vermiyorsun Tanrı aşkına!" Jimin etrafa göz gezdirdi ve onları izleyen bir takım insanları gördü. Kolunu savurdu ama Jungkook bırakmadı. "Bırak bineceğim." Jungkook kolunu bıraktı ama beline sardığı kolunu çekmedi. Arabanın kapısını açtı ve minik bedeni arabaya soktu. Kapıyı kapattıktan sonra kendi de şoför koltuğuna geçti. Jimin'e baktığında onun dışarıya baktığını gördü ve arabayı çalıştırdı.
-------------------
"Aç mısın?" " Değilim." Evet çok açtı ama bunu söylemeyecekti. Bütün gün derslere girmiş aralarda dans etmiş,pratik yapmıştı. "Peki." Jungkook koltukta oturan bedenin önündeki sehpaya oturdu. Jimin çekinmeden karşısındaki bedenin gözünün içine baktı. Jungkook ondan kaçmayan bedene karşı biraz rahatladı.

"Ne zamana kadar benden kaçmayı düşünüyordun?" Jimin arkasına yaslandı. "Senden kaçmıyorum. Seni görmek istemedim." Jungkook Jimin'in kararlı konuşmasını her zaman sevmişti. Bu da o anlardan biriydi. Jimin güçlüydü. Kendini ezdirmezdi."Jimin beni bir kere bile dinlemedin." "Neyini dinleyim Jungkook? Bunca zaman sana sormadan bir şey yapmadım. Seni kızdıracak bir şey yapmadım. Senden habersiz hiçbir şey yapmadım. Ya ben Lisa ve Kai meselesinde bile onların peşine düştüm! Senin yapmayacağına inandım! Ama sen? Sen beni başından attın! Her zaman işle ilgili şeylerini sakladın ama böyle yapmadın! Ne değişti? O kadın mı aklını çeldi? Ha söylesene!"

Jungkook sinirle ayağa kalktı. "O an kontrol edemedim kendimi oldu işte! Sen de en ufak şeyde alınganlık yapmasaydın!"

Jimin kaşlarını çattı ve ayağa kalktı ." Ben mi alınganlık yapıyorum Jungkook? Aynısını ben sana yapsaydım sen ne yapardın bana! Evime geliyorsun ve bir erkek yanımda ağlıyor bende seni tersleyip yolluyorum! Nasıl hissedersin ha?"

Jungkook Jimin'e yaklaştı. "Sen evine bir erkek al bak bakalım neler oluyor! Sikeyim kızlara ilgi bile duymuyorum!" Jimin Jungkook'un haklı olduğunu,kızlardan hoşlanmadığını biliyordu. Yine de onu terslediği için hala kızgındı. Jimin çantasını aldı ve evden çıkmak için kapıya yöneldi. Kapıyı açacağı sırada kolundaki ve belindeki ellerle kapıya yaslandı. Tam ağzını açıp kelimelerini sıralayacakken dudaklarına yapışan dudaklarla kelimeleri ağzına tıkıldı.

827 kelime
Bu kitap hiç iyi bir yere gitmiyor...
Yakın zamanda final yapacağım ve diğer kitaptan devam edeceğim. Aynı zamanda taslağımdaki bir kitaba bölüm biriktirip bir süre sonra yayınlayacağım.

Neyse...
Bölümü kontrol etmeden atıyorum. Saçmalamış olabilirim çünkü hızlı hızlı ve dikkatsiz yazdımm. Bir sonraki bölümde görüşürüzzzğğ...

TENDERNESS~Jikook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin