16. Bölüm

1.9K 140 4
                                    

Jungkook bir o yana bir bu yana sürekli gidip gelirken sarışının nerede olabileceğini düşünmeye başladı. Jimin zeki bir çocuktu. Kendini tehlikeye atmazdı bunu bildiği için az da olsa kalbi rahattı. Ama çocuğu bulamamak onu tedirgin ediyor haber olmaması onu öldürüyordu. Namjoon a çocuğu aramasını ve bulmadan geri dönmemesini söylemişti. Kendi belki bir umut eve gelir diye aklına gelen yerlere baktıktan sonra eve gelmişti. Sabah telefonuna gelen mesajla kırmızı olan gözlerini kırpıştırdı ve hızla telefonu aldı. Sevgilisi ona mesaj atmıştı. Mesajı açtığında yazanın Jimin olmadığını gördüğünde ayağa kalktı ve derin derin nefesler almaya başladı.

Minnie🍑:
Uyuyor

Kook💦🤤
Kimsin??

Minnie🍑
Arkadaşıyım.

Jungkook Jimin'i paylaşan çocuğun olduğunu kolaylıkla anladı.

Kook💦🤤
Nerdesiniz?

Minnie🍑
Benim evimde.

Jungkook arabanın anahtarlarını aldı ve evden çıkmak için kapıya yöneldi.

Kook💦🤤
Adresi ver.
Onu alacağım.

Minnie🍑
Adresi vermeyeceğim.
Kavgalı olduğunuzu biliyorum.
Uyanınca kendi isterse çağırır.
Gelir alırsınız.
Şimdilik görüşürüz efendim.
Kahvaltı hazırlamam gerekiyor.

Kook💦🤤
Şerefsiz.
Adresi ver!
...
...

Minho telefonu bıraktı ve diğer mesajlara bakma ihtiyacı duymadı.
Kahvaltıyı hazırladığında kendini koltuğa bıraktı.

Saat 11'i gösterirken Jimin ağrıyan başıyla yataktan kalktı. İlk birkaç dakika nerede olduğunu sorguladı. Az çok kesik kesik görüntüler gelmeye başladığında arkadaşının evinde olduğunu hatırladı. Kıyafetlerinin değişmiş olduğunu gördüğünde gözleri büyüdü. Üstü değişmişti. ÜSTÜNÜ MİNHO MU DEĞİŞTİRMİŞTİ. Vücudunun görünmüş olması endişesi bir anda aklına geldi ve durumdan rahatsız oldu. Salona girdiğinde arkadaşını telefona bakarken yakaladı. "Minho?" "Jimin günaydın!" "Sana da. Şey benim üst-" Minho güldü. "Sen değiştin merak etme ben değişmedim. Odada da değildim." "Oh şey teşekkürler." "Rica ederim. Kahvaltı?" Jimin acıkan karnını hissederek "Olur!"

Kahvaltı masasına oturduklarında Minho boğazını temizlemek için öksürdü. "Şey annen aradı bende endişelenmesin diye iyiyim yazdım sen yazmışsın gibi." "İyi yapmışsın." "Bir de , şey Jungkook sana bir sürü mesaj atmıştı." Jimin yemeği bıraktı ve arkadaşına baktı. Devam et der gibi baktı. "Uyuduğunu söyledim. Konumu istedi ama belki istemezsin diye düşündüm ve vermedim." Jimin kafasını eğdi. "İyi yapmışsın. Şuan onu görmek istemiyorum." "Oh sevindim. Bir an verse miydim diye düşündüm. Burayı söylemedim. Eğer istersen burada kalabilirsin bulamaz seni." Jimin mantıklı olan teklifle kafasını salladı. "Bir süre bunu yapmak mantıklı olacak. " Minho gülümsedi. "O zaman-yemekleri gösterdi- devam edebiliriz." Jimin gülümseyip yemeye devam etti. Her ne kadar huzurlu hissetmese de bunu arka plana atacaktı şimdilik.
------------------------------------------------------------
"

Ne demek bulamadık!" Namjoon patronunun sinirli haline karşın sesini biraz daha alçalttı.

"En son bir bardan birinin kucağında çıktığı görülmüş." Jungkook'un beyninde adeta şimşekler çaktı. Jimin alkole dayanamazdı. Her ne kadar Jungkook'a kızsa da Jungkook onun birinin kucağına çıkmayacağına emindi.

Kesinlikle sarhoş olmalıydı. Bu Jungkook'u tedirgin etti. Jimin'in sarhoş olduğu zamanlar iki elin parmağını geçmezdi ki sarhoş olduğu zamanlar yanında hep Jungkook olurdu. Bu yüzden Jungkook bu endişeyi hiçbir zaman yaşamamıştı. Ama şimdi durum farklıydı bu yüzden miniğine hemen ulaşmak istiyordu.

"SANA ONU BULMADAN GELME DEDİM! SİKTİR GİT BANA JİMİN'İ BUL!"

Namjoon tam çıkacakken patronundan gelen sesle olduğu yerde durdu ve Jungkook'a döndü.

"Hangi bara gitmiş?"

------------------------------------------------------------
Jungkook geldiği bara göz gezdirdi. Normal barlar gibi karanlık bir havası yoktu. Ya da sabah olduğu için böyleydi bilmiyordu. Buraya gelmişti çünkü olanları kendi gözü ile görmek istiyordu.

Jungkook'un geldiğini gören birkaç görevli hemen yanına geldiler ve saygı amaçlı eğildiler. Jungkook da eğildiğinde hepsi şaşırdılar.

Jimin Jungkook'a biri selam verdiğinde mutlaka eğilmesini bunun saygı için olduğunu sınıf farkına bakmaması gerektiğini söylemişti. Jimin bu konuda oldukça hassastı ve bu davranışları düzeltmeye sevgilisinden başlamıştı.

"Kamera kayıtlarına bakmak istiyorum." O sırada bir adam yanlarına geldi ki tahminince buradan sorumlu kişiydi. " Jeon Jungkook?" Jungkook adama baktı ve kısa bir baş selamı verdi. "Sizi buraya getiren nedir?" Jungkook hiç çekinmeden ve tereddüt etmeden cevapladı. "Erkek arkadaşım buraya gelmiş. Kendisine ulaşamıyorum kayıtlara bakacaktım." Adam erkek arkadaşım sözüyle biraz afallamıştı. Sosyal medya da olanları tabiki biliyordu ama direkt asıl kişiden duymak ona garip gelmişti. "Oh anlıyorum. Şu taraftan arkadaşlar size yardımcı olsun."

Karanlık bir odaya girdiklerinde Jeon içeride olan bir sürü ekrana ardından koltukta oturan kişiye baktı. Yanına gelen yetkili biri oturan adama bir şeyler söyledi ve ikisini yalnız bıraktı. "Ne zaman?" "Bir gün önce. 2 civarı sanırım." En azından Namjoon böyle söylemişti. "Hmm bakalım."

Adam bilgisayarda bir şeylerle uğraşmaya başladı ve doğru gün ve yakın saatlere geldiğinde parmaklarını yavaşlattı. "Fiziksel özellikleri? Yani tanımak için soruyorum." "Pembe saçlı." Başka bir şey demesine gerek yoktu. Pembe saçlı başka bir erkek olduğunu düşünmüyordu.

Adam parmaklarını klavyeden kaldırdı ve arkasına yaslandı. "Burada." Jungkook hızla ekrana eğildi ve akan görüntüye dikkatlice bakmaya başladı.

Önce Jimin ve arkadaşı bara girmiş boş yer bulup oturmuşlardı. İçmeye başlamışlardı . Buraya kadar sorun yoktu. Sonra Jimin ağlamaya başlamış diğeri ona sarılmıştı.

O an Jeon ona sarılanın kendisi olması gerektiğini düşündü ama Jimin'i üzen kişi oydu. Miniği onun yüzünden ağlıyordu. Sonra Jimin daha fazla içeceği sırada yanındaki bardağı almış ve kenara koymuştu. Ayağa kalkıp Jimin'in yanına gelmiş,onu kaldırmaya çalışmıştı. Ama Jimin masaya tutunmuş ve kalkmamıştı. En sonunda diğeri onu kucağına biraz güç uygulayıp almış ve çıkışa ilerlemişti.

Jeon emindi isminin Minho olduğunu hatırladığı çocuk kesinlikle sarhoş değildi çünkü 2 bardak içmişti. Aynı zamanda yürüyüşü de gayet normaldi.

Jeon hemen Jimin'i bulmalıydı. Namjoon'u aradı.

Jimin kesinlikle o çocuğun yanındaydı.

"Bardan beraber çıktığı çocuk Minho. Soyadını falan siz bulun artık. Jimin'i bulduğun gibi beni arıyorsun!"

Telefon açılır açılmaz konuştu ve kapattı.

852 kelime
Kontrol etmeden atıyorum.
Okul olduğu için çok fırsat bulamıyorum yazmaya.

Oy sınırı 5
!!!

Diğer bölümde görüşmek üzere.

TENDERNESS~Jikook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin