🪐[Özel Bölüm]🪐

2K 132 6
                                    

Jimin bugün sevgilisinde kalacaktı. Her şey hızla gelişmişti. Jungkook'un babası vefat etmiş ve Jungkook aile evlerinden birkaç gün önce kendi kararıyla taşınmıştı. Şimdi de Jimin ona moral olsun diye bugün onda kalmaya hazırlanıyordu. Normalde babası öleli bir iki hafta oluyordu ama Jungkook hem annesiyle ilgilendiği için hem de hala annesiyle olan evde kaldığı için onları rahat bırakmak ve gizli olan ilişkilerinin açığa çıkmaması için ona gidememişti.

Ailece geldiklerinde sadece birkaç saat görebilmişti sevgilisini. Jungkook çok acı çekiyordu. Bunu gözlerinden rahatça anlayabiliyordu Jimin. Annesi için güçlü kalmaya çalışıyordu. Üstelik bir anda şirkette çıkan krizle uğraşmıştı daha acısını tam anlamıyla yaşayamadan. Bu süreçte kendi babası yardım etmişti sevgilisine. Bu yüzden Jimin minnettardı babasına.

Sevgilisiyle iki haftadır sadece telefonda konuşabiliyordu. Ona destek olamıyor olması epey canını sıkmıştı. Bu yüzden şimdi çantasına koyduğu iki üç şeyle sevgilisinin evinin yolunu tutmuştu.

Zile bastığında içeriden zayıf bir geliyorum sesi duydu. Heyecanla elindeki sevgilisinin en sevdiği kurabiyelerle kapının açılmasını bekledi. Kapı açıldığında ve Jungkook Jimin'i gördüğünde kollarını hızla beline doladı ve boynuna başını gömdü. Sıcacık tene öpücük bıraktı. Sonra Jimin boynunda ıslaklık hissetti ve belinde sıkılaşan kolları.

Jimin geri çekildi ve sevgilisinin başını iki yandan tutup yaşlı gözlere kalbinin ezildiğini hissetti. Normalde ağlayan taraf hep Jimin olurdu. Bu yüzden ne yapacağını bilemez bir şekilde onu hafifçe içeri itti ve eve girmelerini sağladı. Ağlayan bedeni elinden tuttu salona çekiştirdi. Koltuğa oturduğunda Jungkook da dizlerine yattı.

Saçlarını okşadığı bedene şevkatli gözlerle baktı.

"İyiki geldin." Jungkook mırıldandı. İhtiyacı olan tek şey minik sevgilisiymiş gibi hissediyordu şuanda. Jimin'in elini tuttu ve kendininkiyle kenetledi.

"Senin için geldim." Jungkook gülümsedi. Jimin Jungkook'un şaşıracağı bir şekilde sevgilisinin dudaklarına öpücük bıraktı. Anında yanakları kızardı.

Jimin bu tür şeylerde çok utanırdı bu yüzden ilk adımı atan genellikle Jungkook olurdu.

Jungkook gülümsedi ve sevgilisini utandırmama kararı aldı.

Jimin gözlerini ona gülerek bakan gözlerden ayırdı ve duvarlara bakmaya başladı. "Çok tatlısın." Jimin Jungkook'un saçlarında olan ellerini çekti ve yüzünü kapattı. "Susar mısın acaba?" Jungkook yerinde doğruldu ve onun ellerini tutup kendine çekti.

"Niye? Sevgilimi övmek suç mu?" Jungkook onun aksine çekinmeden dudaklarına sert bir öpücük bıraktı. Jimin bir ara dudağında onun dilini hissettiğine yemin edebilirdi.

Jungkook Jimin'i kendine çekti. "Gel buraya." Jimin kucağında dizlerinin üstüne doğru oturduğunda ilk defa onu şaşırtacak bir şey yaptı. Kalçalarından tuttuğu bedeni tamamen kendine çekti.

Jimin nefes alamaz gibi hissetmişti. Çok mu sıcak olmuştu bir anda?

Jungkook çekinmeden sevgilisinin boynuna eğildi ve küçük öpücükler bıraktı az sonra yapacağı şeylere hazırlamak ister gibi.

Jungkook Jimin gelene kadar kötü ruh halinden yine aynı şekilde kötü ruh haline geçiş yapıyordu. Ama şimdi Jimin gelmişti ve kafasını dağıtıyordu.

Ona bütün olumsuzlukları unutturuyordu.

Jimin yüzü kızarmış bir şekilde boynunu öpen bedenin omuzlarına ellerini koymuştu ve olduğu yeri hafifçe sıkıyordu.

TENDERNESS~Jikook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin