.
.
.Ağzımdaki kurulukla uyandığımda boş boş etrafa baktım. Ne zaman uyumuştum acaba? Alışmadığım bir yerde uyumak benim için zordu. Gözlerimi ovuşturup saate baktım, 02:30. Komondin ve çalışma masama baktığımda su görememiştim, yavaşça ayaklanıp odamdan çıktım. Mutfağa girdiğimde geniş camdan bahçe görünüyordu, gözlerimi kısıp baktığımda çardakta birinin oturduğunu gördüm. Cama biraz daha yaklaştığımda Rahdan olduğunu farkettim, yanına gitmeli miydim? Acaba ağrısı mı vardı? Kendime düşünme fırsatı tanımadan sürgülü kapıyı sessiz olmaya özen göstererek açtım. Beni farketmemişti.
Yanına oturduğumda irkilerek bana döndü, ben önüme bakıyordum. Bir cesaretle gelmiştim ama ya beni terslerse? Korktuğum gibi olmadı, fısıldar bir şekilde konuştu, 'Nasıl bu kadar çabuk kabullendin?' sorduğu soruyla ona dönüp burukça tebessüm ettim, 'Kabullendiğimi kim söyledi?' o da bana dönmüştü, yüzünde yine bir ifade yoktu. 'O zaman nasıl bu kadar sakinsin? Bizimle yaşamayı nasıl kabul ettin?' derin bir nefes aldım, altında neden sürekli bir şey arıyorlardı?, 'İçimde fırtınalar kopuyor, sakin değilim. Ama bunu çevreme yansıtmanın bir şeye yaramayacağını bilecek yaşta ve zekadayım. Ayrıca bir ömür sizinle yaşamayı kabul etmedim, evet sizi merak ettim ve bir şans vermek istedim. Fakat daha fazlası değil. Tabi bunda senin de etkin büyük.' son cümlemi söylerken manidar bir şekilde ona bakmıştım. 'Bana acıdığın için değil mi?' her şeyi nasıl yanlış anlamayı beceriyorrdu? 'Her duyduğunu yanlış anlamak için özel bir çaba mı sarf ediyorsun? Sana acıdığım için değil, seni merak ettiğim için. Evet, hasta olmanın etkisi büyük ama bunu şahsi algılama. Hiç tanımadığım biri olsa da aynısını yapar, yardım etme şansım varsa sonuna kadar giderdim. Çok çabuk kabullendin triplerine girebilirsin ama benim için ikizimin olma fikri bile mükemmel bir şey. Kalabalık bir ailede büyüdüysen ki öyle görünüyor, ne demek istediğimi anlayamazsın.' ne çok konuşmuştum öyle! Ama yanlış anlaşılmak istemiyordum, beni anlayın gibi saçma triplere girecek değildim. Konuşarak anlaşacak yaşa çoktan gelmiştik. Bana bakmadan konuştu, 'Kalabalık ama kopuk bir aile.' Ne demek istiyordu? 'Ne demek bu?' histerik biçimde güldü. 'Tanımadığım biri içinde aynısı yapardım dedin ya, hastalığımı ilk öğrendiğimiz, doktorun bize ilik tedavisini ilk önerdiğinde Selin'in ilk tepkisi ben korkarım olmaz olmuştu.' Şaka mı yapıyordu? şok olmuş ifademe bakıp konuşmaya devam etti, 'Asya mutfağına küçüklüğümden beri ilgim vardı, bir gün Selin elinde çin mantısıyla gelip benim için aldığını söyledi, şaşırmıştım aslında, evde ben dahil kimseye iyi davranmazdı ama ikizimdi sonuçta. Yedim, gerçekten güzeldi ama akşama doğru ateşim çıkmaya, midem bulanmaya başladı. Gece annem kontrol etmeye geldiğinde havale geçirmek üzere olduğumu görmüş, hastaneye gittik. Hastalığımı da o zaman öğrendik zaten. Neyse, mantının içinde kimyon varmış. Benim de kimyona alerjim var. Selin alerjimi biliyordu, mantının içinde olduğunu da biliyormuş.' anlattıkça dehşete düşüyordum. Ruh hastasının derdi neydi? ne diyeceğimi bilemeden yüzüne bakıyordum. Tamamen bana döndü, 'herkesin tepkisi bu yüzden, anlattıklarım yaptıklarının bir kısmı bile değil. Kimse onunla kıyaslanmayı hak etmiyor ama seni tanımıyoruz. İyi ir insan olmanı ummaktan başka çarem yok, umarım iyi anlaşırız.' bir şey dememi beklemeden hızlı adımlarla içeri girdi. Arkasından bakarken hala üstümdeki şoku atamamıştım. Herkese karşı mı tavrı aynıydı? Kafamı kendime gelmek ister gibi hızlıca salladım, gidip uyumalıydım.
Uyuyamamıştım. Saat yediye geliyordu ama benim gözüme bir gram uyku girmemişti. Tüm gün aptal gibi olacaktım ama bu saaten sonra uyuyamazdım, üstelik bugün işe dönmem gerekiyordu. Bir kitap kafede çalışıyordum bir buçuk senedir, patronum çok tatlı veya çok sert değildi. Olması gerektiği gibiydi, ailevi sorunlarımı da üstü kapalı anlatınca dört günlük bir izin vermişti. Uyuşukça yataktan çıkıp banyoya ilerledim, kısa bir duş almak belki biraz kendime gelmemde yardımcı olurdu.
Esneyerek saçlarımı tarıyordum, duş daha da uykumu getirmişti. Yüzüme bir şey sürmeden odadan çıktım, normalde de makyaj yapmayı sevmezdim ama uykulu olunca nefes alasım bile gelmiyordu. Artık yerini öğrendiğim yemek odasına girdim, daha abilerim gelmemişti. Günaydın diye mırıldanarak boş sandalyelerden birine oturdum. Herkes masaya oturduğunda kahvaltıya başlamıştık, uykum vardı ama bu yemek yememe engel değildi. Ayrıca ben hep aç uyanırdım, kahvaltı benim için çok önemliydi. Karnımın doyduğunu hissettiğimde hafifçe boğazımı temizleyerek Hikmet bey Hilal hanıma döndüm, 'Benim bugün iznim bitiyor, işe gideceğim ayrıca haftaya da derslerim başlıyor muhtemelen çoğu zaman kütüphanede olurum. Yani kahvaltılara ve akşam yemeğine katılamayabilirim.' Hilal hanım konuştu, 'Kızım sen birde çalışıyor musun? Nasıl yetişiyorsun hepsine? Bu saatten sonra çalışmana gerek yok.' Hilal hanımın dedikleri beni biraz germişti, belki de iyi niyetle söylemişti ama benim çok şükür kimseye ihtiyacım yoktu. 'Teşekkür ederim fakat ben idare ediyorum.' küçük abi lafa atladı, 'tatlı kız rolleri mı yapıyorsun şimdi? İki güne evde yatmaya başlarsın.' söyledikleriyle iyice sinirlerim bozuldu, empati yapmaya çalışıyordum ama bir yere kadardı. 'Siz niye sürekli bu gerçeği ben ortaya çıkarmışım gibi davranıyorsunuz? Beni bulan sizsiniz, DNA testi isteyen sizsiniz, hayatı bir günde tepetaklak olan benim ama suçlu da benim öyle mi? Çok mu meraklıyım ben size? Bu güne kadar dört abiyle gelmedim bugünden sonra da olmasa da olur. Eski kardeşinizin yaptıklarını sindiremiyorsanız profesyonel yardım alın. Benim kimsenin stres topu olmaya niyetim yok.' biraz daha durursan iyice kıracaktım kalplerini, Hilal hanıma döndüm, 'size afiyet olsun, ben geç gelirim.' uyku falan kalmamıştı. Sinirle nefes alıp odamdan çantamı aldım, işten sonra biraz ders çalışsam iyi olurdu. En azından bugün yüzlerini görmek istemiyordum.
Nasılsınız? Ruhan ikiziyle yüzleşti, nasıl buldunuz? Bu arada asya mutfağı hakkında bir bilgim yok, çok takılmayın lütfen :) Umarım beğenmişsinizdir! Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim ♡
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ruhan
General FictionTek dileği ailesinin olması olan Ruhan, dileğinin kabul olacağını nereden bilebilirdi?