-6-

5.5K 313 23
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



.

.

.

.

Ayakta durmaktan ağrıyan bacaklarımla yavaşça otobüs durağına yürüyordum. Bugün dersim olmadığı için tam gün çalışmıştım ve şansıma kafe ağzına kadar doluydu. Bir yılı aşkındır çalışıyordum ama yine de 'benden bu kadar' demek istediğim anlar olmuyor değildi. Dün ailemle sorunsuz vakit geçirdiğim için moralim yüksekti, aslında tam anlamıyla vakit geçirmek denmezdi belki de ama kimse laf sokmaya çalışmamıştı sonuçta. Kendi kendime gülümseyerek kafamı sağa sola salladım, her zamanki gibi polyanalık yapıyordum. Tek isteğim hayal kırıklığına uğramamaktı. Çoğu zaman içimdeki 'sevgi' diye bağıran kızı dinlediğimden insanlar tarafından hayal kırıklığına uğratıldığım çok oluyordu. Yine de bu huyumu değiştirmeye çalışmamıştım, umut etmek, hayal kurmak benim yaşam felsefemdi. İçimden konuşurken gelen otobüse boş yer olmasını dileyerek bindim.

Saat erken olduğu için anahtarımı çıkarmak yerine kapıyı çaldım, gülümseyerek kapıyı açan Zehra ablaya selam verip odama adımladım. Mesaim henüz bitmemişti, daha yapacak ödevlerim vardı. İçinde aradığınız her şeyi bulabileceğiniz çantamı bir kenara bırakıp banyoya yöneldim. 

Üstüme giydiğim rahat kıyafetlerimle odamdan çıktım, akşam yemeği saati geçeli biraz oluyordu ama ben yemek yiyecek fırsat bulamamıştım. Elimde içinde boş kapların olduğu küçük çantamla mutfağa girdim. Hızla diyetime uygun bir şeyler yiyerek salona yürüdüm, herkes salondaydı, biraz gerilsemde belli etmeden tekli koltuğa oturdum. Ben gelince susmuşlardı, rahatsız mı etmiştim acaba? Kalkmaya haırlanıyordum ki Hilal hanım konuştu, 'Ruhan haftasonu pikniğe gidelim diyoruz ailecek, ne dersin? Hem derslerinden de biraz uzaklaşmış olursun, iyi gelir.' Beni de mi çağırıyorlardı? ne diyeceğimi bilemezken gözüm ikizime takıldı, onun için uygun muydu acaba? 'Şey Rahdan için uygun olur mu ki?' çekinerek konuşmuştum, bir akıllı sen misin deseler ne cevap verirdim bilmiyordum. Cümlemden sonra herkesin yüzünde bir gülümseme oluşmuştu, iyi bir şeydi herhalde. 'İkizini düşünmem çok güzel kızım, merak etme. Doktoru temiz hava almanın iyi geleceğini söyledi.' bana açıklama yapan Hikmet beye gülümsedim, 'Benim için sorun yok o zaman.' mutlu olmuştum. Gözlerimi odada gezdirdim, sorun yok gibiydi.

Haftanın nasıl geçtiğini anlamamıştım, bunda bütün hafta derslerimden kafamı kaldıramamın etkisi de büyüktü. Şimdi de odamda piknik için hazırlanıyordum. Üstüme rahat bir şeyler giymeye dikkat etmiştim, boy aynasından kendime baktım. Olmuştu herhalde? Kendime düşünme fırsatı tanımadan çantamı da alıp aşağı indim. Zehra ablaya bir şeyler söyleyen Hilal hanımı görünce yanına yaklaştım, 'Hilal hanım üstüm uygun mu?' konuşmamla bana dönen gözleri hafifçe üstümü süzdü, 'Çiçek gibisin kızım.' cevabıyla gözlerim birden doluverdi. Ne güzel bir cevaptı öyle. Dolan gözlerimi belli etmek istemediğimden hızla kapıya yürüdüm, bir yandan da yüzümdeki aptal gülümsemeyi silmeye çalışıyordum. Nasıl mutlu olmuştum! Kiminle gideceğimi bilmediğimden bahçenin ortasında kala kalmıştım, beni bilinmezlikten Rahdan kurtardı. 'Ruhan sen bizimle gel.' bir şey söylemeden eliyle gösterdiği arabaya ilerleyip bindim. 

Adar abinin arabasında son derece gergin bir yolculuktan sonra sessiz, yemyeşil bir yere gelmiştik. Neşeyle etrafa baktım, çok güzeldi. Kendimi çok kaptırdığımı fark edince arkamı döndüm, abilerim çoktan çantaları masaya koymuştu. Masayı hazırlamalarına yardım etmek için yanlarına yürüdüm. Kapları açmaya başlamış olan Hilal hanıma yardım ettim, daha önce kendimi bir yere bu kadar ait hissetmemiştim. Göz ucuyla Hilal hanıma baktım, heyecanlı heyecanlı bir şeyler yapıyordu. Gülümseyip önüme döndüm, oluyor gibiydi.

Affan abinin pişirdiği etler gelmiş, bir güzel karnımızı doyurmuştuk. Şimdi de Hilal hanımın kaçıncı olduğunu sayamadığım kaptan çıkardığı meyveleri yiyorduk. Hikmet bey ara ara semaveri kontrol ediyordu, tekrar gülümsedim. Hilal hanımın konuşmasıyla ona döndüm, 'oğlum kardeşiniz sizin hakkınızda pek bir şey bilmiyor, kendinizi anlatsanıza biraz.' Hilal hanım Arven abime yönelik konuşmuştu, aramızı düzeltmek istediği belliydi. Söze ilk önce Adar abi girdi, 'Ben en büyük abinim, otuz iki yaşındayım. Kendi inşaat şirketimizde yönetici pozisyonunda çalışıyorum, inşaat mühendisiyim zaten.' kendini programda tanıtır gibi tanıtmasıyla gülmek istesemde kendimi tuttum. Sonra Affan abi konuştu, 'Ben ikinci ve en sempatik abinim, otuz yaşındayım. Edebiyat öğretmeniyim.' çok şaşırmıştım, kesinlikle öğretmene benzemiyordu. Yüzümden şaşkınlığım belli olmuş olacak ki gülerek konuştu, 'Noldu, pek bir şaşırdın?' bugün nedense çok samimilerdi. 'Bilmem, beklemiyordum sadece.' omuzumu silkerek kısık bir sesle cevap vermiştim, en sevdiğim abim devam etti. 'Bende üçüncü abinim, yirmi yedi yaşındayım ve genel cerrahım.' tamda tipine uygun mesleği seçmişti, dışarıdan bakıldığında da çok soğukkanlı duruyordu zaten. En küçük abim konuştu, 'yirmi altı yaşındayım ve diş doktoruyum.' Gözlerimi Rahdan'a yani ikizime çevirdim, o da bana bakıyordu. 'Yaşımı söylememe gerek yok herhalde, okula şu anlık gitmiyorum ama tıp okuyordum.' ifadesini ne kadar düz tutmak istese de üzüldüğü belliydi, hafifçe  güldüm. 'okula en kısa zamanda döneceksin' moralini düzeltmek için devam ettim, 'hem merak etme ben senin için okulu uzatırım.' tanıştığımız günden beri ilk defa tebessüm etmişti, 'çap yapıyorsun, ortalaman kuvvetle muhtemel 3.50'nin üzerinde ama okulu uzatacaksın öyle mi? hadi oradan' gülerek konuşmuştu, birazcık da olsa mutlu olmasına sevinmiştim. 'olsun ben ikizimi beklerim.' ifadesi dondu, ne dediğimi sonradan fark etmiştim ama iş işten geçmişti. Kızmışmıydı acaba? yüzüme dikkatle bakarken yavaşça gülümsedi, 'bekle ikizini' derin bir nefes aldım, ters bir tepki verecek diye çok korkmuştum.

---

Ruhan ve Rahdan birbirlerine bakarken ailenin geri kalanı tebesümle onları izliyordu. Ne güzel de anlaşmışlardı. Ruhan'ın Rahdan'ı mutlu etme çabası ve bunda başarılı olması abileri çok mutlu etmişti. Hikmet bey ve Hilal Hanım ise gözleri dolu dolu çocuklarını izliyorlardı. Yıllar sonra buldukları kızları bir kaç günde aileyi bir araya getirmişti. Hilal hanım gözlerini kurularken dilinden bir dua döküldü, 'Allah'ım sen çocuklarımın hep böyle bir arada musmutlu yaşamasını nasip et'. Hemen karısının yanında  oturan Hikmet bey ise duyduklarına tüm yüreğiyle 'amin' demişti. Korhan ailesini belki de yıllar sonra mutlu bir hayat bekliyordu, kim bilebilirdi ki?



.

.

.

.

Tekrardan merhaba! nasılsınız? umarım her şey yolundadır.. Bölümü nasıl buldunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşmayı unutmayın lütfen ❥ 

Bu arada Ruhan'ın çiçek kombini; 

Bu arada Ruhan'ın çiçek kombini; 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ruhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin