...
"BENİ BEKLETTİĞİNE göre epey bir cesaretin varmış."
Sakusa kafasını kaldırdı, obsidyen gözleri masanın diğer ucuna rahat bir şekilde yerleşmiş olan figüre bakmak için kısıldı. Ayakları temiz yere çarptı, boş bakışlı kedi gözleri ona dikkatlice baktı. "Bana seni neyin bu kadar meşgul tuttuğunu da beni yüz yüze karşılayamadığını söyler misin, Sakusa?"
"İlgilenmem gereken başka meseleler vardı" diye cevapladı basitçe, yüzü de en az sesi kadar duygusuzken. O kol düğmelerini düzeltirken bu hareketi hemen diğer adamın dikkatini çekmişti. "Toplantıyı on ikiye almıştım, hatırlatmayı zamanında almaman benim suçum değil, Suna."
Sakusa'nın eldivenleri kayıptı.
Esmer olan bunu fark etmede hızlıydı, onları giymiyor olması çok büyük bir sürpriz olmasa da siyah saçlı adamı onlar olmadan görmek yine de nadirdi. Çok özel bir durum olmadığı sürece onları hep giyerdi.
Suna tam bunun hakkında bir yorum yapacakken gözlerine bir şey takıldı, bir kız koridorda hızlıca ilerlemiş, bulundukları odayı geçip gözden kaybolmuştu. Şeffaf cam, kız görünürden kaybolmadan önce ona bir bakış atmasını sağladı- tam da Sakusa'nın odasının olduğu yerden geliyordu.
Suna parçaları tek tek birleştirirken kafasını yana yatırdı ve sessizce metin duran adamı gözleriyle taradı. "Merak ediyorum da..." diye başladı kayıtsızca, tertemiz tırnaklarına bakarken. "...acaba diğerleri öğrense ne düşünürler."
Sakusa'nın kaşları çatıldı, soğuk gözlerine bir keskinlik indi. "Tam olarak neyi öğrenecekler?"
Suna hemen cevaplamadı, bu odada sayısız kere bulunmuş olsa da odayı gözden geçirirken iyice zamanını aldı. "Okullu kızları sikmek yeni fetişin mi?"
Aralarına bir süreliğine bir sessizlik indi, Sakusa uzun masanın diğer ucundan bir sandalyeye oturdu, yüzü her zamanki gibi sert ve düşüncelerini yüzüne yansıtmayan halindeydi. Ellerini önüne götürüp usulen birbirine bağladı. "Bu fikre nerden kapıldın bilmiyorum ama burnunu seninle alakalı olmayan işlerden uzak tutarsan iyi yaparsın. Öğrenciler ve benim aramdaki olaylar yardımcı müdürün görevi sayıldığından gizliliğini korur. Sırf sıkıldığın ve başkalarının işlerine bulaşmak dışında yapacak başka bir şeyin olmadığı için aklından saçma fanteziler geçirme."
Suna bir kaşını kaldırdı, dudağının kenarı titrerken; "Bu bana biraz savunmacı geldi."
Sakusa'nın ifadesi değişmedi, her zamanki gibi yerli yerinde ve sabitti. Buna rağmen, esmer olan adamın dudağının yanındaki küçük kıvrılmayı fark edebilmişti - sinirlenmeye başladığının göstergesi. "Kendimi bir kez daha tekrarlamayacağım."
Suna derince iç çekip ellerini başının arkasında birleştirdi, bacaklarını iyice gevşetip sandalyeye daha da rahatça yerleşti. "Rahatlayabilirsin, ikizler bana neler döndüğünü çoktan söylediler o yüzden bana birini öldürmek istiyormuş gibi bakmayı kesebilirsin."
Bu sefer Sakusa'nın kaşında belirgin bir seyirme vardı. "Tabii ki de söylediler. Tilkilere güven olmaz."
Suna'nın yüzüne bir sırıtış yayıldı. "Eğer ben biliyorsam sana garanti ederim ki diğerleri de çok yakında öğrenir. Asıl soru şu ki, bunun hakkında ne yapmayı düşünüyorsun?"
"Tam olarak ne demeye çalışıyorsun?" Dedi Sakusa derin sesiyle, neredeyse sınırdan zehir damlatarak. "Bunun hiçbirinizle, hiçbir ilgisi yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teachers Bet - Haikyuu +18 (çeviri)
Fanfiction"Görüyorsun, öğretmenler arasında küçük bir iddiamız var. Oldukça basit ve anlaşılır; seni en iyi kim becerebilir." Orijinal hikaye → @exolexact (ao3) fem reader! june, sao