26 ﹕ eat you alive

4.4K 236 209
                                    

...

NISHINOYA HIZLA ayağa kalktı, belli belirsiz sendeledi ve öne doğru afalladı. "Sikt- pardon sensei. Biz sadece şey hakkında konuşuyorduk, ee-" Gözleri bir şeyler bulma umuduyla etrafta gezinirken sesine hafif bir panik sızmaya başladı.

"Şey hakkında konuşuyorduk, um- derinin tarihi hakkında." dedi ikna edici olmayan bir tonda.

Miya Osamu etkilenmemişti.

Gri gözler bariz yalanla kısıldı, tarih öğretmenleri raflardaki kitaplara baktı. "Yani diller bölümünün ortasındayken derinin tarihi hakkında tartışıyordunuz?"

Nishinoya'nın suratı asıldı, bakışları neredeyse pes etmiş, yerin kendisini bütün olarak yutmasından başka bir şey istemeyen (Y/N)'ye döndü. Kız yüzünü sakladı, o anda var oluşunu sona erdirmek istedi. "Ah evet, İspanyollar bu konuda uzmanlaşması gereken kişilerdi", bir mırıltı ile bitirip, gergin bir şekilde kıkırdadı çocuk.

Osamu, suratındaki eğlencenin gözükmesine izin vermedi, bakışlarını yavaşça yerden kalkan kıza sabitledi, sesi pürüzsüzleşti. "Deri, Eski Mısırlılar ve Romalılar tarafından geliştirildi."

Çocuk utangaç bir şekilde ensesini ovuşturdu. "Bilgileri karıştırmış olabilirim."

"Nishinoya, sınıfa geri dön ve kompozisyonuna düzgün bir başlangıç ​​yap. Dün öğle yemeğinde benimle buluşamadığı için (L/N) ile onunki hakkında konuşmam gerekiyor."

Sözler sertti, kır saçlı adam tartışmaya sebep bırakmamıştı ancak Nishinoya itiraz bile etmemiş, çabucak çantasını almıştı. (Y/N)'ye özür dilermişçesine bir bakış atmış, dikkatlice tarih öğretmenlerinin yanından geçmiş ve ortadan kaybolmuştu.

Nishinoya, seni hain.

Kız ayağa kalktı, adam onları en kötü şekilde kaytarırken gördükten sonra direkt gözünün içine bakamadı. "Dün öğle yemeğinde gelemediğim için gerçekten üzgünüm, tamamen aklımda çıkmıştı. İsteyerek olmadı."

İlk başta hiçbir şey söylemedi, raflardaki kitaplara göz atmayı seçti. Kapının kapanma sesini duyunca nihayet tepki verdi.

Osamu çevik bir hareketle raftan bir kitap çıkardı, rastgele bir sayfa açtı ve sayfayı ilgiyle taradı. "Sınıfıma gelmedin ama duyduğuma göre kesinlikle gelmişsin."

Kalbi boğazına atarken aniden adamın sorgulayıcı bakışıyla karşılaştı. Osamu elindeki kitabı görmezden geldi, parmağı sayfada hafifçe gezindi. "Söyle bana, Kuroo ve Bokuto'nun parmakları da bir şans eseri mi kaydı?"

Kitabı aniden kapatan Osamu'nun gözleri hafif bir eğlence ile şenlendi, dudaklarının kenarı çarpık bir sırıtışla yukarı çekildi. "Derinin tarihi" diye dalgın bir şekilde "hmm" diyerek kitabı yerine geri koydu. "Sakusa sana ulaştı değil mi? Nah derste aksama yok."

"Aranızda her şeyi paylaştığınızı düşünmeye başlıyorum."

Kıza soğukkanlılıkla bakarken, gözleri onu yavaşça aşağı yukarı takip etti. "Önemli bir şey ise diyelim. Yoksa olayları başka nasıl takip edeceğiz? Aynı zamanda, bu gösteriş yapmanın bir yolu çünkü erkekler birbirlerini yenmeye karşı koyamıyorlar."

Ellerini göğsünün önünde bağlamış, ağırlığını bir bacağına vererek yaslanmış bir şekilde ifadesini olabildiğince düz tutmaya çalışıyordu. Bu kızın bir öğretmenle yalnız kaldığı ikinci seferdi - ah lütfen, Sakusa bunlardan biri değildi ve Miya Sensei'nin rafa yaslanış şekline bakılırsa onun pek de yakın bir zamanda gitmesine izin verecek gibi değildi.

Teachers Bet - Haikyuu +18 (çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin