...
"USHIJIMA ARTIK BİR DADDY'den fazlası değil"
Nishinoya burnunu havaya kaldırdı, kollarını da göğsünde kavuşturup huysuzca bir nefes verdi. "Ne cüretle bebeğime bunu yapar."
(Y/N) yatağına oturdu, yüzünde eğlenen bir gülümsemeyle oğlanın odasının etrafında dolanıp dramatikçe ellerini havaya doğru sallayışını izledi. "Skandal, hatta basitçe, iğrenç."
"Nasıl, nerede kullanıldığını geçtim." Kız dikkat çekti. "O kelimeleri bilmen bile şaşırtıcı." Çocukça dilini dışarı çıkartıp "Ne diyebilirim ki, hala seni şaşırtmayı başarabiliyorum, sürtük."
Bir anda kızın yatağına zıpladı, ellerini tuttu ve sanki sadece kızın kulakları için yaratılmış bir mesajı söyleyecekmiş gibi iyice yaklaştı. Ciddileşti, tüm gülümsemesi yüzünden silinirken yerini katı bir ifadeye bıraktı. "Kesinlikle bilmem gereken bir şey var" yavaşça başladı, yüzüne yoğun bir konsantrasyon yayıldı. "Tamamen akademik nedenler açısından;
"Ne kadar büyüktü?"
(Y/N) kahkahalara boğulurken yatağında yuvarlandı. "Lütfen bana bu bilgiyi nasıl bir akademik neden açısından kullanacağını söyler misin?"
Nishinoya sırtını dikleştirdi, ellerini resmice bacaklarına yerleştirdi. "Biyoloji için kullanırım. Uyan bir salatalık bulurum ve ee, ozmoz ya da ne sik oluyosa artık ona bakarım."
Bir bakışları ikisinin de kontrol edilemeyen bir kahkahaya boğulmasına yetti. "Gerizekalı ozmoz öyle işlemiyor. Napıcaksın, su konsantrasyonunu salatalık boyuna göre mi ölçüceksin?"
"Hayır dahi, ne kadarını içime alabileceğime göre."
Ona bir yastık fırlatırken kız seslice ciyakladı. Nishinoya kendisine doğru yapılan yastık saldırısından kurtulmak için yataktan kaydı ve yerde yuvarlandı, "Ta- Tamam, uyumak için kaç yastık kullanıyorsun sen?" Acıyla ciyakladı.
Birini yakalayıp sarıldı, arsız bir gülüş dudaklarına yayılırken; "Cidden ama, ne kadardı?"
Kız gözlerini devirdi, ve elleriyle aklında kalana yakın bir boyut yaratmaya çalıştı. Oğlana geri bakarken gözlerini kırpıştırdı.
"Noya, burnun kanıyor."
Enerjik olan arkaya yuvarlandı, kız, yuvarlanıp bir su birikintisine dönüşmeden önce çocuğun ruhunun bedenini terk ettiğini gördüğüne yemin edebilirdi.
"O penis değil, tripod, sence önceki hayatında bir at falan mıydı?"
(Y/N) yatağından kalktı ve Nishinoya'nın hareketsiz bedeninin etrafına dağılmış olan yastıklarını toplamaya başladı. "Şaşırmazdım."
"At siki ya da değil, yine de seni tamamen devre dışı bırakmadan öylece ayrılması göt gibi bir hareketti. Ellerimde tekerlekli sandalyeyle yakınlardaydım ben. Belki de onun dizlerini kırmalıyım böylece boşa gitmemiş olur."
Ayağa kalkıp kendini kızın yatağına geri bıraktı ve gözlerini tavana dikti. Kız da yastıklarını yatağa geri fırlatıp çocuğun yanına uzandı. "Dizlerini kırmaya çalıştığını görmek isterdim kısa-gevşek." Diye dalga geçti. "Adama bakınca ağlamadan zor duruyorsun neredeyse."
"Biraz iyi sike ihtiyacım var. Futakuchi bok gibi alıyor, ağzı iyi laf yapan birine göre baya şaşırtıcı. Sanarsın ki onu işe yarar kılar..."
Kız seslice burnundan soludu ve elini çocuğun omzuna yerleştirdi. "En içten şekilde özür diliyorum. Dilerim ki bir gün at sikin seni bulur."
"İşte bu yüzden yaşlı adamlar daha iyi." Üzgünce inledi. "Nasıl tatmin edeceklerini gerçekten biliyorlar." Nishinoya hızlıca doğruldu, düşünürken kaşları çatıldı. "Bekle." Diye başladı aceleyle, yatağından kalkıp kızın masasına doğru koştu. Zaman çizelgesinin yapıştırılmış olduğu duvara baktı. Kız doğruldu, ve merakla onu izlemeye başladı. "N'apıyorsun?"
"Ushijima sensei'yle bir dahaki dersimiz ne zaman onu kontrol ediyorum." Diye yanıtladı gözlerini zaman çizelgesinden ayırmadan. "Lanet olsun, yarın yok ama neyseki cuma var, o da işe yarar herhalde."
(Y/N) ona doğru yürüdü ve omzuna yaslandı. "Ne işe yarar?"
"Onlarla hesaplaşacaksın."
Nishinoya kafasını onunkine bakmak için çevirdi, kaotik fikri filizlenirken yüzünü şeytani bir gülümseme kapladı ve kıza ışıldayan gözlerle baktı. "Eğer bu boku yapıp kurtulabileceklerini sanıyorlarsa onlara haksız olduklarını kanıtlayacaksın. Oyunun kontrolünü eline alacaksın."
Şaşırmış bir şekilde belirsizlik duygusu yüzüne yayıldı. "Ve bunu nasıl yapacağım?"
"Almaları için uğraştır" sırıttı. "Eğer bu oyunu kazanmak istiyorlarsa çok daha fazla efor sarf etmeleri gerekecek. Sana yalvaracak noktaya gelene kadar alay et, flört et onlarla. İçten içe olabileceğini bildiğim kötü kaltak ol."
Kız dudağını dişledi, hala emin değildi. Nishinoya onun yüzünün düştüğünü görünce kendisininkinin de yumuşadığına hissetti. Yüzünü kavrayıp alınlarını birleştirdi. "Sen tanıdığım en inatçı insansın. Kafanı koyduğun her şeyi başarabilirsin. Sadece biraz daha kendine güvenmen gerekiyor ve bence bu sana yardımcı olabilir.
Baştan aşağı düşündükten sonra, derin bir nefes aldı ve çocuğun canlı gözleriyle buluştu. "Elimden geleni yapacağım." Nishinoya'nın gülümsemesi büyüdü ve alnına minik bir öpücük bıraktı. "İşte benim kızım."
Serçe parmağını kaldırıp, hareket ettirdi. "Eğer her şey üstüne geliyormuş gibi hissedersen unutma ben her zaman buradayım. Bu işte beraberiz ve eğer seni incitmeye çalışırlarsa yemin ederim ki, o mükemmel güzelliklerini takmadan öldürürüm onları."
Kendi serçesini onunkine sararken, hafifçe güldü. "...kimse seni incitmeye çalışamaz yoksa karşılarında beni bulurlar. Kısa bir insanın sinirliyken neler yapabileceğini asla küçümseme. Hepsinin diz kapaklarını kırarım."
Serçe parmaklarını sallarken, Nishinoya zaman çizelgesine son bir kez baktı. "Yarın ingilizce, biyoloji, tarih, matematik ve kimya var." Mırıldandı, kızın dolabına ilerleyip açtı. "Eğer doğru hatırlıyorsam..."
Dolabı karıştırırken (Y/N)'nin memnuniyetsizliğine rağmen kıyafetleri yere doğru fırlattı. "Hey, N'apıyorsun?"
Nishinoya kafasını kaldırıp etrafa baktı, dudaklarını 'bela' adı altında yayılan bir gülümseme kapladı. Giyinmekle ilgili bir makale çıkarıp okuması için kızın yüzüne doğru tuttu. Korku tüm yüzünü kaplarken kızın yanakları kızardı. "Hayatta olmaz."
"Olur." Diye havladı, ellerinden birini kalçasına yerleştirirken. Kafasını yana yatırırken etrafına bir kendini beğenmişlik havası çöktü. "Bir taşla iki kuş öldüreceğiz."
Nishinoya, onları kaidedeki paha biçilemez bir sanat eseriymiş gibi sergilerken kırmızı saten sütyeni ve onunla eşleşen kilotu gösterdi.
"Yarın, ikizleri eleyeceksin."
...
noya-saaaan
SHOYOOOOO
-akira
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teachers Bet - Haikyuu +18 (çeviri)
Fanfiction"Görüyorsun, öğretmenler arasında küçük bir iddiamız var. Oldukça basit ve anlaşılır; seni en iyi kim becerebilir." Orijinal hikaye → @exolexact (ao3) fem reader! june, sao