5; Parti

1.2K 145 64
                                    

Sonunda parti mekanına ulaştıklarında bunun bir ev partisi olduğunu tahmin etmemişti Beomgyu. Evet, Aeri'nin partisi olucağını biliyordu ama bir mekanda doğum günü partisine gideceklerini düşünmüştü Beomgyu. Geldikleri ev tıpkı bir Amerikan dizisindeki evlere benziyordu. İki katlı, bahçesi olan bir evdi. Ayrıca garajı vardı.

Cebinden bir sigara çıkartıp yakan Yeonjun, "Beni iyi dinleyin, üç kural var. Birinci kural; eğer içince dağıtıyorsanız, içmeyin. İkinci kural; biri sinirlerinizi bozsa bile kavga çıkartmayın, oradan uzaklaşın. Üçüncü kural; eğer yanınızda kondom yoksa sevişmeyin. Benden bu kadar, keyfinize bakın." dedi ve evin kapısına yürümeye başladı. Soobin omuzlarını silkip, 'bana uyar' tarzında bir ifade takınıp Yeonjun'un peşinden içeri girdi.

Taehyun içeri giriceği sırada Beomgyu'nun kapının önünde beklediğini görünce, Beomgyu'nun elini tutup, "Neden girmiyorsun?" dedi. Beomgyu başını 'bilmiyorum' dercesine salladı. "Ya bu Aeri, benim bildiğim Aeri yani sevgilimin arkadaşı Aeri değilse.." Taehyun, Beomgyu'ya burukça gülümseyip, "Çok kafana takıyorsun, içeri gel ve eğlen." dedi Beomgyu'nun elinden çekerken.

Beomgyu evin içine girince, burasının çok gürültülü olduğunu düşündü. Gözleri girer girmez Kai'yi gördü. Bir kıza kur yapıyordu. Onları öyle görünce ufakça sırıttı. Taehyun ise etrafı Beomgyu'ya göstermekle ilgileniyordu. "...Bak burası da mutfak, içecekler vs. burada... Ah, bak orada Ning var..." Beomgyu duyduğu isimle başını mutfağa çevirdi. Taehyun'a "Tae, ben iki dakika bir yere gidiyorum." diyerek mutfağa ilerledi. O sırada arkasında kalbi kırık bir çocuk bıraktığından habersizdi...

"Ning!" Ning başını yanındaki tezgaha yaslanan çocuğa çevirdi. "Oppa- yani Beomgyu!" dedi çocuğu gördüğüne sevinmiş bir şekilde. "Nasılsın.." dedi Beomgyu. Ona sarılmak istiyordu ama içinden bir his yapmamasını söylüyor gibiydi. "İyiyim, sen?" dedi Ning saçlarını kulağının arasını sıkıştırıp. "Ben de iyiyim, öyle..."

"Kıyafetlerin güzelmiş..." dedi Ning. "Seninkilerde..." dedi Beomgyu. Gerçekten güzel olmuştu kız. Üzerinde siyah, vücudunu saran askılı bir elbise, altında ise siyah topuklu ayakkabıları vardı. Kahverengi saçını hafifçe toplayıp, kulaklarına yuvarlak küpeler takıp mükemmel görünmüştü.

Aralarında tuhaf bir ortam oluşmuştu. Ning yüzünü düşürüp, "Neden beni aramıyorsun?" dedi. Beomgyu gözlerini Ning'in gözleriyle buluşturup derin bir nefes verdi. "Annem ve babam, seni yani bizi öğrendi... Ceza olarak beni yatılı bir okula gönderdiler orada da telefonu mu düşürdüm çok komik bir olayd-" Beomgyu'nun sözünü Ning'in anlamsız gözleri bozdu.

"Beni arayabilirdin, bir mesaj bile bırakmadan beni öylece bıraktın!" dedi. "Ning... Ben seni bırakmadım, anlamıyorsun..." dudaklarını dişlerinin arasına alıp histerikçe güldü Ning. "Anlamıyorum öyle mi? Beomgyu, bence bu ilişki böyle yürümeyecek en iyisi bitirelim." Beomgyu'nun gözleri Ning'in sözleriyle sonuna kadar aralandı.

"Ne demek bitirelim, Ning? Saçmalıyorsun..." Ning elindeki -içinde alkollü içicek bulunan- karton bardağını masaya bırakıp, Beomgyu'nun yanağına bir öpücük kondurdu ve gitti. Beomgyu olayın şokuyla ağzı aralandı. Elini sevdiği kızın öptüğü yere götürdü. Masanın üzerinde duran -Ning'in bıraktığı- bardağı alıp arka bahçeye ilerledi. "Hey, sen iyi misin?" Soobin, hafif endişeli bir şekilde sordu. Beomgyu sadece eliyle onu itip bahçeye çıktı.

Merdivenlerden birine oturdu ve elindeki bardağa baktı. Ning'in kırmızı ruju bardağın kenarında iz bırakmıştı. İzin olduğu yere dudaklarını bastırdı Beomgyu. Yanında bir hareketlenme görünce başını çevirdi. Yeonjun, yanına oturmuştu.

"Ne oldu? Yüzünden düşen bin parça." dedi Beomgyu'nun koluna vurarak. "Konuşmak istemiyorum." dedi Beomgyu. "Ayıp ediyorsun ama-" Yeonjun, Beomgyu'nun elindeki bardağı görünce ne olduğunu anlamıştı. Cebinden bir sigara çıkartığ Beomgyu'ya uzattı. "Ben sigara içmem." Yeonjun omuzlarını silkip, "Sen bilirsin." dedi. Beomgyu'nun ağızından 'tch' gibi bir ses çıktı ve açık olan paketten bir dal sigara alıp dudaklarının arasına koydu.

Ateşi alıp sigarayı yaktığı zaman boğazına kadar gelen ağır tadla öksürdü. Yeonjun, çocuğun bu haline kahkaha attı. "Eğer zorlanıyorsan sigarayı ısırarak içmeyi dene." dedi. Beomgyu bu sefer Yeonjun'un dediği gibi yaparak sigarayı içmeyi denedi ama yine başarısız oldu.

"Bunu nasıl içiyorsun? Tadı leş gibi!" dedi. Yeonjun yarım ağız gülümseyip sigara dumanından içine çekti ve Beomgyu'ya yaklaştı. Dudaklarını Beomgyu'nun dudaklarına değdirip dumanı çocuğun ağzına üfledi. Yeonjun'un yaptığı hareketle Beomgyu'nun yüzü kızardı, bir süre ne yapıcağını bilemedi. Tam konuşacağı sırada Yeonjun ayağı kalktı ve "Bugün senin günün, biraz kafanı dağıtabilirsin. Birinci kuralı çiğnemene izin veriyorum." deyip göz kırptı.

Beomgyu, hâlâ elinde tuttuğu bardağın içindeki içeceği içti. İçer içmez başına bir ağrı girdi. Daha fazla istediğini anlayıp mutfağa yöneldi. Bardağına içecekten biraz daha doldurup içmeye başladı. İyice kafası gittiği sırada salondan gelen ve diğer odalarda yankılanan şarkı sesini duyup piste çıktı. Yıllardır dans ediyormuşcasına dans ediyordu. Salondaki herkesin gözü Beomgyu'daydı. Bir süre sonra ise olduğu yerde bayılıp kaldı...

 Bir süre sonra ise olduğu yerde bayılıp kaldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
brutal, txt.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin