Beomgyu'nun düşünmeden yaptığı bir hareket, ailesinin onu yatılı bir okula göndermesiyle son bulmuştu. Beomgyu buradan kimseye bulaşmadan ayrılma planları aynı odada kaldığı 4 çocuk tarafından suya düşmüştü...
|092021| |022722|
"Özür dilerim anne.." deyip cesaretini toplayıp atlamıştı... Yere sağ bir şekilde geldiğinde elini göğüsünün üzerine koyup derin derin nefes aldı. "Bunu yaptığıma inanamıyorum..."dedi sessiz bir şekilde. Yeonjun çocuğun kolunu tutup "İyi olduğuna göre buradan çabucak gitmeliyiz." dedi. "Şşt, güvenlik görevlisi sesimizi duymuş olmalı, gitmeliyiz." Taehyun fısıldadı. Yeonjun, Beomgyu'nun kolunu bırakıp, vücut diliyle gitmeleri gerektiğini diğer çocuklara anlattı.
Hepsi okulun çıkış kapına koşmaya başlamışlardı, bu sırada güvenlik görevlisinin arkalarından geldiğini belli eden fenerini görmüşlerdi. Hızla okulun görkemli, demir kapısının önüne geldiklerinde Yeonjun, ilk hamleyi yapıp kapının çukurlarından birine ayağını koyup tırmanmaya başladı.
Kapının en üstüne geldiğinde atladı. Diğer çocuklarda Yeonjun'un peşinden gidince bir tek Beomgyu kalmıştı. Ayağını atar atmaz sallanan kapıyla sıkıca tutundu. "Bu kadar macera benim hassas kalbime fazla..." dedi içinden.
Kapının en üstüne tırmana tırmana ulaşınca aşağıya doğru baktı. İçinden "2. Kattan atladım, buradan da atlayabilirim.." diye geçirdi. Kai "Çabuk ol, güvenlik görevlisi neredeyse geldi!" dedi hafif bağırmalı sesiyle. Derin bir nefes aldı Beomgyu ve atladı. Yere indiğinde onu tutan Taehyun'a kısaca teşekkür ettikten sonra son sürat -Yeonjun'un önderliğiyle- koşmaya başladılar.
Arkalarından güvenlik görevlisi sinirle "Orospu çocukları!" diye bağırdı. Kai arkasını dönüp orta parmağını kaldırdı ve kahkaha attı. Artık okulu arkalarında bıraktıklarında normal bir şekilde yürümeye başladılar.
"Ee, süt bebesi nasıl bir deneyimdi?" Kai'nin alaylı sesiyle, Beomgyu ona bıyık altından sırıttı. "Böyle göründüğüne göre hoşuna gitti demek ki..." dedi Soobin.
Taehyun, duraksadı ve Beomgyu'nun elinin kanadığını görünce "Elin kanıyor!" deyip, Beomgyu'nun elini avucunun içine aldı. "Ah, önemli bir şey değil, atlarken olmuştur.." dedi Beomgyu. "Nasıl önemli değil... Kanıyor bildiğin!" Taehyun arka cebindeki peçeteyi çıkartıp Beomgyu'nun elinin kanayan yerlerini silmeye başladı.
"Ah!" Beomgyu acıyla inleyince, Taehyun kafasını kaldırıp "Özür dilerim! Canını yakmak istememiştim..." dedi. Beomgyu hafifçe gülümseyip "Önemli değil." dedi. Taehyun utangaçlıkla kafasını eğdi, yinede yüzüne ufak bir sırıtış eklenmişti. Tae ellerini çekip, "Şimdi daha iyidir, hadi gidelim artık..." dedi panikleyerek.
Taehyun'un hareketleri karşısında Beomgyu'nun kafası karışsa bile yürümeye devam etti. Kai arkalarından bir ıslık çalınca, sinirle kafasını döndü Taehyun. "Tamam tamam, hemen sinirlenme." dedi ellerini iki yana kaldırıp, gülümseyen Kai. Gyu ortamın garipliğiyle daha fazla konuşmak istemediği için sessizce yola devam etti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
