3; Kaçış

1.6K 169 33
                                    

"Yani şimdi siz iki gerizekalı telefonlarınızı mı kırdınız?" Yeonjun yarım saattir en az 15 kere sorduğu soruyu gülerek tekrarladı. Gülmekten yüzü kızarmıştı. Artık tahammülü kalmayan Soobin; "Evet, kırmışlar artık şu siktiğimin sorusunu tekrarlamaktan vazgeçicek misin?" Yeonjun omuzlarını silkerek, "Hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim." demişti.

Beomgyu çocuklarla tanışınca hepsinin müdürün bahsettiği kadar kötü olmadığını düşünmüştü. Yeonjun aralarında en komik olandı, Soobin ise Yeonjun'un tam tersi sessiz ve sakin birisiydi, Taehyun'la aralarında çok bir diyolog geçmediği için onun hakkında bir önseziye sahip değildi, 4 çocuk arasından en yakın olduğu kişi Kai'ydi. Yinede bu çocukların sakin olması onun işine gelmezdi, çabucak herhangi bir şeye bulaşmaları gerekiyordu.

Boğazını temizleyip "Ee, sizin gitmeniz gereken bir yer yok mu?" diyerek apaçık sormuştu sorusunu. "Nasıl bir yer?" demişti Taehyun.
"Ya, hani bilirsin, geçen gün gidip sabahın 6'sında döndüğünüz yerler gibi..." bütün çocuklar anlamaz gözlerle Gyu'ya bakıyordu. "Parti falan gibi.", Yeonjun anladığını belli edercesine güldü, "Ne, o? Geldiğin ilk günden kaçmaya meraklısın.", Beomgyu yatağına yaslanarak "Sadece sordum." dedi.

"Yeonjun, Beomgyu deyince aklıma geldi, sen bir kızın partisine gideceğimizi söylememiş miydin?" demişti Taehyun. Yeonjun bir süre düşündükten sonra aklına gelen şeyle "haa..." diye bir ses çıkardı. "Aeri'den bahsediyorsun..." Beomgyu'nun duyduğu isimle gözleri sonuna kadar açılmıştı. "Aeri mi?" diyerek sordu. Yeonjun olumlu anlamda başını salladı. "Tanıyor musun?" dedi Taehyun. "Yani, sevgilimin yakın bir arkadaşının adı da Aeri'ydi..." Kai, Gyu'nun sırtına vurup "Vay be, o kadar sessiz görünüyorsun ama içimizden tek manitası olan sensin." deyip güldü. Beomgyu utanıp yüzünü gizlemeye çalıştı.

Yeonjun ayağı kalkıp üstünü çırptı, "Eh, gitmeyi planlamıyordum ama şimdi gitmek şart oldu." Yeonjun'un dediklerinden dolayı Beomgyu ayağı kalkıp "Bunu yapmana gerek yok! Hem bahsettiğiniz Aeri farklı bir Aeri olabilir!" diyerek sitem etti. "Tamam bahsettiğin Aeri, partisine gittiğimiz Aeri değilse bile yinede eğleniceğiz sonuçta." dedi üzerine ceketini giyerken. 

Omuzlarını silkip "Tamam, ben varım." dedi Taehyun, diğer çocuklarda aynı şekilde ayağı kalkıp üzerlerine bir şeyler giyinmeye başladılar. Beomgyu, kendini açıklamasına fırsat verilmemesi üzerine bir kaç saniye ağzında bir şeyler geveledi ama bu çocuklarla kaçmanın planın bir parçası olduğunu anlayınca üzerini değiştirmeye başladı.

Üzerine baktı bir kez daha baktı, gayet güzel giyinmişti. Beyaz gömleğinin üzerine yeşil süveterini, altına ise siyah, düz paça pantolonunu giymişti. "Hazırım, çıkabiliriz." demişti. Soobin dışında diğer üç çocuğun kendisine yönelttiği bakışları görünce kaşlarını çattı. "Noldu?"

"Bu şekilde mi gidiceksin?" Yeonjun hayatında ilk defa böyle giyinen birisini görmüş gibi gözlerini büyüttü. Neden şaşırdıklarını anlamamıştı Beomgyu, sonuçta Soobin'de onun gibi giyinmişti. "Cık cık..." tarzında, onaylamaz bir ses çıkarmıştı Kai.

Yeonjun dolabına gitti ve yırtık, siyah kotlarından birisini ve beyaz bir tişört ve deri bir ceket aldı. Elindekileri Gyu'ya uzattığında çocuğun anlamsız bakışlarıyla karşılaştı. "Ne bakıyorsun? Alıp, giynese! Yanımda Soobin dışında başka bir inek daha götürmeye meraklı değilim." Soobin, Yeonjun'un sözlerine göz devirmekle yetindi. Gyu, istemeyerek Yeonjun'un elinden aldı kıyafetleri.

"Arkanızı dönsenize..." dedi utanarak. Hepsi arkasını döndü, bu sırada Kai dişlerinin arasından "Piçe bak bizden utanıyor..." demişti. "Utanması normal değil mi? Bizi sadece 1.5 gündür tanıyor farkındasın dimi?" dedi Soobin. "İlk tanıştığımızda, daha 15 dakika geçmeden senin çavuşun kaç cm olduğunu öğrenmiştim. Hatırlamıyor musun?" Kai'nin sözleri karşısında Tae ve Yeonjun kahkaha atmışlardı, Soobin içinden Kai'ye küfürler ederek tartışmayı kapatmıştı.

Konuşmaları duyan Beomgyu'nun yüzü kıpkırmızı olmuştu. Derin bir nefes alıp "Giyindim.." dedi. Gülmekten kıpkırmızı olmuş ve nefesleri yeni yeni düzene oturmuş çocuklar arkalarını döndüklerinde adeta nefesleri kesilmişti. "Vay be..." demişti sessiz bir şekilde Tae. "Oğlum aşırı iyi olmuşsun hatta felaket derecede iyi olmuşsun." Kai'nin sözleri karşısında kıkırdamıştı Gyu. "Artık çıkıcak mıyız?" dedi Soobin, aralarında, karşılarındaki çocuğa en az ilgi gösteren oydu. Hâlâ hayran hayran, kendi kıyafetlerinin başka birisinde nasıl bu kadar yakıştığının şokunda kalan Yeonjun ellerini bir kez dizlerine vurarak kalktı ve "Tamadır, gidelim.." dedi.

"Ee, nasıl kaçıcaz?" diyen Gyu'ya sinsice gülümseyen Yeonjun camı açıp kafasıyla 'gel' işareti yapmıştı. Yanına gelen Gyu'ya kaş göz hareketleriyle yanlarında bulunan yandın merdivenini göstermişti. Gözleri korkuyla açılan Gyu, "Hayatta olmaz!" demişti. Omzuna hafifçe vuran Kai "Bu kadar ana kuzusu olma. Yıllardır yapıyoruz, hiçbir şey olmadı." ona katılır bir şekilde Tae'de "Biz bu işin profesyonelleriyiz.." demişti.

Soobin omuzlarını silkip "Çok mantıklı bir hareket değil ama ben adrenali sevdiğim için yapıyorum." dedi. Beomgyu'nun bir tarafı 'Buradan kurtulmak istiyorsan yap!" derken diğer tarafı '4. Kattasın eğer yanlış bir hareket yaparsan asfalta yapışırsın aptal!' diyordu.

"Korkak değilsen ve gelmek istiyorsan istiyorsan seve seve yanımda götürürüm seni ama bir tavuk gibi davranıp gelmeyeceksen karar senin, kimseye gelmesi için yalvaracak değilim." dedi Yeonjun. Derin bir nefes alıp "Kararımdan vaz geçicek değilim, geliyorum.." deyip, Yeonjun'un koluna hafifçe 1-2 kere vurdu Beomgyu.

"Tamamdır, Beomgyu'da geldiğine göre sana nasıl kaçtığımızı öğretelim.." dedi Kai. "Öncelikle camın dışına çıkıyorsun," anlatırken aynı zamanda dediği hareketleri yapıyordu, "sonra dikkatli bir şekilde önce elinde merdiveni tutup sonra atlıyorsun." atladığı zaman Gyu'nun gözleri şokla açıldı. Aşağıya baktı hemen, Kai'nin normal olduğunu, bacağının, kolunun kopmadığını fark edince derin bir nefes aldı. Diğer çocuklarda aynı şekilde inince sıra Gyu'ya gelmişti. Kalbi sanki göğüsünü delicekmişcesine atıyordu. Cama çıkıp aşağıya baktı, burası beklediğinden daha da yüksekti. "Aşağıya bakma daha korkunç olur." diye bağırdı Soobin.

Gyu gözlerini kapatıp 10'a kadar saymaya başladı, derin derin nefesler alarak kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. "Hadi ama, burada bütün gün seni mi bekleyeceğiz?" diye bağırdı Yeonjun, fakat -sesi fazla çıktığından olsa gerek- bahçedeki görevli seslerini duymuştu. "Siktir.." dedi Taehyun. "Beomgyu, çabuk ol!" diye bağırdı tekrardan Yeonjun. Ne yapıcağını bilmiyordu, hızlı davranması gerekiyordu. "Özür dilerim anne.." deyip cesaretini toplayıp atlamıştı...

" deyip cesaretini toplayıp atlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
brutal, txt.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin